Eğitim Sisteminde “Değerler”in Kazandırılması*
Yrd. Doç. Dr. Veysi ERKEN*
“Allâh’ı unutan ve bu yüzden Allâh’ın da onlara
kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın.
Onlar yoldan çıkan kimselerdir.” (Haşr, 19)
“Îmânın en üstün mertebesi, nerede olursan ol, Allâh’ın
seninle beraber olduğunu bilmendir.” (Heysemî, I, 60)
Eğitim sistemlerinin uygulama yeri okullardır. Okulların esas görevi ise öğrencilere tedrisatın içinde yer alan “talim” ve “terbiye” ile ilgili temel iki nitelik kazandırmaktır. Talimin(öğretim) konusunu mesleki bilgi ve beceriler, terbiyenin konusunu “değerler” oluşturur. Esasında bireylere kazandırılacak niteliklerle ilgili değişim beyinde başlar. Esas konumuz olan değerlerle ilgili değişimi gerçekleştirebilmek için bazı sorulara cevap aranır. Değerlerin kazandırılması (eğitimi) ile ilgili şu temel sorulara cevap aranır.
Ne? Değer nedir?
Niçin? Değerler niçin kazandırılmalıdır?
Nasıl? Değerler nasıl kazandırılır?
Nerede? Değerler nerede/nerelerde kazandırılır?
Ne zaman? Değerler ne zamanda kazandırılmalıdır?
Kim tarafından? Değerleri kim/kimler kazandırmalıdır?
Bu sorulardan hareketle öncelikle “değer”in tanımı üzerinde durmak gerekir. Değer; (ne?)birkaç şekilde tanımlanabilir Bir tanıma göre : ” davranışlara genel olarak rehberlik eden ilkeler ve temel inançlar, eylemlerin iyi ya da istenilen olarak yargılandığı standartlar”.(1)
Bir başka tanımla “Değer, bir sosyal grup veya toplumun kendi varlık, birlik, işleyiş ve devamını sağlamak ve sürdürmek için üyelerinin çoğunluğu tarafından doğru ve gerekli oldukları kabul edilen ortak düşünce, amaç, temel ahlaki ilke ya da inançlardır” (2).Tanımlardan hareketle: Değerin özellikleri şöyle sıralanabilir:
“1. Toplum ya da bireyler tarafından benimsenen birleştirici olgulardır.
2. Toplumun sosyal ihtiyaçlarını karşıladığına ve bireylerin iyiliği için olduğuna inanılan ölçütlerdir.
3. Sadece bilinci değil, duygu ve heyecanları da ilgilendiren yargılardır.
4. Bireyin bilincinde yer alan ve davranışı yönlendiren güdülerdir.
5. Değer, normu içerir. Değerlerin normlardan farkı, normlardan daha genel ve soyut bir nitelik taşımasıdır.”(3)
Demek ki, değerlerin temelinde zihin dünyamızda oluşan/oluşturulan inanç ve buna bağlı olarak “ahlakî ilkeler” yer alır.
Dünyanın hiçbir yerinde inanca ve buna dayalı ahlakî ilkelere müstenit olmayan “değerler” yoktur ve olamaz. İnanca bir başka deyişle “Aşkın varlık”la irtibatı kesik inançlara dayalı “değerler” geçicidir. Kalıcı değer için aşkın varlıkla irtibat esastır.
Bu gerçeği fark eden eğitimci Dewey: “Biri okuldaki yaşayış ve öbürü okul dışındaki yaşayış için iki ahlak ilkeleri dizisi olamaz. Davranış bir olduğuna göre, davranış ilkelerinin de bir (aynı) olması gerekir” (4) tespitinde bulunur.
Dewey değerlerin temelini oluşturan ahlakî ilkeleri okulların kazandırması sorumluluğunun olduğunu şu şekilde ileri sürer. “………. Üzerine ahlaki bir sorumluluk düştüğü gerçeğini tanımayan bir eğitim sistemi, ödevini ihmal ediyor ve verdiği sözü yerine getirmiyor demektir. Bu, okulun kendi varlık nedenini inkâr anlamına da gelir”(5).
Eğitim sistemimizin temel amaçlarına baktığımızda da bu gerçeği görürüz. Eğitim sistemimizin genel amaçlarını ifade eden ikinci maddesinin birinci fıkrasında insanımızın “milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren” (niçin?)(6)yurttaşlar olarak yetiştirilmelerinin hedeflendiği ifade edilmektedir. Bu maddede beş temel değerden bahsedildiği görülür.
