Bakanlık Teklifi ve Yeni Seçim
Veysi ERKEN
Bakanlık
teklifi “bana” yapılacak değildi
elbette. Beğensek de beğenmesek de mevcut anayasaya göre bakanlık teklifleri
meclisteki partilerin vekillerine yapılacak idi. Ki, yapıldı.
Erken
seçim hükümetinin çok kısa sürede kurulacağı anlaşılıyor.
Türkiye yeni şartlara çok çabuk
intibak ediyor.
Bu güzel gelişme.
Partilerden bakanlık teklifini kabul
etmeyenlerin yerine yeni isimlerle devam edilecek.
Görünen manzara budur.
Umarım ki, Başbakan Sayın Ahmet hoca
seçimini iyi yapar.
Bir akademisyen olarak doğru,
başarılı ve bu ülkenin/coğrafyanın sevdalıları ile seçim takviminin işletilmesinin
gerekliliğine inanıyorum.
Temennimiz bunun gerçekleşmesi ve
Türkiye’nin lider ülke olmasıdır.
Peki, erken seçime neden gelindi.
Kanaatime göre en önemli faktör mevcut
anayasadır.
Zira Anayasa Cumhurbaşkanına geniş
yetkiler tanımaktadır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan halk tarafından
cumhurbaşkanlığına seçilmeden önce seçildiği takdirde bu yetkilerini
kullanacağını deklere etmiş ve seçildikten sonra da Anayasal yetkilerini
kullanmaya başlamıştır.
Böylece yönetim
sisteminde ciddi farklılaşma başlamıştır.
AK
Partinin dışındaki partiler eskimiş yerleşik düzenin değişmesini
istemediklerinden bundan rahatsızlık duydular.
Gerçekte bu duruma alışmaları
gerekirdi.
Çünkü bunun müsebbipleriydiler.
Zira 2011’den beri Anayasa
değişikliğine yanaşmadılar. Dört partinin üzerinde ittifak ettikleri 60
maddedeki değişikliğe bile hayır dediler.
Bu durumun oluşmasında CHP’nin, MHP’nin
ve HDP’nin vebali büyüktür.
Veballeri hem Anaya değişikliğine
karşı çıkmalarından hem de mevcut anayasadaki yetkilerin kullanılmasından
rahatsızlıklarından kaynaklanmaktadır.
Esasında bu partiler değişikliğe “EVET” demeleri gerekirdi.
Demediler.
Statükocu kesildiler.
Şimdi yakınıyorlar.
Bu duruma gelinmesinin bir diğer
sebebi de 7 Haziran seçimleri öncesinde üç partinin de Recep Tayyip Erdoğan
düşmanlığı üzerinde politika yapmalarıdır. Recep Tayyip ERDOĞAN şahsında AK
Parti ile bir araya gelmeyeceklerini ortaya koydular, deklere ettiler ve seçim
çalışmalarını buna göre sürdürdüler.
Elbette ki, bu durumun oluşmasında
Kuş, Böcek, Cemadat-ı haşhaşiyun ve türevleri medyanın etkisi vardır. Bahsi
geçen medya Mustafa Kemalin tabiriyle emellerini düşmanın emelleriyle tevhit
ettiler ve Türkiye’nin aleyhinde faaliyetlerini sürdürdüler.
Birbirine zıt gibi görünen partiler
ve diğer kuruluşlar bahsi geçen medya tarafından adeta ortak bir paydada
buluşturulmuştur. İnsanlar kışkırtılmıştır, seçmenler yönlendirilmiştir.
Bu payda ülkemize huzur
getirmemiştir.
Yeni ve erken seçime bu minvalde
gidiliyor.
Umarım ki, yeni seçimde bütün
partiler kendi projeleri ile seçmenin karşısına çıkar.
Unutulmamalıdır ki, ön yargılar
ülkeyi felakete sürükler.
Bütün partilere ve yönetimlere
sesleniyorum.
Artık milletimiz boş laflara
kanmayacak durumdadır.
Bilişim
çağı sizin geçmişte söylediğiniz her sözü karşınıza anında çıkarmaktadır.
Milleti eskisi kadar aldatamazsınız.
Geliniz
amasız, lakinsiz, fakatsız bu ülkenin sevdalısı olduğunuzu gösteriniz.
Projelerinizle bir birinizle işbirliği yapabileceğinizi gösteriniz. Şiddete,
tedhişe, yakıp yıkmaya, korkuya ve silaha hayır ortak paydasında buluşunuz.
Bu
coğrafyada silahlar ortadan kalkmalıdır. Yabancı mihrakların senaryoları kökten
bitirilmelidir.
Halk sizlerin secde-i rahmanda buluşmanızı istiyor. Unutmayın ki, gönül
birliğimizin harcı secde-i Rahmandadır.
Tevhid anlayışının hâkim
kılınmasındadır.
Türkün, Kürdün, Lazın, Çerkezin
Salahaddin Eyyubierin, Kılıçarslanların, Fatihlerin izinde buluşmasındadır.
Süper güç olmanın ön şartlarından
birisi gönül birliğidir.
Seçimler kırılganlığı değil, gönül
birliğini arttırmalıdır.
Artık kişi üzerinde politika
yapılmasından vazgeçilmeli ve 1 Kasım 2015 seçimleri ülkemizin yeni bir
konseptle dünyaya süper güç olarak liderlik yolunu açmalıdır.
Selam ve Sabırla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?