25 Mayıs 2009 Pazartesi

Kurultaydan Sonra Büyük Birlik

Alperen, beyninin her hücresine işlemiş olan düşünceler

-değerler- iktidar olmadıkça “muhalif olma” dürüstlüğünü terk

etmeyen insandır. Alperen ömrünün hiç bir döneminde

karşısında olduğu sistemle işbirliği yapmaya tenezzül etmeyen

insandır.

24 Mayıs 2009 kurultayı sonsuzluğun sahibi olan Cenabı Allah’a kavuşan merhum genel başkanımız Muhsin yazıcıoğlunun davasının şahlanışının başlangıcı olabilir. Hüznümüzün devam ettiği süreçte gerçekleşen kurultay bir başlangıç olmalıdır.

Ebruli bir dünya için yeni yönetimin işi kolay değil. GÖR’de belirtildiği gibi kitlelere ulaşılmaya çalışılmalıdır.

İşte bu atmosfer içinde “gül” bir peygamber muştusu misali anlatılmalı ve vuslat kurultayındaki “tevhid” gerçekleştirilmelidir.

Kitleler “gül”e koşmalı.

Büyük Birlikte kaybrden veya kazanan yok. Bütün adaylar değerli ve hep birlikte kazanmış oldular.

24. 05.2009 “Hayırda Yarış” mantığı ile tamamlanmıştır. Büyük Birlikliler milletin “Söz”, “Hak” ve “Karar” sahibi olmasını sağlayacak iradeye sahip olduklarını gösterdiler. Ümitler boşa çıkarılmadı. Büyük Birliklerini devam ettirdiler.

Salondaki el ele tutuşmalar ve kucaklaşmalar bunun göstergesidir.

Kendilerini ve milleti aldatmadılar.

Büyük Birliklilerin lokomotifini oluşturan yeni ekip el ele, gönül gönüle fedakarlık ve feragatle vagonların yükünü çekmeli ve milli iradenin şahlanmasını sağlamalıdır. Böyle bir çaba oligarşik çete hakimiyetinin nihayete erdirecektir.

Unutulmamalıdır ki, başarı çalışma ile doğru orantılıdır. Gerek hakiki, gerekse hükmî şahsiyetlerin başarılarının gayretlerine bağlı olduğu unutulmamalıdır. Yeni lokomotifin her bireyi gayretini vagonları çekebilecek kadar arttırmak mecburiyetindedir.

Bilenler bilir. Merhum Tahir Hocamızın bir benzetmesi vardı. Bizlere sürekli olarak “hedefiniz birinci kata çıkmak ise, siz ikinci katı hedef seçiniz” derdi. Gerçekten bir insanın veyahut bir grubun başarısı gerçek hedeflerini egale edecek hedefleri seçmesine ve bu doğrultuda çaba sarf etmesine bağlıdır.

Büyük Birlik Partisinin yeni lokomotifi “derin millet”in sesi olmak istiyorsa hedef kitle olarak yetmiş milyonluk sathı bir bütün olarak görmelidir. Tıpkı merhum genel başkanımızın yetmiş milyon vatandaşı bir gördüğü gibi.

“Hepimiz Bir Kilimin Desenleriyiz” diyen Büyük Birliklilerin yeni stratejilerini ülkemizdeki “olanlarla” “olması gerekenlere” dayandırması gerektiğini düşünüyorum.

Yıllardır milletin haklarını gasp eden ve imkanlarını sülük gibi emen bir küçük azınlığın yüzünü derin millete izah etmek ve göstermek madalyonun bir yüzü, çözüm ile ilgili görüşler madalyonun öteki yüzünü oluşturmalıdır. Doğru teşhis tedavi için gerekli, ancak yetersizdir. Bu sebeple tedavi için gerekli reçetenin yurt sathında tanıtılması gerekir.

Teşhisin “olanlarla” yani hastalığın kaynağıyla ilgili olup bir avuç insandan oluşan “zümre”nin melanetlerini, yağmalamalarını, talanlarını ve hak gasplarını ortaya koyacak boyutta, büyüklükte ve çapta olması gereklidir. Zira varlık içinde yokluk çekmemizin en önemli sebeplerinden birisinin “ayak” olması gereken zümrenin “baş” yapılıp alkışlanması ve kabul görmesi gerçeğidir. Bu gerçek asla unutulmamalı ve akıldan çıkarılmamalıdır.

Her biri “Monark” konumunda olan sülük zümrenin mensuplarının “halka rağmen” hükmetmekte olduklarının deşifre edilmesi, milli iradenin sesi olmanın başlangıcıdır. Reçeteyle birlikte gayret, zaferin muştusudur.

Büyük Birlik zorlaştırmayıp kolaylaştıran, nefret ettirmeyip müjdeleyen bir yaklaşım sergileyebilir ise mevcut gelişme “kuvve”den “fiil”e dönüşür ve merhum genel başkanımızın hayali gerçekleşmiş olur.

Yeter ki ,milletin teveccühünü “Güven”e dönüştürebilecek lokomotif harekete geçsin.

Başta Tuna Koç ve Yalçın Topçu olmak emeği geçen ve merhum genel başkanımızın ruhuna Fatiha okuyan herkese selam.

Selam ve Sabırla.......

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?