Hz. Süleyman, Kuş ve
Derviş
Veysi
ERKEN
Aziz dostlardan güzel mailler
alıyorum. Bu mailleri okuyucularımla paylaşmak hoşuma gidiyor.
Bazen kısa bir yazı ciltler dolusu
kitaplardan daha etkilidir diye düşünüyorum. Özellikle kıssalar bunun güzel
misalleridir.
Bu minval üzere günümüzü anlatan bir
mail aldım. Derviş kılığında melanetler işleyenlerin durumunu gösteren ve
onların şerrinden konunmanın yollarını gösteren bir kıssa. Faydalı olur
ümidindeyim.
Umulur ki, kendinizi koruduğunuz
gibi etrafınızı da bunlardan korunmasına vesile olursunuz.
İşte hisse alabileceğimiz kıssa:
“Hz. Süleyman’a, hayvanlarla özellikle de
kuşlarla konuşabilme yeteneği bahşedilmişti.
Bir gün yaralı bir kuş ona gelerek, kanadını bir
dervişin kırdığını söyler.
Dervişi huzuruna getirten Hz. Süleyman sorar; Bu kuş senden şikâyetçi, niye bu kuşun kanadını kırdın?
Derviş; Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacakken kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı incindi, der.
Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa dönerek; Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın? O sana sinsice yaklaşmamış. Sen hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun!
Kuş cevap vermiş; Efendim ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allahtan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım!
Hz. Süleyman bu savunmayı beğenir ve kısasın yerine gelmesi için; Kuş haklı, hemen bu dervişin kolunu kırın, diye emreder.
Kuş o anda; Efendim, sakın böyle yapmayın, der.
Niçin diye sorar Hz. Süleyman.
Kuş; Efendim, bunun kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar. Siz en iyisi bunun üzerindeki derviş elbisesini çıkartın. Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın....”
Dervişi huzuruna getirten Hz. Süleyman sorar; Bu kuş senden şikâyetçi, niye bu kuşun kanadını kırdın?
Derviş; Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacakken kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı incindi, der.
Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa dönerek; Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın? O sana sinsice yaklaşmamış. Sen hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun!
Kuş cevap vermiş; Efendim ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allahtan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım!
Hz. Süleyman bu savunmayı beğenir ve kısasın yerine gelmesi için; Kuş haklı, hemen bu dervişin kolunu kırın, diye emreder.
Kuş o anda; Efendim, sakın böyle yapmayın, der.
Niçin diye sorar Hz. Süleyman.
Kuş; Efendim, bunun kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar. Siz en iyisi bunun üzerindeki derviş elbisesini çıkartın. Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın....”
Evet aziz dostlar.
İşte kıssamız.
Hisse alabildiyseniz etrafınızdaki derviş
kılıklı avcıların üzerlerindeki dervişlik elbiselerini çıkarın, çıkarılmasına
vesile olun yeter.
Bu toplumun buna ihtiyacı var.
Günümüzü okumaya bu kıssa yeter.
Anlayana bir kıssa yeter, anlamayana kitaplar
ve ansiklopediler az.
Selam ve Sabırla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?