Milletin
Adamı: Aykırı Vali Merhum Recep Yazıcıoğlu
Veysi ERKEN
Yorgunluk
ve çürümüşlük üzerine yazdığım yazı epey ilgi gördü. Yorgunluk ve çürümüşlüğü
ortadan kaldırmak için yönetim ilke ve kurallarında değişiklik yapılmasının
yanında gerçekten ehil, adil, şefkatli, vatansever ve dürüst kişilerin göreve
atanması gerektiği ile ilgili örnekler gönderildi.
Özellikle
adı efsaneye, aykırıya ve sıra dışılığa çıkmış ve bu özellikle tebarüz etmiş
merhum Recep Yazıcıoğlunun birkaç uygulamasının tekrar hatırlatılması babında
yazıma alınmasını talep eden okuyucular oldu.
Örnekler
gönderildi.
Bu
uygulamaları sizlerle paylaşayım.
Belgi
bugünün iktidar sahipleri bunlardan ibret alır ve adil yönetim sağlayarak halka
hizmet eder.
İşte o
uygulamalardan iki misal:
“Efsane ve aykırı vali merhum Recep Yazıcıoğlu Aydın
Valiliği’ne atandığında, henüz üç dört günlük valiydi. Nazilli SSK Hastanesi
ile ilgili bir şikâyet kulağına geldi…
Hiç vakit kaybetmeden tebdil-i kıyafet hastaneye gitti.
Acil bölümünden içeri girdi ve görevli bir hemşireye
“Başhekimin odası nerede?” diye sordu.
Hemşire şöyle bir baktı Yazıcıoğlu’na ve küçümseyici bir ses
tonuyla “Üst kata çık, koridorun sonundan sağa dön, sondaki oda” dedi.
Yazıcıoğlu üst kata çıktı. Başhekimin odasını buldu. Kapısı
açıktı ama başhekim odasında yoktu. İçeri girdi. Tam o sırada başhekim geldi ve
“Buyurun ne istiyorsunuz?” diye sordu.
Yazıcıoğlu, rahatsız olduğunu, tedavi olmak istediğini ama
parası olmadığını söyledi.
Başhekim kendisine “Burası hayır kurumu değil, paran yoksa
tedavi olamazsın” cevabını verdi.
Yazıcıoğlu, “Devletin görevi vatandaşına bakmak değil mi
doktor bey?” dedi.
Başhekim sinirlendi ve Yazıcıoğlu’nu odasından kovdu.
Sessizce aşağı indi, hastanenin iki sokak arkasında bekleyen
makam aracına bindi.
Arabada onu bekleyen yardımcısına “Gerekli yazışmalar hemen
bugün yapılsın yarın görevden alınma yazısını kendisine bizzat ben vereceğim”
dedi…
Ertesi gün bu sefer resmi giyimli, kravatlı, takım elbiseli
olarak elinde bir kâğıtla hastaneye gitti…
Bu sefer makam aracı hastane girişine kadar geldi…
Herkes şaşkındı… Dün gördükleri yamalı pantolonlu, kasketli,
yırtık gömlekli adamın meğerse yeni atanan Aydın Valisi olduğunu gördü.
Hiç vakit kaybetmeden başhekimin odasına çıktı, içeri girdi.
Başhekim dona kaldı…
“Siz? Ama siz!” dedi…
Yazıcıoğlu, “Bugün itibariyle başhekimlik unvanından
azledilmiş bulunmaktasınız” dedi ve elindeki görev azli belgesini uzattı.
Peki, sonra ne mi oldu?
İstedikleri şeyleri ve tayinlerini yaptıramayanlar valiyi
Ankara’ya şikâyet etti ve Yazıcıoğlu Aydın’dan Erzincan’a gönderildi.
***
Bir Diğer
Misal:
Gümüşhaneli muhtarın kızının evi Erzincan depreminde
yıkılınca, muhtar devletin deprem mağdurlarına vereceği evi almak için Erzincan’a
kızının yanına gider.
Kızını alır,
valilik binasına çıkarlar, öğlen arası olduğu için ellerinde evraklar beklemeye
başlarlar.
Bu arada kot pantolonlu, yakası açık gömlekli biri gelir.
– “Amca buyur” der.
Muhtar derdini anlatır. Kot pantolonlu adam evrakları alır
bir odaya gider, bir kaşe basar, diğer odaya gider başka bir evrak alır,
doldurur, deftere kaydeder. En son kapısında “Valilik” yazan odaya girip
çekmeceden bir mühür alarak kâğıtlara mührü basar ve muhtardan da imzalamasını
ister.
Muhtar, biraz da çekinerek,
– Yeğenim çok sağ ol ama vali bey sana kızmasın.
– Yok, amca kızmaz.
– Sağ ol yavrum, adın nedir senin?
– Recep benim adım amca.
– Yoksa sen vali Recep Yazıcıoğlu musun?
– He ya.
Trabzonlu Recep Yazıcıoğlu, devletin değil, milletin
hizmetkârıydı. Mekânı cennet olsun. Şahadet Tarihi 08.09.2003
DEĞERLİ VE GÜZEL İNSANI SAYGI VE ÖZLEMLE ANIYORUZ…”
Aynı evsafta yöneticileri ve
uygulamaları bekliyoruz.
Selam ve Sabırla…