3 Ağustos 1992 “Milli Mutabakat Çağrısı”
Veysi ERKEN
Dünyaya nizam verme gayesi ile yola çıkanlar tarihi süreç içinde hep var olmuştur. Bundan sonra da olmaya devam edecektir.
3 Ağustos 1992 Tarihinde Abdurrahim Karakoç’un terennümü olan:
“Birleşin ey! Yolları Kur’an'da birleşenler
Birleşin, itikatta, imanda birleşenler
Ayrılık yakışmıyor, bölünmek günah size
Birleşin ey, Secde-i Rahman’da birleşenler.” çağrısına uyarak birleştiler ve âleme nizam verme adına bir davette bulundular.
Bu çağrıyı yapanların liderliğini merhum Muhsin Yazıcıoğlu üstlenmişti. 3 Ağustos 1992 Mutabakatı yeni bir başlangıçtı.
Yeni açılımlara zemin hazırlamıştı.
Zamanla Mutabakat çağrısı unutturuldu.
Yazıcıoğlu’nun rahmet-i rahmana kavuşmasından sonra dostlarından bir kısmı bu Mutabakat metnini tekrar tartışmaya açtı.
Geçen sene Nihat Eren beyefendinin gayreti ile MYGB Platformu adına 3 Ağustos Milli Mutabakat Çağrısı günü ilan edildi.
Mutabakat çağrısı tartışmaya açıldı.
Her sene tekrarlanmak istendi. Bu sene MYGBP nasıl bir program düzenler bilmiyorum.
Bana kalırsa Mutabakat metninde geçen ifadelerin, ilkelerin ve görüşlerin uygulanabilirliliğini sempozyumlarla tartışmak gerekir.
Bu minval üzere metinde geçen “GÖRÜŞÜMÜZ Allah`ın birliği ve yüce Peygamberimizin risaleti dışında hiçbir mutlak hakikat tanımıyoruz. Aşağıda serdettiğimiz görüşler bizim aklımızın, idrakimizin, hayatı ve dünyayı kavrayışımızın ürünüdür. Bütün samimiyetimizle bu doğruların yanında başka doğruların da yer alabileceğine, zamanın değişebileceğine ve tenkit edilebileceğine inanıyoruz. 1. Hz. Âdem atamıza ve Hz. Havva anamıza nisbetle bütün insanlar kardeştir. Bu inanç ve kabul, insanlık anlayışı bakımından sağlam bir ahlaki temel teşkil etmektedir.” ifadesinin ülkemizin birlik ve beraberliğinin harcı olduğunu düşünüyorum.
Yönetimde bulunanlar bunu dikkate almalı ve yeni açılımları bu ahlaki temel üzerinde yürütmelidirler.
3 Ağustos 1992 Çağrısı ve buna bağlı olarak oluşturulan sivil inisiyatif programı unutturulmamalıdır.
İlayı kelimetullah doğrultusunda âleme nizam verme iddiası ve “Büyük Birlik Tasavvuru”na haiz olanların bunu vazife bilmeleri gerekir.
Zira merhum Muhsin Yazıcıoğlu Mutabakat çağrısını yapanların nihai hedeflerini “Bizim nihai gayemiz, ilâyı Kelimetullah için Nizâm-ı Âlem davasıdır. Allah'u Teâlâ'nın ismini yüceltme, yayma ve O'nun nizamını bütün hayata geçirme ülküsünü gerçekleştirmek, mücadelemizin hedefi de Allah'ın rızasını kazanmaktır. Öyleyse bizim birliğini istediğimiz insanlar, bu gayeye inanan ve hedefe koşan insanlardır. Bu arzuyu taşımasına rağmen söyleyemeyen, söylemesine rağmen fiiliyata koymayan, aldığı eğitimin oluşturduğu saplantıları kıramayan parti, cemaat ekol vb. kalıpları aşamayan herkes (bu gaye ve hedefi gönlünde istiyorsa) bizim birlik çemberimizin içindedir. Çünkü hepsinin hamurunda aynı maya vardı. Hepsinin cephesi "Lâ ilâhe İllallah Muhammeden Rasûlullah" güneşine dönüktür ve onun aydınlığında yollarını bulmaya çalışıyorlardır. Tahammül ve hoşgörü ile baktığımız ve birbirimize destek olduğumuz sürece bir yol kavşağında kol kola gireceğimizi gün mutlaka gelecektir. Bugün içinde bulunduğumuz şartların ve tarihi birikimlerin zorlamasıyla içtimaî yapımız üzerindeki oyunlar neticesinde Müslümanların ayrı ayrı cemaatler şeklinde kümelendikleri bir gerçektir. Bu ayrı cemaat, fırka, mezhep ve meşreplerde yer alan inanmış insanların iyi bir tahlilleri yapıldığında huy, karakter ve mizaçlarına göre nüanslara ayrıldıkları görülecektir. Bu ayrı ayrı olmuş kuvvetlerin bir yelpaze şeklinde bir ucundan toplandığında küller altına kalmış olan hangi korlu ateşi alevlendireceğini düşündükçe, bu ayrılıklarda zararı değil, hayırların vesilesini kolayca görebiliriz. En azından bu ayrılıklarda çatışmaya gitmek yerine, uzlaşma ve hedef birliğinden gelen yakınlaşma için arayışlarla işe başlanılmalıdır.” biçiminde ortaya koymuştu.
92’den beri gelişen hadiselere baktığımızda Milli Birlik ve Kardeşlik projesi ancak bu zeminde hayat bulacağı kolaylıkla görülür.
Bu vesile ile Hz. Peygamberin izinde olan merhum Muhsin Yazıcıoğlu ve tüm şehitlere cenabı Allahtan rahmet diliyorum.
Selam ve Sabırla.