İkircikli
Tavırlar
Veysi ERKEN
“Kamet
ve İstikameti” fırıldak olanların tavırları 360 derecedir. Her tarafa
döner. Olay ve olgulara karşı “bin bir surat”tır.
Özellikle “gazeteci”, “yazar”, “kanaat
önderi”, “STK yönetici”, “aydın(!)” vs. diye bilinenlerin yazılarını okuyun
veya eylemlerini gözleyin bu ikircikli tavırları görürsünüz.
Medyadakiler sosyal olaylardan çok
dedikodu üretmekle meşgul. Bunlara yüzlerce örnek verilebilir.
Bu tipler toplumun ekseriyetini
ilgilendiren konulara temas etmez hatta unutturmaya çalışır.
Bedelli, vekillerin çifte maaş
almaları( http://www.milliyet.com.tr/milletvekillerinin-yeni
maasi/ekonomi/detay/1956797/default.htm ), lojman, makam aracı saltanatı, sosyal tesis, resepsiyon, merkez
valiliği, merkez milli eğitim müdürlüğü gibi konular hiç gündemlerine girmez.
Yüzde üçlerle ifade edilen maaş
artışını müjde olarak sunarken maaşlar arasındaki makasın açıklığından hiç
bahsetmez.
Öğrenciye aktarılamayan paranın
nasıl çarçur edildiğini hiç aklına getirmez. Rektörün itirafını görmezlikten
gelir. (
REKTÖRDEN ŞOK İTİRAF http://www.haber3.com/rektorden-sok-itiraf-2962418h.htm)
Türkiye’yi
zora sokacak eylemleri hesaba katmadan yabancıları sevindirecek yayınları
yapar.
Kısaca
ikircikli tavır her yerde görülür. Çünkü bunlar sadece yerli görünümlüdür.
Bunun
bir misali sürekli “o başka”
diyenlerdir. Kamu mallarının
yağmalandığını, hırsızlığın yapıldığını, havuz medyası oluşturulduğunu
söyleyenlere bunların hepsi doğru, peki sizin yaptıklarınız, size tahsis edilen
kamu malları nedir? Medyanızdaki faizin reklamı, açıklığın teşhiri nedir? Dediğinizde
“o başka” demekle marufturlar.
İşte ikircikli tavır
ve tutumlar.
Cenabı
Allah ikircikli tavırlıların şerrinden bizi muhafaza etsin. Âmin.
Yerli Otomobil
Yıllardır
aynı lafları dinlemekten bıktık. Yerli otomobil konusu ikide bir gündeme
getirilir. Hatta bir firma 5 liralık elektrik sarfiyatı ile 400 KM yol
gidebilen otomobil üretimini gerçekleştirdiği, (http://www.sabah.com.tr/ekonomi/2014/10/17/400-kilometre-icin-15-saat-yetiyor
) bir üniversitemiz 75 TL ile 4000 KM yol yapan bir otomobille ile Türkiye
turuna çıktıklarını açıklıyor ( http://www.ntvmsnbc.com/id/25540144/ )
Peki,
bu tür projeler neden desteklenmiyor. Hangi oligarklar engelliyor.
Bunlar topluma
açıklanamaz mı?
İkircikli tavırlardan
ne zaman kurtulacağız.
Ey
dürüstlük neredesin?
Samimiyet
bitik misin?
Ya
açıklık?
Rahmetli
Muhsin Yazıcıoğlu “açıklık en doğru yoldur” diye haykırıyordu. Açıklık en doğru
yol olarak ne zaman görülecek. Merak ediyorum.
Bedelli
Biliyorum.
Yine
mi bedelli denilecek.
Evet,
yine bedelli.
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimden önceki açıklamaları, Milli Savunma Bakanı
İsmet Yılmaz’ın seçimden sonra bedellinin gündeme getirileceği demeci, Burhan
Kuzu’nun tiviti, Numan Kurtulmuş’un “'Son kerelik olmak üzere bedelli
askerlikten istifade edilmesi gerektiğini düşünüyorum' dedi ve "Bunun
kararını verecek olan Bakanlar Kurulu'dur. İyi Ordu demek çok fazla piyadeye
sahip ordu demek değildir. Bir seferlik ve son kerelik olmak üzere birikmiş
olanların bedelliden istifade etmesi gerektiğini düşünüyorum. Böylece biriken
beklentiler de karşılanmış olur. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27396523.asp
" açıklaması ve Akademisyen Başbakan Ahmet hoca
adına söylenilen sözler ortada dururken BEDELLİden bahsetmemek toplumsal
beklentiyi hiç saymaktır.
