12 Temmuz 2014 Cumartesi

Cumhurbaşkanlığı Adaylığı Meselesi: Bana Arkadaşını Söyle



Cumhurbaşkanlığı Adaylığı Meselesi: Bana Arkadaşını Söyle

Veysi ERKEN

            Cumhurbaşkanlığına talip olanların adaylığı kesinleşti. Seçime bir aydan az zaman kaldı.
            Yorumlar, tahminler yapılıyor.
            Adayların konuşmalarını dinliyoruz.
            Bireyler olarak kime oy vereceğimizi kararlaştırmaya çalışıyoruz.
            Kurumsal kimlikle destekler farklı.
            Bu anlamda sorular yöneltiliyor.
            Özellikle Recep Tayyip Erdoğan ve Selahattin Demirtaş’ın konumu ve durumu belli.
            Diğer aday kendi ifadesiyle Ekmel beyin durumu karışık.
            Hani atalarımız “bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” demişler ya.
Bende bu mantıkla Ekmel beyin yol arkadaşlarına bakıyorum. Kendisini aday gösterenlere göz attığımızda tam bir bulamaç. Yerlilik ve millilik adına ortak özellikleri yok.
            Kimi deniz kıyısında Ramazanda içki içerek kafa demlemekte, kimi iftar vaktinde rakı kadehi kaldırmakta.
            Bu yetmezmiş gibi kartel ve zimmet medyası pohpohlamakta.
            Ekmel beyin destekçileri sadece bir ek.
            İlave edilmişler, kendi olamamışlar.
            İşte bu karışık ve bulamaç yapıdan, zalimle mazlum arasında tarafsız kalandan cumhurun başı olmaz.
            Kurumsal kimlikle böyle bir bulamaca kaşık sallanmaz.
            Soran dostlara net cevap veriyorum.
            Oyum Ekmel’e değil, hiçbir şekilde Ekmel desteklenemez. Siyasetsiz Ekmek olmaz ki, Ekmel olsun.
            Olsa olsa zalim yapılara EK olur.

           Siyonistlerin Uzantıları
       
            Şu Ramazan günlerinde sıcaklık değil, Gazze, Arakan, Türkistan, Suriye, Telafer, Bağdat ve İsmini sayamayacağım yerlerdeki vahşet bizi kavuruyor.
            Zalimlere alkış tutan kartel ve zimmet medyasındaki alçakların zehirleri bizi kavuruyor.
            Allah’ı değil, haydutları otorite kabul edip onlarla özdeşleşenlerin hala Müslüman zannedilmeleri bizi kavuruyor.
            İsimlerine aldanmayın. Yıldız Tilbe’ye tepkilerinden anlarsınız içimizdeki Siyonistleri.
            Ramazanda kadeh kaldıranları anlarım da kendilerini yerli diye yutturanları bir türlü anlayamıyorum. Vahşet karşısında sessizlikleri bir kenara Yıldız Tilbe’ye saldırmaları anlaşılır değil.
            Yıldız Tilbe vahşet karşısında isyanını haykırdı. Zulmü alkışlamadı. Desteklenmesi gerekir.
            Hem de açık bir destek.
            Ben destekliyorum ve diyorum ki, Allah’ım zulüm karşısında tarafsızlık teranesiyle sessiz kalanları da zalimlerle beraber kahret.

Kastamonu Üniversitesi’nin Tanıtılması

            Üniversitelere adayların yerleştirilmesi zamanıdır.
            Her üniversite en iyi adayları bünyesine katmak ister. Kastamonu Üniversitesi de bu gayretin içinde.
            Yeryüzü üniversitesi vizyonu ile yoluna devam etmeye gayret eden Kastamonu üniversitesinin tanıtılmasında medyaya görev düşüyor.
            Takip edebildiğim kadarıyla Kastamonu medyası bile tanıtıma katkı sağlamıyor.
            Bu büyük bir eksikliktir.
            Bari kayıtlar bitmeden biraz gayret sarf ediniz.
            “Seksen vilayet Kastamonu’da Kastamonu Üniversitesinde” diye vizyon belirleyiniz.
            Kastamonululara sesleniyorum.
            Üniversitenizi destekledikçe daha çok gelişirsiniz.
            Evet;
            “Seksen vilayet Kastamonu’da Kastamonu Üniversitesinde”
Selam ve Sabırla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?