26 Ekim 2013 Cumartesi

Başbakana, Meral Akşener’e ve Gençlik Teşkilatlarına Açık Çağrı



Başbakana, Meral Akşener’e ve Gençlik Teşkilatlarına Açık Çağrı

Veysi ERKEN

            Başbakana Çağrı

            Sayın Başbakan bakaya kalmış 600 bin civarında genç ile ilgili açıklamalarınızı üzüntüyle karşıladım.
            Askerlik konusunda yapmış olduğunuz çalışmaları eksik bulmakla birlikte takdir ediyoruz.
            Zorunlu askerlik süresinin 12 aya çekilmesi bir başlangıç olabilir. Ama eksik bir düzenlemedir. Zorunlu askerlik yerine profesyonel orduya geçilmeli ve dinamik bir yapı oluşturulmalıdır.
            Bu arada bakaya kalmış gençlerin sorununa kalıcı çözüm üretmeniz beklenmektedir. Bu gençler neden bakaya kalmışlardır? Askere gitmemelerinin nedenleri nelerdir? Bunları araştırmadan zorla gençleri kışlaya sokmanızın ülkeye ne gibi faydası var?
            Bunları bir daha tefekkür ve tezekkür etmenizde fayda var diye düşünüyorum.
            Bildiğiniz üzere “bedelli” askerlik kavramını gündeme getirdiniz. Bedeli yüksek tuttuğunuz (30000 TL ) için uygulama işe yaramadı. Zenginlerin veya borç batağına saplanarak bedeli ödeme noktasında olan birkaç bin kişi faydalanabildi.
            Geliniz yeni bir düzenleme yapınız. Askerliğin “harp sanatıdır” tanımına uygun uygulamalara geçiniz. İşini kurmuş, aşını kazanmaya başlamış ve eşini bulmuşları zorla kışlaya sokmaya çalışmayınız. Böyle bir uygulama askerlik düzenine faydası yoktur.
Vatan hizmeti anayasaya göre farklı bir şekilde yerine getirilebilir.
            Lütfen sizi yanıltanlara daha fazla kulak vermeyiniz.

            Gençlik Teşkilatlarına Çağrı

            Bir önceki yazımda gençlik teşkilatlarının gençlik sorunlarıyla ilgilenmediklerini ifade etmiştim. Bu konuda da askerlik konusunu gündeme getirmiştim. Sayın başbakan son konuşmasında 600 bin kişinin dramını dile getirmiş ve gençlerin yakalanmasını talep etmiştir. Yazıma olumlu tepki veren yüzlerce genç oldu. Bu konunun tekrar gençlik teşkilatlarına hatırlatılması gerektiğini ifade ettiler.
            Gençlik teşkilatlarına sesleniyorum.
            Gençliğe sahip çıkınız.
            Gençlik bir ülkenin heyecanıdır, güvenidir.
            Gençlerin dramını anlamayan gençlik teşkilatlarının varlığından söz edilemez.
            Hangi siyasi düşünceye sahip olursanız olunuz fark etmez.
            Önünüzde sorun olarak duran askerlik ve bedelli konusuna el atınız.
            Muhabbetle sevgili gençler.

            Meral Akşener Hanım Efendiye

            Hacc ibadetini ifa etmişsiniz. Haccınız mebrur olsun. Başörtülü fotoğraflarınızı internet sitelerinde görünce sevindim.
            Dilerim ki, Nesrin Ünal ile açılan yara sizin meclise örtülü girişinizle kapanır.
            MHP’li vekil ve meclis başkan vekili sıfatınızla yanınıza Zuhal ve Ruhsar hanımları da alarak bir çığır açınız. Yılların dramını ortadan kaldıracak adımı atınız.
            Size, Zuhal ve Ruhsar hanımlara yakışan budur.
            Gün hataların telafi günüdür.
            İnanana yakışan budur.
            Selam ve Sabırla.

