Kültürel İşgalden Sonra Fiili İşgal
Veysi ERKEN
İnsanımızın
kültürel işgale uğrayan zihinlerine berraklık kazandıracak alanlara
yoğunlaşmamız gerekirken maalesef başka konulara yönelmek mecburiyetinde
kalıyoruz. Zira evrensel kraliyet peşinde koşan Siyonist tapınakçı çete güzel
ülkemde ve İslam coğrafyasının tamamında kültürel işgali başarıyla
tamamladığını düşünmektedir.
Bugün
ümmetin ekseriyetinin değerler sorunu yoktur. İslami değerlerin çökmüş olması,
inançlı insanların yönetim alanlarından silinmesi vatandaşı
ilgilendirmemektedir. Behimi duygular dışında insanımızda duygu kalmamış
denilebilir. İslam coğrafyasına baktığımızda iktidara taşınanların veya
iktidardaki kralların da böyle bir dertlerinin olmadığı görülür. Varsa yoksa
koltuklarını muhafaza etmek. Bunun son misalleri Suriye, Mısır, Çeçenistan ve
Arakan’daki Firavunların vahşetlerine karşı olan duyarsızlıklardır.
İşte
bu ve benzeri nedenlerle yoğunlaşmamız gereken alanlara yoğunlaşamıyoruz.
Sevgili
dostlar
Ülkemiz de fiili işgal
altındadır.
Küresel
kraliyet peşinde olan Siyonist tapınakçı çete piyonları vasıtasıyla
topraklarımızı işgale başlamıştır. Üzülerek belirtmeliyiz ki, bu işgal
sınırlarımızı korumakla görevli olduğunu farz ettiğimiz kurum ve kuruluşların
gözleri önünde gerçekleşmektedir.
Evrensel
kraliyet peşinde olanların yıllardır sürdürdükleri kültürel işgal bugün fiili
işgale dönüşmüştür. Üzülerek belirtmeliyiz ki, işgal Hasan Karakaya
beyefendinin tabiriyle “cebi dolarlı,
boynu yularlı”larca desteklenmektedir.
Fiili
işgale millet ses çıkarmamaktadır. Ses çıkarılmadığı gibi bazıları
topraklarını, arazilerini fabrikalarını ve medyasını Siyonist çetenin emrine
vermekte beis görmemektedir.
Evet..
Aziz
gönüldaşlar bugün harim-i ismetimize namahrem eli değmiştir. Beyinlerimizden
sonra topraklarımız da işgal edilmektedir.
Daha
önce yazdığımız bir yazıda evrensel kraliyet peşinde olan çetenin
faaliyetlerini gözler önüne sermeye çalışmıştık. İşte o yazıdan bir bölüm:
“Günümüzün dünyasında “evrensel terör”
vardır. Bu terörün müsebbipleri Tapınak Şövalyeliğini devam ettiren ve bin yedi
yüzlü yıllardan beri “yeni dünya düzeni”
peşinde koşan “Evrensel Kraliyetçiler”dir.
“Mabet ve Loca” isimli eseri okuyanların
hemen fark edebilecekleri bir durumdur evrensel terör. Evrensel terörün arka
planında “evrensel kraliyet”
anlayışı yatar. Evrensel kraliyet peşinde olan bir avuç tapınakçı bütün dünya
ülkelerinde maşaları vasıtasıyla insanlara kan kusturmaktalar.
Evrensel kraliyetin peşinde olanlar
için her yol ve her eylem mubahtır. Amaçlarını gerçekleştirmek için her düzeni
ve düzenbazlığı oluşturmaktan geri durmazlar. Son marifetleri “Küresel Komutanlık” hayaliyle
ilgilidir. (Yeni Şafak 25.10.2001) Felsefeleri Makyavelist görüşe paraleldir.
Kim bilir belki Makyavel de onlardan birisidir.
Evrensel kraliyet peşinde olan tapınakçılar
her ülkede kendi çıkarlarını ve politikalarını koruyacak ve devam ettirecek
piyonlar kullanırlar. Nasibini almayan ülke yok gibidir. Genel anlamda ülkelerde
istihdam edilen piyonlar o ülkenin kültürüne ve insanına yabancı olanlardan
seçilir ve ona göre yetiştirilir.
Tapınakçıların kurdurdukları kolejlerden
ve liselerden mezun olanlar arasından özenle seçilen piyonlar zamanı gelince
yönetimde söz sahibi haline getirilmeye çalışılır. Bunun farkına varamayan halk
piyonları kendinden sayar ve onları yönetimde söz sahibi yapar.
