Dördüncü Kuvvet
Veysi
ERKEN
“Sayılı
günler tükendi” mısrasında belirtildiği gibi BAYRAM günleri bitti. Dertler ve
ızdıraplar bitmedi. Gazze’den, Suriye ve Türkistan’a, Arakan’dan Mısıra,
Kafkasya’dan Libya’ya ve coğrafi isimlerini sayamayacağımız topraklarda kan ve
gözyaşı dinmedi, dindirilemedi.
Sözde
birleşmiş milletler var. Gerçekte beşLEŞmiş LEŞler var. BEŞleşlerin bir tek
varlık sebebi var, o da haydut Siyonistlere hizmet etmektir. Dünya bunun
farkına vardığı anda Siyonist katillerden kurtulma başlar.
Türkiye
BEŞ LEŞe karşı dünyayı uyarmaya ve uyandırmaya çalışıyor.
İslam
coğrafyasında katliam ve gözyaşı devam ederken ülkemizde Cumhurbaşkanlığı
seçimine altı gün kaldı. Temennimiz eksik de olsa ilk olarak halkın oylarıyla
gerçekleştirilecek seçimin hayırlara ve huzura vesile olmasıdır.
Ülkenin
huzuru için bu seçim fırsat bilinmeli ve dört milyon insanın beklediği BEDELLİ
uygulaması seçimden önce kanunlaştırılmalıdır. BEDELLİ meclisteki her vekilin
samimiyetinin ortaya çıkarılması için bir test aracıdır. Zira halkın
taleplerini hiçe sayanların samimiyetinden bahsedilemez.
Bu
bağlamda Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli ve Selahattin
Demirtaş’a sesleniyorum. Samimiyetinizi gösterin ve BEDELLİyi torbalayın ki,
halk huzur bulsun.
Gündem
ile ilgili bu kısa izahtan sonra esas meramıma geçeyim.
Bilindiği
üzere ülkemizde demokrasiden bahsedilir. Doğrusu ben ülkede demokrasinin
varlığından kuşkuluyum.
Demokrasinin
olabilmesi için yönetim erklerinin tamamı ve birbirinden bağımsız bir şekilde
Halk tarafından seçilmesi gerekir.
Yönetim
erkleri bize yutturulduğu gibi üç değil dörttür.
Yürütme, Yasama,
Yargı ve Denetimden oluşan erkleri 3Y+1D şeklinde formüle edebiliriz.
Yasama dışında
seçimle oluşturulan yönetim erki bulunmamaktadır. Mevcut durumda YÜRÜTME erki yasamanın
içinden oluşturulmaktadır.
Bu kısa izahtan sonra
Türkiye’de halkın katılımını esas almasını isteyen herkese sesleniyorum.
Cumhurbaşkanlığı
seçiminden sonra gündeme getirilmesi gereken ilk iş Anayasa değişikliği
olmalıdır. Tabi ki, değişiklik yönetimle ilgili erklerin düzenlenmesini
kapsamalı ve 3Y+1D organları aynı zaman diliminde halk tarafından seçilmelidir.
Bu yazıyı okuyacak
pek çok kişi erklerin seçimle oluşturulmasını yadırgayabilir. Bunu çok görmem.
Çünkü insan zihni şablonlarla düşünmeye daha yatkındır. Dolayısıyla mevcut
şablonlarla düşünmek insanın kolayına gider.
Önemli olan zoru
başarmaktır.
Hepimiz yıllardır
yasamayı yargıyı, yürütmeyi tartışıyoruz. Perişanlıklarından bahsediyoruz.
DENETİMSİZLİKTEN yakınıyoruz.
Şayet yürütme,
yasama, yargı ve denetim organları halk tarafından belirlenirse bugünkü
oligarşik yapı kolayca çözülür ve milletin huzuru artar, tartışmalar azalır.
İlave olarak şunu
hemen belirteyim ki, bugün yasama organı için nasıl ilkeler ve kurallar belirleniyorsa
diğer organlar için de belirlenir.
Umarım ki, siyasetle
ilgilendiğini düşünen her birey ve kurum 3Y+1D üzerinde düşünür ve dört organın
da seçimle oluşturulması için çaba harcar.
Laf olarak üç kuvvet
var, dördüncü kuvvet yok.
Haydı dördüncü kuvvet
olan DENETİMle birlikte diğer üç kuvveti de halka seçtirelim.
Bunu gündemine
almayanların samimiyeti şüpheli olup oligarşik yapının devamından yana bir
tavırları olduğu sonucu ortaya çıkar.
Bekleyip göreceğiz.
Selam ve Sabırla. 04.08.14
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?