Demokratikleşmeyi İstememe
Veysi ERKEN
Rudyard
Kipling “başarısız olmak için kırk
milyon bahanemiz vardır, ama tek bir nedenimiz bile yoktur” demektedir. Bu
tespit demokratik tavra karşı olan “oligarşik
ilah zümresi” için “demokratikleşmeme için kırk milyon bahaneniz
vardır, ama tek bir nedeniniz bile yoktur” şeklinde uyarlanabilir.
“Medya, ticaret, siyaset, mafya ve
bürokrat”
takımından oluşan oligarşik ilahlar taifesi gücünü muhafaza etmek için bahaneleri
“neden” olarak ileri sürmekte ve
toplumun kendileri dışında kalan katmanlarını ezmektedir.
Oligarşik
ilahlar zümresinin demokratikleşmeyi engellemek için ileri sürdükleri en
geçerli(!) bahane “âli mefaat”tır.
Âli mefaat bahis mevzuu olunca akan sular durur. Sadece akan sular değil,
bireyin bütün hakları durdurulur.
Bir başka
deyişle bireysel şuuru dumura uğratmanın hapıdır “âli mefaat”.
Oligarşik
ilahların ve hempalarının dışında kalanlar, kısaca şuuru dumura uğratılanlar “âli mefaat”leri tartışırken onlar adi
ve sufli arzularını tatmine devam ederler. Bunun bir misali âli menfaat için
halk “örtü”yü tartışırken onlar
soygunu devam ettirmekte ve icraatlarını örtü ile örtmeleridir.
Toplum örtüleri
sebebiyle hakları gasp edilenlerin, okullarından atılanların, eşlerinden
boşanmak mecburiyetinde bırakılanların durumunu tartışırken onlar yedi kocalı
Hürmüz misali doymak bilmeyen ihtiraslarıyla her şeyi yutmaya devam etmekteler.
Bu
bağlamda denilebilir ki, oligarşik ilahlar taifesinin en çok korktuğu şey
bireylerin olup bitenin farkına varma durumudur. Bir başka deyişle
bilinçlenmeleridir.
Oligarşik ilahlar taifesi bilinçlenmeyi yok etmek veya en düşük düzeyde
tutabilmek için en çok yaptığı icraat “yasak”
kavramını devreye sokmak ve “tartışılmaz”ları
çoğaltmaktır. Toplumu oluşturan
ekseriyet “tartışılmaz” ve “dokunulmaz”lar yüzünden hayal bile
kuramaz hale gelir.
İlahların
keyfi yerinde olsun diye “yasak”ları genişleten genelgeler,
tüzükler veyahut başka yollar devreye sokulur ve “hak” ve “hukuk”
katledilir. Böylece bilinçlenme dumura uğratılır ve özgürlükler kısıtlanır.
Bireylerin
bilinçlenmesini ve haklarını kullanabilir hale gelmesini engellemenin en
kestirme yolu “medya”dan geçtiğini
bilen bürokratik yapının oligarşik ilahları “medya”larını birinci kuvvet haline getirir ve bu yolla hakkı
savunmak isteyenleri felce uğratır.
Oligarşik
ilahlar taifesinin iç yüzünün milyonda birini yansıtan, yedi kocalı
Hürmüzlüklerini ve cibilliyetlerini ortaya koyan yayınların takibe alınması
bilinçlenmeği dumura uğratma çabasının bir yansımasıdır.
Bürokratik
yapının tepesinde bulunan “oligarşik
ilahlar zümresi” ilke ve kural tanımaz. İlke ve kurallar kendisine hizmet
ettiği müddetçe "iyi"dir.
Aksi durumda ise bütün ilkeler ve kurallar “kötü”dür.
Bu yaklaşımın
doğruluğu kendi kulları olan “meyda
şeytanları” ile tescil ettirilir. Medya şeytanları ilahlarının menfaati
neyi gerektiriyorsa o şekilde davranır ve olup biteni yorumlar. İlke ve
kuralları efendilerin pislik zevklerine uygun yorumlamaktan ve
yorumlayamadıklarını görmezlikten geri durmazlar.
İşte böyle
ortamlarda demokratik hak ve taleplerin güme gitmesi için bahaneler “âli menfaat” namına birer neden olarak sıralanır. Bahaneler üzerine “medya şeytanları” bol bol yorum yapar,
hatta kendilerine ram ettikleri veya kandırdıkları bireylere de yorum
yaptırırlar.
İnsanın “benliği”, “kişiliği” ve “bireyliği”nin gelişimini engelleyen
bu yapının yıkılması ancak oligarşik ilahlar zümresinin teşhisi ve süfli
arzularının gözler önüne serilmesiyle mümkün olur.
Şuurlu
davranamayan ve önüne sürülen kartel müsvette ve yayınlarına inanan bireylerin
varlığı sürdükçe “oligarşik ilahlar
taifesi”nin zorbalığı devam edecektir. Çıkış yolu oligarşik ilahları ve onların
sesi olan kartel medyasını yalnızlığa, bir başka deyişle yokluğa mahkûm
etmekten geçer. Ancak böyle bir tavır
mutlu ve hür günlerin başlangıcının muştusudur. Ergenekon davası
eksiklikleriyle bir başlangıç olabilir diye düşünüyorum.
Selam ve
Sabırla....
Not: Ramazan
bayramımızın hayırlara vesile olmasını cenabı Allah’tan niyaz ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?