Seyyahların Gözüyle KASTAMONU*
Veysi ERKEN
Beldeler var ki, iz bırakır
hafızalarda, değer taşır geleceğe, ufuk açar nesillere.
Şehirler vardır damgasını vurur
tarihe, vuslat olur seyyahlara, mekân olur gezginlere.
KASTAMONU
iz bırakan bir şehirdir.
İzi vardır tarihimizde.
Anadolu’nun ehemmiyetli bir
beldesidir tarih içinde.
Gezilmiştir.
Görülmüştür.
Geçmiş geleceğe taşınmıştır
Kastamonu’da.
KASTAMONU
seyyahların diliyle, görgüsüyle ve ifadesiyle anlatılmıştır.
Fahri
Maden KASTAMONU’YU anlatmıştır seyyahların dilinden.
Evet,
Yeni bir çalışmadır SEYYAHLARIN GÖZÜYLE KASTAMONU.
Fahri Maden, bir maden arar gibi
aramış seyahatnamelerde KASTAMONUYU.
Tebrik ediyorum.
Seyyah İbn Batuta’nın dilinden
öğreniyoruz bir zamanlar KASTAMONU’NUN
Anadolu’nun en büyük beldelerinden biri olduğunu, ucuzluğunu ve “AHİLER”inin çokluğunu.
Ve şehrin beyi tarafından DİVAN kurulduğunu.
DİVAN
şehirlerin yönetiminde önemli bir unsurdur. Umarım ki, günümüzde de şehirlerde
icra edilir. DİVAN ayrı bir fasıldır
elbette.
“Ya
şefaat diyeceğine ya seyahat diyen” Evliya çelebinin de yolu düşmüştür
Kastamonu’ya. Ondan öğreniyoruz
Kastamonu’nun Âliminin, Şairinin ve
Hafızının çok olduğunu. Bu yönüyle de iz bırakmıştır Kastamonu.
Ya Kâtip çelebinin tasviri.
Kastamonu Türkmenlerin kaidesidir Kâtip Çelebinin gözünde.
Fransız seyyah Texier’in ifadesi
doğruysa bin sekiz yüzlerde Kastamonu’nun nüfusu 40 binden fazla. Bu ifade göç
olgusunun bir delili olabilir. Kastamonulular şehirlerine sahip çıkmalılar ki,
göç azalsın.
Kastamonu nire Üsküdar nire demeyin.
Şehrin Üsküdar’a kadar uzandığını Şemsettin Sami’den, havasının temiz, nezih ve
soğuk olduğunu Kinneir’den öğreniyoruz.
Sadece geçmişin değil, yakın dönemin
seyyahlarından da öğreniyoruz kadim şehir Kastamonu’yu. Yusuf Kemal Tengirşek’ten
Kastamonu’daki ilmi tecessüsü ve içe kapanıklığı öğreniyoruz. Son dönemin
seyyahlarından olan Nahid Sırrı Örik’ten ise şehre ulaşımın zorluğunu (Çankırı-Kastamonu
15 saat), Osmanlı dönemine ait neredeyse hiç eser olmadığını ve buradan
hareketle Ilgaz tünelinin ehemmiyetini öğreniyoruz. Hâsılı kelam ifademle
seyyahlar “Kastamonu’yu Türkiye’ye,
Türkiye’yi Kastamonu”ya anlatmaya çalışmışlardır.
Seyyahlar vazifesini yapmış Fahri Bey
ikmal edip günümüze taşımıştır.
Gizli hazineye dönüşmüş
Kastamonu’nun bilinmesine katkı sağlamıştır.
Değerli bir çalışma.
Eline sağlık Fahri Bey.
Kastamonu Üniversitesinin genç
akademisyenlerinden Fahri Bey vazifesini yapmış, emek sarf ederek KASTAMONUYA katkı sağlamıştır.
Fahri bey geçmişi günümüze
taşımıştır.
Sıra okuyucuda ve Kastamonu’nun
mutrefinlerinde (zengin/ ileri
gelen). Günü geleceğe taşımalılar.
Kastamonu’yu anlatan eserler
Anadolu’ya, hatta özellikle Kastamonulunun yaşadığı her yere yayılmalı.
İşte bu konuda vazife düşüyor
mütrefinlere.
Esasında bütün şehirlerimiz için bir
hayalim var. Bu hayalimi bir cümle ile özetliyorum.
Şehirler için diyorum ki, “…….. Türkiye’de, Türkiye ……” bu
hayalimin misalini “Kastamonu
Türkiye’de, Türkiye Kastamonu’da” olarak ifade ediyorum.
Seyyahlar yazılarıyla tanıtmışlar.
Fahri Maden Bey kalemiyle bunları
kitaplaştırmış. Kastamonulular bunu Türkiye’nin sathına taşımalılar.
Umulur ki, Belediye, Valilik ve
şehrin zenginleri buna katkı sağlar.
Kitabı imzalayıp takdim eden Fahri beye
teşekkür ediyorum.
Özellikle Kastamonu Ahileri ile
ilgili çalışmalarını bekliyorum.
Rabbim bu dünyada hayırlı işlere
vesile olmak isteyenlerin yolunu açık eylesin, kalemlerine güç versin,
yaşadıkları şehri imar etsin.
Selam ve Sabırla...
·
Kitap
talebi için:
Fahri
Maden, Kastamonu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi
Tel:0366 2801922