Yarım asra yakın bir zamandan beri
Kisenger’in himayesine mazhar olmuş ve Bilderberg toplantılarına katılmış
kişilerin bilinmesi Evrensel Kraliyet peşinde olanların piyonlarını anlama ve
deşifre etmek babında önemlidir.
Uluslar arası terörü ve teröristleri
anlamak için terörle Evrensel Kraliyet arasındaki bağın bilinmesine bağlıdır.
Bu bağı kuramayanlar mevzii olarak gerçekleşen hadiseleri doğru okumakta ve
yorumlamakta zorlandıkları görülür.
Günümüzün dünyasında Evrensel Kraliyet
anlayışında olanların sahip olduklar dev finans merkezleri ve bankaları
vasıtasıyla her türlü terör eylemini gerçekleştirdikleri bir vakıadır. Para
onlarda, silah onlarda, güç onlarda. Üstelik her ülkede piyon hazır.
Ülkeler Piyonlar tarafından merkez
tapınağın emelleri ve hedefleri doğrultusunda yönlendirilir.
Medya olarak bilinen iletişim vasıtaları
yönlendirilmede en etkin silahtır. Beyinler onunla iğfal edilir. Zihinler
onlarla alt-üst edilir.
Ülkelerin içine düştüğü girdabı ve
yaşadığı kaosu çözmek tapınağın ve piyonların tanınması ve
etkisizleştirilmesiyle mümkündür. Hadiseye kendi ülkemiz açısından baktığımızda
insanımıza büyük görevlerin düştüğünü görmekteyiz.
İnsanımız büyük tapınağın emir kulları
durumundaki piyonları hayatından çıkarmak mecburiyetindedir.”
Üzülerek
belirtmeliyiz ki, Siyonist tapınakçı çetenin localarını ve mabetlerini kapatan
ve gençliğe “İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada
emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile
aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün
orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde,
iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde
bulunabilirler” diyerek hitap eden Mustafa Kemal Atatürk’ün ihtarı bütünüyle
gerçekleşmek üzeredir.
Tapınakçılara
karşı sergilenen lakaytlık biraz daha devam ederse her şey elden gider. Tıpkı Suriye
ve Mısır’da olduğu gibi. Unutulmamalıdır ki, işgali durdurmanın ve
tapınakçıların emellerini boğazlarına tıkamanın zamanı gelmiş, hatta geçmiştir.
Gün uyanış günüdür. Gün
tapınakçılara karşı “Kılıçaslan” ve “Selahaddin Eyyubi” misali karşı koyma
günüdür.
Selam
ve Sabırla..................
Yeşili Çok Sevenlere(!)
Şamil Tayyar Bey yeşili çok
seven(!) çarşı grubuna seslenerek İnönü stadının yerinin yeşil alana çevrilmesi
gerektiğini ifade etmiş.
Aynen katılıyorum.
Ancak Şamil beyin çağrısını
eksik buluyorum. Bence gezi eylemini destekleyen yeşil sever(!) otel ve holding
sahipleri otellerinin ve holdinglerinin arazilerini, villalarının boğaza nazır
yerlerini, yazarların oturdukları ormanlar içindeki villalarını ve topraklarını
parklara dönüştürmeleri gerekir. Samimiyet, iyi niyet ve yeşil severlik(!) bunu
gerektirir.
Şamil beyin teklifini
kampanyaya dönüştürmek zamanıdır. Gezi zekalılar öncülük ederler herhalde.
Savrulanlara Duyuru
Savrulma ve başkalaşma
yazımdan rahatsızlık duyan saftiriklere sadece şunu söylemekle yetiniyorum.
Cemaat adına yapılan son birkaç yıllık icraatları inceleyin. Varsa
büyüklerinizin hangi faaliyetleri İslami hassasiyete sahiptir. Tespit edin.
Kendi tabirinizle büyükleriniz güç zehirlenmesi yaşıyor mu yaşamıyor mu ortaya
çıkarın. Sponsor bulacağız diye verilen tavizleri ve yaşanan savrulmaları
ortaya dökün.
Finans kurumlarınızın,
ticari ve sınaî kuruluşlarınızın faizle iştigali, dershanelerinizin ve
okullarınızın yapılarını bir tahlil edin. Samimi iseniz karşılaşacağınız
manzarayı faş ediniz.
Başka bir şey istemiyoruz.