Hedef Türkiye
Veysi ERKEN
Piyonlar, maşalar devreye yeniden
sokuldu.
Yıllardır dile getiriyoruz.
Hedef Türkiye’dir.
Hedef İslam coğrafyasıdır.
Bu gerçeği yıllardır dile
getiriyorum.
Bu konuda belgeli yüzlerce yazım
var.
Bu gerçeğin altında yatan duruşları
iyi tahlil edersek oyunlar bozulur.
Hedef
tarihin akışını kendi mihverinde akmasını isteyen Türkiye’dir.
Türkiye’de ne zaman Kılıçarslanların,
Selahaddin Eyyubilerin, Yavuzların tavrı sergilenmişse Siyonist haçlı
saldırıları artmıştır.
Bilinmelidir ki, bu saldırılar hiç
durmamıştır.
Sadece artmıştır ve arttırılmıştır
diyoruz.
Sebeb bellidir.
Sebep
kendi mihveri üzerinde büyümek isteyen Türkiye’dir.
Türkiye yakın zamanda mihver
değiştirmek istemiştir.
Nüfus politikasında, tarih, coğrafya
ve kültür siyasetinde kendi mihverini esas almaya başlamıştır.
Bu mihver etrafında ekonomisini,
askeriyesini ve teknolojisini geliştirmeye, bunlara dayalı olarak siyasi irade
ile strateji ve taktik geliştirmeye başlamıştır.
İşte saldırıların arttırılmasının
temel sebepleri bunlardır.
Yön veren Türkiye’nin önünü
kesmektir.
Bütün piyonlar ve maşalar devreye
sokulmuştur. İslam coğrafyası kan
gölüne çevrilmiştir.
Hep piyonlar ve taşeron örgütler
devreye sokulmuştur.
Türkiye’deki
basın yayın organlarındaki yazılara bakınız bunu rahatlıkla anlarsınız.
Kalemleri
ve kelamları hep Siyonist haçlı anlayışı ile örtüştüktür. Çünkü emir eri
durumundadırlar.
Bu
yetmezmiş gibi dini görünümlü diyalogcuların tahribatı devreye sokulmuş ve
gönül kırıklıkları arttırılmıştır.
Yetmedi kendi lejyonerlerini ve
silahlarını açıktan devreye sokulmuştur.
Bu saldırılar biter mi?
Devreye sokulacak taşeronlar,
piyonlar ve maşalar tükenecek mi?
Elbette bitmeyecektir.
Kabillik ve şeytanlık hep var
olacaktır.
Tapınakçılık
ve haşhaşilik bitmeyecektir.
Önemli olan bizim bu tür
faaliyetlerin farkında olmamız ve “Habil”leşmemizdir.
Bizler Habil’ce tavır sergilersek
Cenabı Allah’ın nusretini eksik olmaz.
Zafer inananların olmuştur her
zaman.
Yeter ki, inancımız sahih ve muhlis
olsun.
Türkiye “ilayı kelimetullah" doğrultusunda nizam-ı âlemi hedeflediği ve
gereğini yapmaya çalıştığı müddetçe küresel haydutlar ve piyonları kaybetmeye mahkûmdur.
Elbette ki, her davanın bedeli
vardır.
Bedellerin azaltılması hedef
doğrultusunda çaba göstermeye bağlıdır.
Nüfus,
tarih, coğrafya ve hars mihverli, iktisadi, askeri ve teknolojik güç ve bunlara
dayalı siyasi irade bedellerin azalmasının sebebidir.
Evet, inanıyoruz birgün bütün zalimlere
“bir dakika” denilecek.
Evet,
İnanıyoruz birgün dünya beşten büyük
olacak.
Çünkü bizim gayemiz kökleri
derinlerde dalları sema'ya yükselendir. Gayemizin kökleri Kur’an ve Sünnettir.
Dalları dünyaya yayılan nizam-ı
âlemdir.
Çünkü bizler her zaman “Allah’ın birliği ve Hz. Peygamberin
risaleti dışında tartışılmaz”ı olmayan milletiz.
Bizim davamız Cenabı Allah’ın
yolunda olmaktır.
Gün gelecek Anadolu coğrafyası
Türkistan coğrafyasıyla kaynaşacak ve İslam coğrafyasını oluşturacaktır.
Bu coğrafyanın insanı, dünyanın
neresinde olursa olsun mazlumun yanında yer alacaktır.
Küresel haydutlar ve piyonları
yenilecektir.
Bilinmelidir ki, cenabı Allah bunu
garanti ediyor.
Yeter ki, bizler, bizlere vaz ve
vahyedilen ilkelere göre hayatımızı tanzim edelim.
Unutulmamalıdır ki, gayret bizden
Tevfik Allah’tandır.
Selam ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?