Siyonist Korsanlar ve Yerli Borazanları
Veysi ERKEN
Gazze’ye asıl yükü olan "insanlığın vicdanı"nı taşıyan gemileri ve Siyonist korsan katillerinin baskınını takip ettim. Gerek maillerle gerekse SMS ve telefonlarla insanları “insanlığın Vicdanı”nı taşıyan gönül dostları için fiili ve kavli dualara çağırdım. Sonuçta hepimiz “kul”uz ve elimizden gelen gayreti yapıp yapmamaktan sorumluyuz.
Gece mesaisinin akabinde gün boyu gece 23.00 kadar yine gönül dostlarıyla “insanlığın Vicdanı”nı Gazze'ye taşımakta iken Siyonist korsanların saldırısına ve katliamına maruz kalan adam gibi adam olan ve her şeyleriyle dik duranlarla beraber oldum.
Mavi Marmara’da Akdeniz’in maviliğini kızıla boyayan Siyonist korsan sürüsünün yaptığı yanına kâr kalmamalı. Mavi Marmara’nın gazası Siyonist korsan devletin ve korsanları sonu olmalıdır.
Zira Mavi Marmara’dakiler her cinsten, milliyetten ve dindendi. Ortak özellikleri “insanlığın vicdani”ydi. Denizin ortasındaki katliamın bedeli Siyonist korsan devleti ve korsanlarını ortadan kaldırmak olmalıdır. Çünkü bunların insanlıktan nasipleri yoktur. Esfeldirler.
Esfellik sadece korsanlarda değildir. Onların borazanlığını yapanlar da “esfel”dir, aşağılıktır. Siyonist korsan devletinin Türkiye’deki sesleri dün yine aşağılıklarını gösteriyorlardı.
Piyon ve maşa olduklarını her fırsatta ilan ediyorlardı. İskenderun’daki katliam o maşaların işidir. Yazılarına ve yorumlarına bakarsanız aynı mülevvesliği ve “esfel”liği görürsünüz.
Gün Siyonist korsanları yokluğa mahkûm etme zamanıdır. İnsanlığın vicdanı olanlarla olmak isteyen herkese sesleniyorum. Milliyetiniz, diliniz, dininiz, mezhebiniz ve meşrebiniz ne olursa olsun Siyonist korsanların ateşini söndürmeye katkı sağlayınız. Avuçlarınızla ateşin söndürülmesine katkı sağlayınız. Tıpkı Hz. İbrahim’i nemrutun ateşinden kurtarmak isteyen karıncaların su taşıması gibi su taşıyalım ve vebalden kurtulalım.
Unutmayalım ki, ateşi söndürmek için su taşımanın bin bir yolu vardır. Gelin Siyonist korsanları ve uzantılarını ablukaya alalım, mallarını, medyalarını, plazalarını, üretimlerini, yayınlarını boykot edelim.
Akıttıkları kanlarda ve maşaları yaptıkları yorumlarda yok olsunlar.
Şimdi fiili ve kavli duanın zamanı olduğunu bilelim ve bunu ulaşabildiğimiz herkese ve kullanabildiğimiz her vasıta ile tebliğ edelim.
Cenabı Allah’ın selamı tüm iyi insanları, gazabı ve kahharlığı Siyonist korsan katillerin ve uzantıları üzerinde olsun. Âmin
Selam ve Sabırla. 01.06.2010
Gazze’de İnsanlığın Katli
02.01.2009 Veysi ERKEN
Dün Irak ve Afganistan bize ıraktı. Sessizdik. Sadece seyrediyorduk. Bugün de böyle. Olanı biteni tasvir etmek mümkün değil Gazze’de. İnsanlık katlediliyor. Haksızca bir nefsin katledilmesi insanlığın katledilmesidir diyor Cenab-ı Allah. Bunlar bırakın bir nefsi topyekûn insanları imha ediyorlar her şeyleriyle. Biz buna inanıyoruz. Ya duruşumuz ve fiillerimiz.
Gazze’nin her tarafı enkazı beşer. Ve beşeriyet seyrediyor medeniyet adına. Tek dişi kalmış canavar olan medeniyet. Merhum Mehmet Akif Çanakkale şehitlerine hitaben katiller sürüsünün vahşetini şöyle tasvir ediyordu.
“Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.
Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...”
Gazze farklı mı?
Hayır. hayır.
Daha beter. Bugünü tasvir ediyor merhum Akif. Yağan yağmur değil Gazze’nin üstüne. Seyrediyoruz katliamı canlı yayında yağan bombaları ve vahşeti. Vahşetin ve insanlığın bitişi karşısında söylediğimiz bir tek şey var elimden bir şey gelmiyor. Hâlbuki yapılabilecek çok şey var. Elimizden, dilimizden ve gönlümüzden gelen ve gelmesi gereken çok şey var. Hiçbir şey yapamıyorsak boykot var.
Siyonist kafanın topyekûn boykotu sadece saldırıyı değil insanlık düşmanı yönetimin sonunu getirecektir. Sadece işgal edilmiş topraklarda değil. Merkezleri Amerika’da da. Ah Gazze.
Mazlum ve mahrum halk. Senin için ne yapabilirim bir şey yapmıyorum diyenlere söyleyeceğim çok şey var. Hiçbir şey yapamıyorsanız dua ediniz samimi iseniz. Duanın gücünü unutmayınız. Tıpkı Erzurum’un Ruslar tarafından işgalinde olduğu gibi. Okuyanlar bilir Rusların katliamına uğrayan Erzurum’un kaybı büyüktü. Nüfusu seksen doksan binlerden on binlere düşmüştü. Sıkıntılı zamanda gerçekten biçare olanlar şöyle dua ediyordu.
Ya Rabbi Katil sürüsü Ruslara gücüm yetmiyor. Sen onlara içlerinden bir bela musallat et. Duası makbul olanların duasına icabet edildi. Ruslar iç bela ile karşılaştı ve Erzurum’u terk etti. Hiçbir şey yapamıyorum diyen biçarelere sesleniyorum. Dua ediniz.
Fiili ve kavli bir şekilde. Sadece şöyle dua ediniz. Yarabbi İsrailli ve Amerikalı Siyonist katiller sürüsünü Gazze topraklarından ve İslam coğrafyasından çıkarmaya gücüm yetmiyor. En kesif ve teknolojik ordular yükleniyor. Filistinli çocukların sapanlarından başka bir şeyleri yok. İçlerinden bela yağdır başlarına, kendi dertlerine düşsünler ve topraklarınızdan defolusunlar.
Sen ki, Kahharsın. Masum canlara kıyan katiller sürüsünü kahhar isminle kahret. Ey Gazze halkı.
Duamız sizinle. Fiili ve kavli şekliyle.
Selam ve Sabırla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?