20 Ekim 2013 Pazar

Askerlik ve Gençlik Teşkilatları



Askerlik ve Gençlik Teşkilatları

Veysi ERKEN

            Askerlik konusu yine gündemde. 15 aylık süre 12 aya indirilecekmiş.
            Köklü çözümler üretilmezse konu hep gündemde kalacak.
            Bu konuda defalarca yazı yazdım.
            Gazetelere bakıyorum.
            Köşe yazarları uykuda.
            Derin uykuda.
İşleri güçleri otla, böcekle, ağaçla ilgili.
Memleket veya gençlik sorunları ile ilgili yazı hak getire.
Yazarlar(!) hayattan kopuk.
Medya ağaç sevdasında(!)
            Her şeye rağmen gençliği özellikle üniversite mezunu gençliği ilgilendiren askerlik konusunu yazmak gerekir.
            İddia ediyorum ki, ülkemizin güçlü, dinamik, mobil ve en son teknolojiyi kullanabilen bir profesyonel orduya ihtiyacı vardır. Sayıca az ve dinamik bir ordu.
            Üzülerek belirtmeliyiz ki, askerliğin tanımı gereği “harp Sanatı”nı mevcut yapı ile öğretilemiyor ve öğretilemez. Bunu herkes kabul ediyor. Değişmesi gerektiğinden aklı başında olan herkes söz ediyor. Bireysel olarak vekillerle veya askerlerle konuşulduğunda onlar da kabul ediyor.
            Buna rağmen askerlik konusu sağlıklı bir şekilde gündeme getirilip çözüme kavuşturulamıyor.
            Herkes biliyor ki, sorun sadece 15 ay sorunu değil. Sorunun daha vahim kısımları var. Bir kısmı üniversite mezunları ile ilgilidir.
            Bugün sayıları 500 bine yaklaşan genç askerlik sorunu yaşıyor. Bedelli kavramı ile sorun çözülmek istendi güya. Bedel çok yüksek tutulduğundan soruna çözüm bulunamadı. Zenginin çocuklarına yaradı.
Sayı kabardı. Bakaya kalan veya asker kaçağı durumuna düşenin sayısı arttı.
            Vatan hizmeti denilen madde işletilmiyor. Bu madde gereği gençler kendi meslek dallarında askerlik dışında vatan hizmeti yapabilirler.
            Kanayan bu yara kanamaya devam ediyor. Herkes biliyor ve susuyor.
            Muhalefet partileri sus pus.
            Gençlik teşkilatları sessiz.
            Yetmişli yıllarda gençlik teşkilatları gençlerin sorunlarını gündemde tutmaya ve çözüme katkı sağlamaya çalışırdı.
            Bugünün teşkilatları gençliğin hiç sorunu yokmuş gibi sloganik ifadeden başka bir şey dillendirmiyor.
            Gençlik teşkilatları partilerin genel merkezlerine dönüşmüş adeta.         Muhalefet partileri iktidar olamıyor.
            Neden olsunlar ki?
            Bir çözüm üretemiyorlar.
            Hiçbir teklifleri yok tekliflerini sadece iktidarın tekliflerini seyrediyorlar veya eleştiriyorlar.
            Askerlik konusunda da teklifleri yok.
Askerlik konusu tekrar gündeme geldiğinde MHP’li, AK partili, CHP’li ve BBP’li yetkililerle görüştüm. Sadece BBP ses verdi.
            Sayın Mustafa Destici 6 aylık sürenin 2 aya düşürülmesi gerektiğini ifade etti.
            Teşekkür ediyorum Sayın Destici’ye.
            BBP’den beklentim.
            Askerlik konusunu çözülünceye kadar gündemde tutmasıdır.
            Keşke Alperen Ocakları bunu gündeme taşısa.
Diğerlerinde ses seda yok.
            Bari Alperen Ocakları gençlik teşkilatı olduğunu ve gençliğin sorunlarını sahiplendiğini gösterse fena olmaz.
            İktidar yetkililerine sesleniyorum.
            Artık bu konuyu kökten çözüme kavuşturunuz.
            İki üç sene de bir gündeme gelmemeli.
            Ordumuzu çağın gereklerine uygun donanımlı ve profesyonel kılacak adımları atınız ve üniversite mezunu binlerce mağduru sevindiriniz.
            Profesyonel askerliğe geçişi hızlandırınız 15 aylık süreyi 9 aya, 6 aylık süreyi 2 aya düşürünüz.
            Selam ve sabırla.

