Sayın Başbakana Açık Mektup
Veysi ERKEN
Ustalık dönemi olarak
nitelendirdiğiniz Haziran 2011 seçimlerinden sonraki devirde yanlış uygulamalar
artmıştır. Millet çıraklık dönemindeki samimiyeti mumla arıyor.
Yapılan yanlışlıkların tamamını
sıralamak için yerimiz dardır. Milletin vicdanında sükûtu hayal oluşturan yanlış
uygulamaların bir kaçını şu şekilde sıralamamız mümkün.
Bedelli askerlik
ve vicdani ret konusunun savsaklanması. Hatadan dönülmesi için yaşın 20’ye
bedelin 5-10bin TL’ye çekilmesi gerekir.
Zorunlu
askerlik yerine profesyonel ve dinamik bir askerlik sistemine geçilmemiş
olması. Bununla ilgili vekillerinizin açıklamaları yeterli.
Milletvekillerine
sağlanan ayrıcalıklar ve maaş artışları. Hem emekli maaşı hem de yüksek
vekillik maaşı Allah’tan reva mı?
Başörtüsü
ile ilgili son çıkardığınız yönetmelik. Bakanınızın demeci: “Konuyla
ilgili NTV’ye açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, şunları
söyledi:”Diğer okullarımızda ise Kuran-ı Kerim seçen çocuklarımız yani Kuran-ı
Kerim’in kendi usul ve adabına uygun bir şekilde başlarını örtebilecekler.
Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz ne yaptığımızın farkındayız, yani bu hükümet
yönetmeliği olduğuna göre aslında eğer öyle bir niyeti olsaydı bütünüyle bu
yönetmelikte onu serbest hale getirirdik. http://www.yeniasya.com.tr/haber_detay2.asp?id=45639”
Eşit işe
eşit ücret adı altında bürokrasiye yapılan süper artışlar. Misal
üniversitede bir sekreter öğretim üyesinden daha fazla maaş alır hale geldi.
Üniversitelerden ayrılma çabaları arttı.
Kamuoyunda
şike kanunu olarak bilinen düzenlemeler. Bir günde yapılanları herkes
biliyor.
Uludere’yi kürtaja
benzeterek cinayet olduğunu ifade etmiş olduğunuz halde gereği için hiçbir ilerlemenin
olmaması. Toplumda derin yaralar açıyor.
Anayasa
değişikliği ile ilgili çalışmaların yapılmamış olması. Meclisteki
çalışmaların sonuç vereceğine kimse inanmıyor.
Yükseköğretimle
ilgili düzenlemelerin yapılmaması.
Kamu Hastaneleri
Birliği adı ile oluşturulan birliklerdeki astronomik ücretler. Hastanelerde görevli olmayanların
yaptıkları sözleşmeler.
Katkı payı adı altında hastalardan
kesilen paralar. Katkı payı ilaç paralarını neredeyse geçecek.
Bürokraside oligarşik yapının devam ettirilmesi. Bir müsteşarın
hem müsteşar, hem bir başka kurumda yönetim kurulu üyesi olması gibi. Bir
koltukta elli karpuz.
Koluna
dörtyüzbin liralık saat takanın toplu sözleşmede hakem olması ve memurlara
yapılan haksızlıklar. Memurlar sendika ağalarını da unutmuyor.
Büyük şehir
belediyeleri ile ilgili yapılan düzenlemeler ve köylerin mahallelere
dönüştürülmesi. Mademki Büyük şehrin bu kadar getirisi var kalan diğer
illeri de birleştirerek büyük şehirlere dönüştürün bari.
İnsan
hakları ihlallerinin ve işkencelerin devam etmesi.
Sayın Başbakan yapılan diğer yanlış
uygulamalardan da bahsetmek mümkün. Vakit varken bunlardan vazgeçiniz.
Sizin yanlış bilgilendirildiğinize
inanıyorum.
Halkın duygu ve düşüncelerini doğru
bir şekilde anlamak için size yanlış bilgiler aktarmayacak danışmanlara
ihtiyacınız vardır diye düşünüyorum.
Aksi takdirde partinizin akıbeti
ANAP ve DYP gibi olacak.
Umarım ki, yazdıklarım size ulaşır.
Sizlerden milleti rahatlatacak
adımların atılmasını bekliyoruz.
Selam ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?