Hayal Kırıklığı ve Ümit
Veysi
ERKEN
Aylarca
süründürülen ve bekletilen toplum nihayet TORBAya kavuştu. Pek çok şey torbaya
dolduruldu. Ancak topluma vaat edilen BEDELLİ es geçildi. Söz verildiği halde 4
milyona yakın insan hayal kırıklığına uğradı.
Gençliğin
hayalleri Ekime ertelendi.
Cumhurun
başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Akademisyen Başbakan Ahmet hoca ertelenen
hayalleri hatırlarlar inşallah.
Tabii
ki, her şeye rağmen ümitliyiz. Çünkü biz Rabbimin rahmetinden ümidimizi
kesmeyiz. Vekiller unutsa da, gençlerin hissiyatı ve beklentilerine sessiz
kalsa da biz ümitliyiz ve azimliyiz. Azmedenler Cenabı Allah’a tevekkül
ederler. Beklentileri rablerindendir.
Vekiller
ve iktidar sahipleri sadece vasıtadır. Vekiller beşerdir. İhmalkâr olabilirler.
Her
şeye rağmen biz inanıyoruz ve bu işkencenin bir gün biteceğini ümit ediyoruz.
Zira “Bir kapıyı kapatan Allah, Bir
diğerini açar muhakkak, Sen gönlünü ferah tut, Sabrın ödülünü verecek Hak”
ümidindeyiz.
Bazı
konular bizi yorsa da azimle hakkı haykırmak vazifemizdir.
Tabii
ki, sadece bedelli değil.
Her konuda hakkı
haykırmak vazifemizdir.
Baksanıza 15 yıldır
unutulan Akademisyenler var. Düşünün Akademisyen 2700 TL maaş alırken, mezun
ettiği yeni hâkim, savcı 5500, mühendis 4000 TL maaş alacak.
Bu taksimi dağdaki
kurt yapmaz herhalde. İnsaflı olur diye düşünüyorum.
Başbakanın
Akademisyen olduğu ülkede apar topar yargıda çalışanların özlük hakları gündeme
gelirken, akademik dünya yine es geçiliyor.
Başbakan Ahmet hocaya
sesleniyorum.
Bu mu adalet?
Yoksulluk sınırında
olan akademisyenler mi akademik çalışma yapacaklar?
Bu durumu izah
edebilir misiniz?
Hele hele yargı
kararıyla müktesebi olan çift maaş alması engellenen emekliler varken
vekillerin çift maaş alması ve akademisyenlerin yoksulluk içinde boğuşmalarının
adaletle izah edilir yanı var mı?
Bütün bunlar hayal
kırıklığı oluşturuyor.
Toplumdaki inkisarı
arttırıyor.
Hele hele bunların
tuz biberi olan açılış, kapanış resepsiyonlarındaki israf ve haddi aşmalar da
olunca sukutu hayal katlanıyor.
Evet beyler;
Bir toplumda adalet
ortadan kalkarsa o toplumun varlığı biter.
Hak ve hukuk ayaklar
altına alınmamalı.
Geliniz yargı ile
ilgili düzenlemeleri topyekûn yapalım. Yargı mensuplarını halk seçsin. Özlük
hakları da ona göre belirlensin.
Toplum huzura ersin.
Taksimatı adaletli
yapalım.
Unutulan kesimleri
hatırlayalım.
Akademisyenlerin gasp
edilmiş haklarını iade edelim.
İstikbalimizde önemli
yer alacak gençliğimizi BEDELLİ ile rahatlatalım ve huzur bulalım.
Ekim ayı bir
başlangıç olur inşallah.
Hayal kırıklarımız biter
ümidiyle.
Selam ve Sabırla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?