13 Ekim 2013 Pazar

Bayramlık: Siz Bed- dualara Karşı Hangi Tedbiri Aldınız?



Bayramlık: Siz Bed- dualara Karşı Hangi Tedbiri Aldınız?

Veysi ERKEN

            Eski notlarıma göz atarken bir yazı gözüme ilişti.
            Bed-dualara karşı tedbir alma ile ilgili bir not.
            Sahi biz beddualara karşı tedbirli miyiz?
Sorumlu veya alakalı olduklarımızın bize karşı düşünceleri, tavırları, davranışları dua formatında mı yoksa beddua mı?
Her kademedeki ilgili bunu bayram vesilesiyle muhasebe etmeli diye düşünüyorum. Bu vesile ile notlarım arasındaki yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.
İşte o yazı:
            “Selçuklu sultanı Alâeddin Keykubad, şehrin kalesini tamamladığında, Hazret-i Mevlana’nın babası Bahâeddin Veled’den teberrüken kaleyi görmesini ve kale hakkındaki fikrini beyân etmesini ricâ eder. Bahâeddin Veled hazretleri, gidip yapılanları görür ve şöyle der;
            “Kaleniz, sel felaketlerini, düşman akınlarını önlemek için fevkalâde güzel ve kuvvetli görünüyor. Lâkin sen, idâren altındaki mazlumların, ezilen insanların bed-duâ oklarına karşı hangi tedbiri aldın? Çünkü onların bed-duâ okları, yalnız senin kalen gibi bir kaleyi değil, Yüz binlerce kale burcunu deler geçer ve dünyayı harâbeye çevirir.
            En iyisi sen, adalet ve iyilikten kale burçları yap ve Salihlerden, hayırlı duâ askerleri teşkil etmeye gayret et. Böylesi senin için surlardan daha emindir. Zira halkın ve dünyanın güven ve huzuru o duâ askerleriyle sağlanır. Osman Nuri TOPBAŞ, Dua, Altınoluk, sayı 194, Nisan 2002.”
            Umulur ki, hepimiz dualarda yer bulan, beddualarda unutulanlardan oluruz.
            Selam ve Sabırla.

            HAŞİYE: Kurban bayramının İslam âleminin ve dahi tüm insanların huzur, kutluluk ve refahına vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ederim.