Bahsi geçen değerlerin kazandırılması ancak uygun ortamların (nerede?) sağlanmasıyla mümkündür. Değer kazandırmada ortak zemin çok önemlidir. Hatı yaşama yoktur, sathı yaşama vardır denilebilir. Zira değerler en iyi yaşanarak/yaşatılarak kazandırılır. Bir başka deyişle; “Değer eğitimi çocuğun yaşadığı her ortamda oluşmaktadır. Bu eğitime aile, yakın akrabalar, arkadaş çevresi, medya, okul, v.b. birçok öğenin katkısı vardır.”(7)
Williams’da değer kazandırmada okul dışı alanın etkisinin olduğunu tespit etmiştir.“ Williams, sınıflarda ahlakî değerlerin ve karakter eğitiminin nasıl gerçekleştirildiğini incelediği çalışmasında, saygı konusunda açık program aracılığıyla verilen formel derslerin mükemmel sonuçlar vermesini beklerken, bulgular saygının en iyi model olma ve olumlu ahlaki bir ortamı ifade eden kaliteli eğitimin örtük programı aracılığıyla göstermiştir.”(8)
Özetle Malcom X’in dediği gibi (nasıl?) “en iyi nasihat yaşamaktır” Okul içinde ve okul dışında tutarlılık ve inançta birlik esastır. Bilinmelidir ki, “eylemler inançla bağdaşık” ise “değer” olur. Kur’an-ı Kerim’de “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Saff-2” denilmekte ve söylediklerini yapan Hz. Peygamber insanlığa örnek gösterilmektedir. Ayette: “Andolsun ki, sizin için ve Allah'a ve ahiret gününe (Allah'a ulaşma gününe) ulaşmayı dileyen ve Allah'ı çok zikredenler için, Allah'ın Resûl'ünde güzel bir örnek vardır. Ahzab 21”
Yukarıdaki ifadeden anlaşılacağı üzere “değer” kazandırmada Hz. Peygamberin örnekliği davranışlarıyladır. Etrafındakileri uyarma veya kınama ile değil. Enes B. Malik “Ben Rasulullah’a sekiz yaşından itibaren Medine içinde ve dışında on sene hizmet ettim. Andolsun ki bana bir defa bile “of” demediği gibi yaptığım veya yapmadığım bir hususta, “neden böyle yaptın, neden şöyle yapmadın”da demedi. İhmal veya kusurlarımdan dolayı beni asla kınamadı” demektedir.
Değerleri benimsetmenin en güzel örneğini verenlerden birisi de Hz. Peygamberin yolunun yolcusu merhum eğitimcilerimizden biri olan S.Ahmet Arvasi'dir.
Kendisinden okulda sigara içen çocuklara nasihat etmeyi talep eden okul müdürüne hocam bana 10 gün müsaade edin. Önce ben bırakabiliyor muyum? Nasihat edebilmem için öncelikle benim sigarayı bırakmam gerekir.
Müdürle bu minvalde anlaşan merhum hocamız bütün öğrencilerin konferans salonunda toplanmasını talep eder ve öğrencilerine “beni seviyor musunuz?” diye sorar.
Aldığı cevap tabii ki?
Bunun üzerine beni seviyorsanız sigaralarınız buraya gönderin ve bir daha sigara içmeyin der. Ancak öğrencilerden ancak beş altı kişi sigarasını gönderir.
Merhum hocamız öğrencilerine demek ki beni sevmiyorsunuz, beni sevseydiniz sigaralarınızı gönderir bir daha okulda sigara içmezdiniz der.
Mahcup olan öğrenciler sigara paketlerinin üzerine “hocam sizden utandığımız için” cümlesini yazarak sigara paketlerini gönderir. Sizi çok seviyoruz ve sözünüzü sözümüz kabul edip sigaralarımızı gönderiyor ve bir daha sigara içmiyoruz derler.
Bu nasihatten sonra Balıkesir Savaştepe öğretmen okulunda sigara içilmez.
Bu hadise göstermektedir ki, bir değeri örnek olmakla kazandırmak mümkündür. Kısaca “eylem sözden daha etkilidir” (9)
Esasında birçok gerçek (değer) bilinmemekten ziyade yaşanmamaktadır. Çıkaracağımız sonuç okullarımızda değer eğitimini gerçekleştirmenin en kestirme yolu büyüklerin örnekliği, küçüklere kazandırılacak değerin (ne zaman-kim?) yaşanması/yaşatılmasıdır.
Kınalızade “çocukların zihinleri sade ve temiz olduğu için her tarafa yönelebilir. Eğer çok defa rezil fiiller ve hayvanî tabiatı gerektiren şeyler telkin edilirse, çocuk onlara yönelir. …Daima yanlarında iyi ve hayır sahibi kimseleri övmek ve kötüleri kınamak suretiyle çocuklar, kötülüklerden uzaklaşır ve hayır olana koşarlar” (10) diyerek “değerler”in kazandırılma tarzını izah eder.
Kınalızadenin “değerler”i kazandırma yöntemini tarihi tecrübelerimizde görmek mümkündür. “Edeb yâ hû” ilkelerini esas alan ”Ahilik teşkilatının insan yetiştirme modelini incelediğimizde bunu rahatlıkla görebiliriz( 11). Yine ahiliğin bir uzantısı sayılan Yârân meclislerinde de aynı mantığı görürüz ( 12). Tarihi tecrübemizden de şu sonucu çıkarıyor ve diyoruz ki; bilinmelidir ki, sosyal dönüşümler zihinsel dönüşümlerle gerçekleşir. Zihni dönüşüm küçük yaşlarda gerçekleşir. İnsani değerler genetik olmayıp öğrenme ile uygun ve bütüncül ortamlarda gerçekleşir.
