1916 Kıyamı (Kozgalışı) ve Büyük Türkistan Katliamı
(Soykırımı)
Veysi
ERKEN
Affetmek
güzel. Unutmak pusudur.
Yüz
yıl önce ulu Türkistan’da büyük bir soykırım gerçekleştirildi.
Yüz
yıl öncesinde bir buçuk milyon civarında Müslüman Türk şehit edildi.
Katiller,
soy kırımcılar belli.
RUSLAR.
Dün
Türkistan’da soy kırım oldu.
Kazak,
Kırgız, Türkmen, Tacik, Uygur, Özbek ve sayamadığımız onlarca Türkistanlı şehit
edildi büyük kıyamdan sonra.
Bugün
de aynı fitne ve soy kırım devam ediyor aynı coğrafyada ve tüm İslam
diyarlarında.
Büyük
kozgalış, ulu direniş, haklı kıyam.
Allah yolunda
Türkistan’ı kapsayan bir cihattır kozgalış.
İhtiyarından
sabisine, kadınından erkeğine kadar herkesi ihata eden bir cihat. Hanlık ilanı
ile gerçekleşen bir cihat.
Dik
durmak, esareti reddetmek. İçin cihat.
İşte
kıyam ve cihat budur.
Yüz
yıl geçti.
Kıyam
ve soykırım unutuldu, pusulandı.
İslam
coğrafyasında belki hiç hatırlanmadı.
Yüzyıl
sonra bu kıyam hatırlandı.
Pus
giderilmeye çalışıldı.
Hatırlayanlara
ve hatırlatanlara selam olsun.
“II. Uluslar arası Türkistan Kurultayı”nın
ana teması “1916 Kıyamı ve Büyük Türkistan
Katliamı’nın 100. Yıl Dönümü” başlığını taşıyor.
17-18
Nisan 2016 tarihlerinde gerçekleştirilen kurultay bir ilk.
Tertipleyen
kuruluşlar Kastamonu Üniversitesi,
Bağcılar Belediyesi ve Uluslararası Türkistanlılar Derneği.
Uluslar arası Türkistanlılar Derneği
öncü
rol aldı. Aksakallıları devreye girdi. Kastamonu Üniversitesi ve Bağcılar
Belediyesi katkı sağladı.
Katkı
sağlayan her kuruma ve kişiye selam olsun.
Emeği
geçenlere, bildirileriyle katkı sağlayanlara, oturumları yönetenlere ve uzaklardan
gelenlere selam olsun.
Yüz
yıl geçti.
Milyonlarla
ifade edilen, mezarları bile olmayan şehitlere binlerce rahmet olsun.
Unutmak
pusudur.
Hatırlamak
ve yaşatmak diriliş muştusudur.
Ulu
Türkistan’ın ihyasına, inşasına ve dirilişine vesile olacaklara binlerce selam
olsun.
Dünün
Aksakallıları yarınların muştusudur.
Türkistan’ın
ihyası kendi kavramlarımızla ve kendi kurgulamamızla mümkün olacaktır inşallah.
Kurultayın
bildirilerini tahlil etmek farklı bir zemini gerektirir.
Bu
zemin ulu Türkistan’ın acısını, uğradığı zulmü ve işgali hatırlama ve
hatırlatma zeminidir.
Bu
zemin unutmama ve unutturmama zeminidir.
Ulu
Türkistan’ı unutmama zemini, büyük bir alanı ihata eder.
Bilinmelidir
ki, ulu Türkistan, sadece Asya kıtasından ibaret değildir.
Ulu
Türkistan’ı anlamak ve yaşatmak için Afrika’nın güneyinde medfun olan Alperen
Ebubekir efendiyi ve Çad’lı Ahmet’i fark etmek gerekir.
Kefensiz
yatan milyonlarca şehidi unutmamak icab eder.
Onlar
diridirler ve yaptıklarımıza şahitlik edecekler.
Bilinen
husus inananlar sadece yaptıklarından değil, yapmadıklarından da sorumludur.
Yapabileceği
ve katkı sağlayabileceği bir şey olup da yapmayan mümin yapmadıklarından da
hesaba çekilecek.
Acaba
ulu Türkistan için neyi yaptık. Neyi yapabilecekken yapmadık.
Ulu
Türkistan için yeryüzünün bir yerinde kefensiz yatanların yaptıklarını yapmak
gerekir.
Bunun
için diyorum ki, ulu Türkistan’ın ihyası Ebubekirlerin, Çad’lıları, Moro’luların,
Sudan’lıların, Kazakların, Türkmenlerin, Özbeklerin, Taciklerin, Kırgızların; Azerilerin
imanını, irfanını ve kahramanlıklarını anlamak ve yaşamakla mümkündür.
1916
Kozgalışını bunun için bilmek ve unutmamak gerekir.
Kıyam
direniş, direniş özgürlük demektir.
İçimizdeki
Ruslara, Siyonistlere, İngilizlere, Amerikalılara rağmen kozgalışları yaşamak
gerek.
Yüz
yıl geçse de kıyamlar unutulmamalı, unutturulmamalı.
Yüz
yıl öncesinin soy kırımını unuttuğumuz için bugün Türkistan’da, Hocalıda, Suriye’de,
Miyanmar’da, Afganistan’da ve topyekûn İslam coğrafyasında katliamlar ve soy
kırımlar devam ettirilmektedir.
Yeniden
kıyam etmek gerekir zalimlere karşı.
Özgürlük
için cesur yüreklere ve sadece Allah’ın huzurunda eğilen başlara ihtiyaç
vardır.
Kutlu
doğum haftasına denk gelen bu bilgi şöleni ve kurultay yeni dirilişlere
başlangıç olur inşallah.
Dualarımız
katkı sağlayan herkesedir.
Rahmet
dileklerimiz bütün şehitleredir.
Tez
elden bildiriler kitaplaşmalı, sanal âlemde yerini bulmalı ve yeni bir ihyaya
yol açmalıdır.
Unutmayalım
ki, küçük bir çığlık büyük çığlara, bir kanat çırpışı fırtınaya ve bir toplantı
yeni bir ihyaya yol açabilir.
1916
Ulu Türkistan Kıyamını zihinlerimizde ihya eden bu kurultay, insanlık için bir
başlangıç olur inşallah.
Zulmün,
kederin, sömürünün ve esaretin İslam coğrafyasından def edildiği,
medeniyetimizin ihya ve inşa edildiği bir dünya hayal ediyorum.
Ayağımızın
bastığı her karışın adaletle, huzurla ve barışla ihya edildiği ulu bir
Türkistan hayal ediyorum.
Unutmayalım
ki, hayal edenler geleceği inşa eder.
Selam
ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?