5 Ekim 2013 Cumartesi

Vatan Hizmeti Askerlik ve Paket



Vatan Hizmeti Askerlik ve Paket

Veysi ERKEN

Bireylerin hak ve özgürlüklerini genişletecek bir paket hazırlanmış. Tartışmalara bakıyorum. İçerikle ilgili bir şey yok. Paketin içindekileri bilmeden savunan da çok yeren de.
            Esasında paket yasaklarla doludur. Mesela kılık kıyafetle ilgili düzenlemelere bakın. Sanki serbestlik doğuştan bir hak değilmiş gibi tartışılıyor. Falan kurum feşmekân kurum mensupları hariç tutulacakmış.
            Bilinen gerçekler göz ardı ediliyor. Bilinmelidir ki, haklar tecezzi kabul etmez.
            Haklar genişletilecekse –ki bir lütuf değil- hurda teşviki kanun mantığı ile yapılmamalı.
            Biliyoruz ki, aracı eskiyenleri teşvik babında kanun çıkarılır. Birkaç yıl geçtikten sonra tekrar kanun çıkarılır. Yahu çıkardığınız kanunda bir sefer aracın yaşı 15 -mesela 15- ve üstü olan teşvikten yararlanır. Olur biter. İkide bir kanun çıkarmaya gerek kalmaz.
            Demokratikleşme paketleri de böyle.
Kaç paket daha gündeme geleceği belli değil.
Artık parçalı bulutlu düzenleme istemiyoruz.
Doğuştan haklarımızın önündeki engelleri bir sefer de kaldırın olsun bitsin.
İnsanımız yoruldu.
Bu yetmezmiş ve dahi paket tartışılmasın diye hemen askerlik konusu gündeme getirilmiş.
Askerlik konusu.
Herkesin gönlünde bir yara.
Hani 4/1/1961 tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrasına göre “Askerlik: Harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyetidir.”
Soruyorum size milletimizin bütün fertleri harp sanatını öğrenmek durumunda mıdır? Gerekli midir?
Diğer sanatları kim icra edecek?
Yine soruyorum.
Hani 1111 sayılı Kanuna “EK MADDE 9 – İlgili mevzuat hükümlerine uygun olarak alınmış bir diploma, sertifika veya ehliyet gibi belgelere sahip olan, bu Kanun hükümlerine göre silâhaltına alınan ve askerlik yükümlülüğünü yerine getirmekte olan erbaş ve erler, özel kanunlarda belirtilen koşullara uyulması şartıyla, asgari alay komutanı ve eşiti komutanın onayı ile bu belgelerin kendilerine verdiği yetki kapsamındaki görevlerde çalıştırılabilir, mesleki hizmetlerin yürütülmesinde görevlendirilebilir.”  maddesi eklenmişti.
Neden öğretmenler kıta dışında okullarda askerlik vazifelerini yerine getirirken diğer meslek mensupları bu haktan faydalandırılmıyorlar.
Hani kanunlar önünde eşitlik vardı?
Soruyorum.
Hani Anayasa’nın 72. Maddesine göre “Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir.” deniliyordu.
Neden vatan hizmeti diğer kamu hizmetlerinde yerine getirilemiyor? Bununla ilgili düzenlemeler yapılmıyor? Neden sadece öğretmenlere tanınıyor?
Ve soruyorum.
Türk silahlı kuvvetlerinin görevi 211 sayılı Kanunun 35 inci maddesine göre ““MADDE 35 – Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askerî gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yurt dışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır.” denildiğine göre neden profesyonel askerliğe geçilmiyor?
Size soruyor sayın vekiller
Altı ayda harp sanatı öğrenilebilir mi?
Bütün vekillere sesleniyorum.
Hangi sanat altı ayda öğrenilebilir.
Lütfen bize de öğretiniz.
İster AKP’li, ister MHP’li, ister CHP’li, ister BDP’li veya Bağımsız olun fark etmez. 6 ayda askerliğin öğrenilenemeyeceği gerçeğini kabul ediniz.
Askerlik ile ilgili yapacağınız düzenleme işe yarasın. Herkesi rahatlatsın.
Hurda teşviki kanunu gibi kanun çıkarmayın.
Beş yüz bin civarında kaçak, bakaya veya başka durumuna düşmüş ve düşebilecek gençlerin dertlerine çare bulunuz. Her genç için kalıcı çözüm olabilecek düzenlemeleri yapınız.
Türk Silahlı Kuvvetlerini çağın şartlarına göre hatta ötesine taşıyabilecek donanıma ve tecrübeye kavuşturacak profesyonel yapıya kavuşturunuz.
Evet, yerinde çözüm sağlayınız.
Her genç vatan hizmetini seve seve yerine getirebilecek düzenlemeleri sizden bekliyoruz.
Özellikle işini kurmuş, aşını ve eşini bulmuş gençlerin ızdırabını bitiriniz.
Bayram sevincini gençlere yaşatınız.
Askerlik hizmetini profesyonelleştiremiyorsanız bari 15 (onbeş) aylık süreyi sekiz aya, 6 aylık süreyi 1 (bir)  aya düşürünüz.
Selam ve Sabırla.