Veysi ERKEN
Başlık biraz uzun oldu.
Alt alta iki haberin başlığını okurken içimde fırtınalar koptu.
Malum Anayasa’da uzak tefek olumlu yönde değişiklikler yapılmaya çalışıldığı bir dönemdeyiz ve mevcut Anayasa’yı dayatanların uygulamalarından azami derecede mağdur olmuş bir nesiliz.
Arkadaşlarımızın bir kısmı darağacında şehit edilirken bir kısmı da hala dönemin mağduriyetlerinin izini taşımaktadır.
Bir tarafta Eylül fırtınasının mağdurları öbür tarafta onun meclisinin üyeleri.
Bir kısmınız hatırlamayabilir.
Kamer Genç, 12 Eylül darbesinin akabinde oluşturulan Danışma Meclisinin üyeliğini yapmış biridir.
Kamer Genç’in sadece bu yönünü hatırlatmakla yetinelim.
Gelelim mağdurlara.
Musa Serdar Çelebi Cunta mağduru olmuş bir ülkücü.
Ahmet Türk’te Diyarbakır cezaevinde işkenceye maruz kalmış bir mağdur.
Mağdurlar bir tarafta.
Edebiyat yapanlar bir tarafta.
MHP’li vekil Kamer Genç’i korumak için boğaza sarılıyor, sıkmaya çalışıyor.
Peki, ne için?
Darbe anayasasını muhafaza ve müdafaa sadedinde.
İlahi tecelli.
Sefa sürenlerin niyetini ortaya çıkaran tablo.
Rabbim her şeye kadirdir.
Bu tablo unutulmamalı ve unutturulmamalı.
Bir tarafta şiddete karşı mağdurlar, öbür tarafta şiddetin ve mağduriyetlerin kaynağı bir kaynak.
Büyük Birlik peşinde olan herkes bu tabloyu görmek durumundadır.
İnsanımızın kandırılmaya ve yanlış yönlendirilmeye tahammülü yoktur.
Şiddetsiz, kansız, komplosuz günlerin özlemini taşıyan herkes bu tabloyu görmek ve anlatmakla vazifelidir.
İttihatçı zihniyetin kölesi olanları uyarmak için bu haberleri anlamak ve anlatmak vicdani bir sorumluluğun gereğidir.
Selam ve Sabırla………
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?