Akademisyenlerin Maaşı Artıyormuş (!)
Veysi
ERKEN
YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’nın açıklamalarından
anlaşıldığına göre 45 Bin akademisyen açığı var. Açık bazı üniversitelerde had
safhada, hatta öğretim üyesi yok denecek kadar az.
Yılların üniversitelerinde de durum budur.
Demek ki, Akademisyen aranıyor.
Bulunamıyor.
Peki, akademisyenliğe gençler neden heves etmiyor.
Nedenleri sayılamayacak kadar çok. En başta gelenleri ise
“gelir” ve “çalışma şartları”.
Maalesef akademisyenler mezun ettikleri öğrencilerinin “çalışma şartları” ve “ücret”ine sahip değil.
Mesela hukuk fakültesinde çalışan bir akademisyenin
geliri bir “hâkim veya savcı” ile
mukayese edilemeyecek kadar azdır.
Tabii ki, çalışma şartlarının ve ücretin kötülüğü bütün
alanlar için geçerlidir.
Hele hele akademisyenlerin maaşı vekillerle hiç mukayese
edilemez.
İşte yıllardır süründürülen akademisyenler güya
hatırlandı. Maaşlarında iyileştirme yapılacakmış.
Yapılması
düşünülen düzenleme sağlıklı değildir. Plan bütçe komisyonunda kabul edilen düzenleme
yeterli değildir. Geniş platformda bunu vekillerle tartışabilirim.
İlave
olarak peşinen şunu söylemeliyim. Kısmî düzenlemelerin “yama”dan farkının olmadığı inancındayım. Evvel emirde düzenleme
yapılacaksa “maaş”lıların tamamı
gerçekten “maaş”lı yapmalıdır. Aksi
durum memurun ekseriyetinin “Ma Aş”lık
devam eder. Ortada ne aş olur ne hayat.
Dolayısıyla
yapılacak artışlar sadece akademisyenler için olmamalıdır. Genel olarak bugüne
kadar yapılan düzenlemeler hep “üst
yönetim, askeri bürokrasi ve yargı erk”ine olmuştur.
Düzenleme
doğru zeminde ve ücret makasını aşırı şekilde açmayacak tarzda genel olmalıdır.
Eşit
işe eşit ücret ödenecekse bütün kalemler için bu geçerli olmalı ve geçim
endeksine uygun olmalıdır. Eşitsizliğin bir misali “ek ders ücreti” ücretindedir.
Mesela
yoksulluk sınırının 4000 TL olarak açıklandığı bir zaman diliminde öğretim
üyesinin maaşını 3500 TL’ye yükseltmenin bir getirisi olmayacaktır.
Kanaatime
göre artık “maaş”lılar
aldatılmamalı.
Ücret
politikası A’dan Z’ye kadar bir bütün olarak düzenlenmeli, sadeleştirilmeli ve
makas daraltılmalıdır.
Gerisi
lafı güzaftan ibarettir.
Selam
ve Sabırla. 29.10.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?