30 Ocak 2014 Perşembe

Çok Acil Eylem Planı

Çok Acil Eylem Planı
Veysi ERKEN
            Küresel haydutlar ülkemizi çökertmek için hep faal olmuşlardır. Piyon olan hazır kuvvetleri sürekli olarak bir bahane bulunarak devreye sokulmuştur. Gezi de bilindik piyonlarının yanında yeşil görünümlü elemanlarını devreye sokmuşlardı. Faş oldular. Bunun üzerine yeni bir bahane ile gezideki piyonlarını finansör etmek kaydıyla yeşil görünümlü piyonlarını sahaya sürerek devreye soktular.
            Son kalkışma bu kadar açıktır. Artık yeşil görünümlüler kendilerini gizleyememektedir. Faş oldukları halde aldıkları emir gereği habire saldırılarını sürdürmekte ve daha önce görmezlikten geldikleri kitlelerle ittifak arayışına girmektedirler.
            Buna mukabil iktidar partisi doğru dürüst tedbir alamamakta ve toplumdaki tedirginliğin ortadan kalkmasına zemin hazırlayamamaktadır.
            Çözüm yok mu?
            Bence çözüm 2002 anlayışı ile hareket etmek ve ÇOK ACİL BİR EYLEM PLANINI devreye sokmaktır. 2002’de özgürlük, adalet ve hakkaniyet ön planda tutulacağı vaat edilmişti.
            Sayın Recep Tayyip Erdoğan samimi bir eylem planı açıklamıştı. O planla özgürlük alanları genişletilmiş, adalet duygusu yerine oturmaya başlamış ve hakkaniyet bir nebze gözetilmeye başlanmıştı.
            Bizim gibi “Alah’ın Birliği ve Hz. Peygamberin (s.a.v.) risaleti dışında tartışılmamız yoktur” anlayışını benimseyenler her doğru eylemi desteklemiş ve savunmuştur. Anayasa referandumunda “Eksik Ama Evet” bunun göstergesidir.
            Buradan hareketle diyorum ki, küresel haydutların piyonları vasıtasıyla giriştikleri darbeyi ve ülkemizi çökertme faaliyetlerini ortadan kaldırmak için ÇOK ACİL BİR EYLEM PLANINI devreye sokmak gerekir. Adına ister torba, ister çuval veya başka kanun ve teklif deyin fark etmez.
            Seçimlerden önce 15 Şubata kadar bazı teklifler açık ve net bir şekilde ortaya konmalı ve bazı kanunlar çıkarılmalıdır. Meclis gerekirse 24 saat kesintisiz çalıştırılmalıdır.
“15 Şubat 2014 tarihine kadar toplumu rahatlatma babında yapılması gerekenler.
1-      YÖK yükseköğretim öğrenci kontenjanlarını yüzde yüz tıp, mühendislik gibi alanlarda yüzde ikiyüz arttırarak ilan etmelidir.
2-      Yükseköğretim kurumu olan her yerde öğrenci potansiyeline uygun prefabrik yurt inşaatı başlatılmalıdır.
3-       Asker kaçağı ilan edilen gençlerle ilgili ilan edilen ve insan onurunu zedeleyen GBT ile arama talimatı derhal ortadan kaldırılmalı ve psikolojik rahatlık sağlanmalıdır.
4-      Askerlik tanımı olan “harp Sanatı”na uygun bir ordu düzenine geçilmelidir.
5-      Anayasanın 72. Maddesine uygun vatan görevi çeşitlendirilmelidir.
6-      Yüksek Lisans ve Doktora seviyesinde askerlik sevk tehiri yönetmeliğindeki hükümlere göre 35. Yaşın sonuna kadar tehiri sağlanmalıdır.
7-      Kısa dönem askerlik süresinin 2 Aya indirilmelidir.
8-      Bedellinin en kısa zamanda (15 Şubat 2014) uygulanabilir tarzda hayata geçirilmelidir. (Askerlik için başlangıç yaşı olan 20 yaşının esas alınması ve bedelin 5000 TL’yi aşmaması) Kaçakların neredeyse tamamı yaş ve bedel kavramının yüksekliği yüzünden bu duruma düştüğü gerçeğinin unutulmaması gerekir.
9-      Profesyonel ordu için insan potansiyelinin ve takvimin belirlenmesi. Bazı değerlendirmelere göre mevcut profesyonel sayı fazlasıyla vardır.
10-  Zorunlu askerlik hizmetinin sonlandırılması için takvim açıklanmalıdır.
11-  Son operasyonu yapanlar, yaptıranlar ve piyonlar cezalandırılmalıdır.
12-  Bürokratlara değil, geçim derdine düşen alt gelir gruplarına yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.
13-  Hazine ve Merkez Bankasının borçlanmalarına son verilmelidir. Bu yol faiz lobisini çökertir.
14-  Anayasa taslağı ilan edilmelidir.
15-  Hırsızlığın, yolsuzluğun ve ahlaksızlığın her türlüsünü ortadan kaldıracak açık, anlaşılır ve uygulanabilir düzenlemeler yapılmalıdır.
15 Şubat 2014’te kadar bunlar gerçekleştirilirse küresel haydutların maşaları vasıtasıyla kalkıştıkları son darbe teşebbüsü akamete uğrar ve toplu bir nebze de olsa huzura kavuşur.
Selam ve Sabırla.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?