Vatandaşın rahatlatılması için bir adım atmaya kalkışanlar bürokrasi tarafından pişman edilir.
Ağızdan çıkan söz kaynakların “kıt” ve imkânların sınırlı olduğudur.
Külliyen yalan olan bu ifadelere inananlar bol bol yorum yapar ve yazılar yazar. Medya denilen ucubede tonlarca yazıyla karşılaşırız.
Esasında yönetme gücünü eline geçirmiş oligarşik çete kaynakların halka ulaşmasını istemez. Aksine kendi gücünü pekiştirecek kararları alır ve bunları tedbir olarak vatandaşa yutturmaya çalışır.
Son dönemde kriz denilen hadise de bundan farklı değildir. Vatandaşa yok diyen yöneticiler kendi imkânlarını arttırır. Lojman, makam arcı, sosyal tesisler ve örtülü ödenekler bunların başlıca göstergeleridir. Bürokrasi asla saltanatından vazgeçmez.
Halkı canından bezdirmek için attığı her adımı meşrulaştırma babında bir şeyi bahane eder. Bana gelen bir mail oligarşik çetenin mantığını ortaya koymaktadır. İşte o mail:
Bekçi
Devlet bir gün geniş ve boş bir araziye geceleri göz kulak olacak, 500 TL maaşla, bir bekçi işe almaya karar verir.
Bir süre sonra düşünülür ;
‘’Peki talimatlar olmadan bekçi işini nasıl yapacak’’
Bir planlama birimi kurulur ve planlamayı yapmak üzere, 750’şer TL maaşla, iki kişi işe alınır.
Bir süre sonra
‘’İşleri yapıp yapmadıklarını nasıl kontrol edeceğiz’’ diye düşünülerek, 1.000’er TL maaşla, iki denetmen işe alınır, biri denetim yapar diğeri raporları yazar .
Bir süre sonra
‘’ Bunların maaşları hesaplanıp nasıl ödenecek ‘’ diye tartışılır ve 1.500’er TL maaşla, bir mali müşavir, bir katip, bir de istatistikçi işe alınır.
Bir süre sonra ;
‘’Peki bunlardan kim sorumlu olacak.’’ Diye düşünülür ve 5.000 TL maaşlı bir müdür ve 3.000’er TL maaşla iki de müdür yardımcısı işe alınır.
Bir süre sonra, ülkede ekonomik kriz çıkar ve bütçedeki masrafları kısmak için bekçi işten çıkartılır...
Kıt kaynakların nasıl kullanıldığını anladık mı sevgili dostlar
Selam ve Sabırla…………