Evet,
BEDELLİ şarttır.
Dört
milyon kişi bu sorunun çözümünü bekliyor. Bu konuyu gündemden düşürmek
isteyenlerin kışkırtmaları boşa çıkarılmalıdır. Son Vandallığın sebeplerinden
birisi de askeri sahaya çekmek ve bedelliyi gündemden düşürmek olduğundan hiç
şüphem yok.
Artık
bu oyunlar boşa çıkarılmalı ve bunalımda olan gençlerin ızdırabı nihayetlendirilmelidir.
İkircikli
tavırlar ve oyalamalar bitmelidir.
Bilinmelidir
ki, toplum bitap düştü.
Son
konu Maaşlar
Bu
konuda yakın tarihte. İki bin on ikide kaleme aldığım yazıyı paylaşayım bari.
Maaş mı? “Mâ Aş” mı?
Üst
yöneticilerin maaşı hariç ne zaman maaşlardaki artış gündeme gelse iktidar
sahipler hemen “âli menfaat”
teranesine başlarlar.
Sayın
Başbakan da bu kervana katıldı. Daha birkaç ay önce “eşit işe eşit ücret” adı altında üst yönetime aşırı zam yapılmışken
Sayın Başbakanın maaş artışları konusunda Yunanistan’a döneriz ifadesi
anlaşılır değildir.
Üstelik
milletvekillerine yaptıkları kıyak hafızalarda taze iken.
Biliyorsunuz
ki, aziz dostlar vekillerimizin ekseriyetinin hem emekli hem de vekillik maaşı
tıkır tıkır işlemektedir. Bazılarının emeklilik maaşı 900 tl’den 6000 binler
seviyesine ceffelkalem yükseltildi.
Sosyal
konularda “ustalık dönemi” Sayın
Başbakan’a yaramadı. Önce “Bedelli”de
gençleri mağdur etti. Devamında “vicdanî
ret” askıda bırakıldı.
Yetmedi
bir gecede şike kanunu değişti.
Yanlışlıkla
bombalar yağdırıldı.
Hatalar
Hatalar
bir birini kovalar misali
Bu
dönemdeki hatalar saymakla bitmez.
Vatandaş
bizar oldu.
Anlaşılmaz
bir tavırla geniş kitleler mağdur edilmekte.
Mağrurlar
kıs kıs gülmekte.
Mağrur
olanların sonu bellidir.
Umarım
ki, Sayın Başbakan kendini yanıltanları fark eder.
Zorbaların
oyununa düşmez. Halk adamı olur. Tıpkı kendi ifadesiyle “çıraklık dönemi”nde olduğu gibi.
Bu
devran böyle gitmez.
Üç
artı üçlerle hayat sürmez.
Adam
gibi geçimin yolu adam gibi “iaşe ve
ibate” için maaştır. Başbakan’a “İsar”ı
hatırlatırım. Hani empati diyorlar ya.
Biraz İsar, biraz empati.
Maaş yoksa “Mâ aş” vardır.
“Mâ aş”ı Sayın Başbakan iyi bilir.
Bir de dostlar bilsin
istedim.
“Mâ aş”e “yaşamadı” demektir.
Onun için iktidar
sahipleri “Mâ aş”lıları pek sever.
Vatandaş “mâ aş”lı olmak istemiyor.
Maaşlı olmak istiyor.
İaşe ve ibate sahibi
olmak istiyor.
Sayın Başbakan
bilirsiniz ki, hatadan ve kusurdan vazgeçmek bir fazilettir. İslami ve insani
bir davranıştır.
Gelin birliğimizi ve
dirliğimizi güçlendirecek adımları atalım.
Bir avuç insanın
yanıltmalarını boşa çıkaralım.
Ülkemiz hukuk devletine sahip olsun.
Kanun devleti değil.
Hukukla kanun devleti
farklıdır.
Kanunla insanları “mâ aş”lı yapabilirsiniz.
Ama bu hukuk
değildir.
Hulasa-i kelâm.
Zulümle âbâd olunmaz.
Zulümle âbâd olmak isteyenin sonu berbattır.
Selam ve Sabırla…
20.05.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?