İnsani değerlerle donatılan bir zihne sahip olan kişinin beyninde mutluluk hormonu salgılarız. Zira;“Mutluluğun vazgeçilmez kaynaklarından biri sağlam bir değerler bütününe sahip olmaktır.” (13)
Tarhan bu durumu şu örnekle açıklar: “Kişiye bir resim gösteriliyor. Bu bir Budist ile ortalama bir Amerikalı. Yanmış bir insanın fotoğrafı gösterilerek merhamet duygusunu kontrol etmeleri isteniyor. Merhamet duygusu olan Budist resimde gördüğü durum sebebiyle beyinde duygusal alan harekete geçtiğinde aynı zamanda mutluluk duygusu ile ilgili alan da harekede geçiyor. Yani kişi birine acırken kendisine de faydası oluyor aslında. Yani yardım ihtiyacı ortaya çıkıyor. Ona yardım etmek istiyor. Yani mutluluk hormonu salgılıyor. O kişide yanmış insanın resmini gördüğü zaman kişinin beyninde müthiş de mutluluk hormonu salgılıyor. Ortalama bir Amerikalıda ise durum farklı çıkıyor. İğrenme ve kaçınma duygusu oluşuyor ve beyninde stres hormonları salgılanıyor” (14)
Bir ülkenin bireylerinde insani değerler zayıflarsa toplum da zayıflar ve çöker. “İnsani değerlerin zayıflaması, empatinin, merhamet duygusunun, acıma duygusunun zayıflamasının sonuçlarıdır”(15).
Buradan hareketle eğitim sistemimiz bu değerlerin içini dolduracak programları hayata geçirmekle mükelleftir diyebiliriz.
Sonuç olarak “… Bir resmi okul sisteminin bir bütün olarak ahlak bakımından etkinlik ve öneminin, taşıdığı toplumsal değerle ölçülmesi gerektiği düşüncesi”ni (16) asla akıldan uzak tutmaması ve programlarını hayatın bütününü kapsayacak bir şekilde tutarlı düzenlemesi gerekir.
*Değerler Şehri Kastamonu Değerler Eğitimi Projesi Paneli Tebliğ, 30 Mayıs 2012-Kastamonu
** Kastamonu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi
Kaynakça
1-Halstead ve Taylor Aktaran Ahmet Doğanay, Değerler Eğitimi, Sosyal Bilgiler Öğretimi, Pegem Akademi, Yay, Ankara,2011, s.228,
2-http://www.sosyalbilgilerciyiz.com/sosyal-bilimler-sozlugu/deger-nedir/
3-http://www.sosyalbilgilerciyiz.com/sosyal-bilimler-sozlugu/deger-nedir/
4.John Dewey, Eğitimde Ahlak İlkeleri, ( Dr. A. Ferhan Oğuzkan) Ankara 1995, s.23
5.John Dewey, Eğitimde Ahlak İlkeleri, ( Dr. A. Ferhan Oğuzkan) Ankara 1995, s.23
6. 1739 Milli Eğitim Temel Kanunu, Madde 2.
7- Ahmet Doğanay, Değerler Eğitimi, Sosyal Bilgiler Öğretimi, Pegem Akademi, Yay, Ankara,2011, s.234.
8- Aktaran Ahmet Doğanay, Değerler Eğitimi, Sosyal Bilgiler Öğretimi, Pegem Akadem, Yay, Ankara,2011, s.251
9- Robert H. Rosen, İnsan Yönetimi, (Ç. Gündüz Bulut) MESS Yayınları, İstanbul 1998, s.339
10- Kınalızâde Ali Efendi, Devlet ve Aile Ahlâkı, (Ç. Ahmet Kahraman), Tercüman 1001 Temel Eser, İstanbul tarihsiz.
11- Veysi ERKEN, Bir Sivil Örgütlenme Modeli: Ahilik, Ankara 2002, s.87-100.
12- Veysi ERKEN, Nasıl Bir İnsan, Ankara 2000, s.74,
13- Ahmet Doğanay, Değerler Eğitimi, Sosyal Bilgiler Öğretimi, Pegem Akademi, Yay, Ankara,2011, s.230
14-Nevzat Tarhan; İnsani Değerlere Neden İhtiyaç Var?, İnsani Değerler, İnsani Değerler Derneği Yayını, Ankara 2010. s.77.
15-Nevzat Tarhan; İnsani Değerlere Neden İhtiyaç Var?, İnsani Değerler, İnsani Değerler Derneği Yayını, Ankara 2010. s.79.
16- John Dewey, Eğitimde Ahlak İlkeleri, ( Dr. A. Ferhan Oğuzkan) Ankara 1995, s.23.