Ülkemizi Parçalamaya Çalışanların
Farkındayız
Veysi ERKEN
Olay ve olguları doğru okuyup,
öğrenip anlamlandırırsak tedbirimizi alabiliriz. Son olayları tahlil ederken
bazı kitaplardan bahsetmiş ve olayların geçmişini, perde arkasını irdelemeye
çalışmıştım.
Yüz yıl önceden hazırlanmış olan ve
özeti “Türkiye’yi Parçalama Planları” adıyla
neşredilmiş kitaptan, bunun uygulaması olan “Barışa Son Veren Barış” isimli hacimli çalışmadan ve “İsrail Mitler ve Terör”den
bahsetmiştim.
Bu çalışmalardan bahsetmemden
rahatsız olanlara bakıyorum hepsi köleleştirilmiş, zihinleri tutsak edilmiş ve
mankurtlaştırılmış birer yaratık olduklarını görüyorum.
Ülkemizi yok etmek isteyen Siyonist
haçlı zihniyetinin anlaşılması için son kitabı okumak yeter, artar bile.
Şahsen ben son planın yetmişli
yıllardan itibaren adım adım işletildiğini düşünüyorum.
Özellikle Rusya’nın (o günkü adıyla Sovyetler
birliği) Afganistan’a müdahalesi ve buna direnen grupları destekleme adı
altında ABD’nin oraya girişi ve Ziya’ul-Hak’ın şehid edilmesi ile planın
işletilmeye başladığını rahmetli Türgut Özal’ın zehirlenmesiyle devam
ettirildiğini düşünüyorum.
Belirli bir plan dâhilinde Rusya’ya
karşı başarılı olan gruplar birbirine düşürülmüş ve yerlerine el kaide adı ile
bir taşeron ikame edilmiştir.
Bu taşeron örgüt marifetiyle hem
Türkistan coğrafyasının hem de İslam imajı yerle yeksan edilmeye çalışılmış ve
üzülerek belirtelim ki, başarı sağlanmıştır.
Bu taşeron örgüt marifetiyle Irak’ta
DAEŞ adıyla bir örgütlenmeye gidilmiş ve İslam’a aykırı her türlü eylem İslam adına
İSLAM coğrafyasında gerçekleştirilmiştir.
Tabii ki, burada asıl hedef Türkiye
olarak seçilmiş ve besledikleri, büyüttükleri, finanse ettikleri örgütlerle
hainliklerini devreye sokarak ülkemizi imhaya kalkışmışlardır.
Sadece bahsi geçen kitaplar okunursa
yıkım senaryosunun nasıl sahneye konulduğu, taşeronlarının kim/kimler olduğu
kolaylıkla anlaşılır.
Bilinmelidir ki, adı FETÖ olsun,
DEAŞ olsun veya başka bir şey olsun fark etmez. Bu örgütlerin tamamı Siyonist
haçlı zihniyetinin taşeronlarıdır, uşaklarıdır, piyonlarıdır.
İslam’ın Kaynağı olan Kur’an-ı
Kerimde açıkça belirtildiği gibi bir nefsi haksızca katletmek bütün insanlığı
katletmek gibidir ve bu örgütler taşeron olduklarından haksızca, ahlaksızca ve
İslamsızca efendilerine hizmet için insan katletmektedirler.
İnsanları haksızca ve hunharca
katletmekle kalmıyor bu iblisler aynı zamanda coğrafyamızı insansızlaştırmaya,
insanımızı topraksızlaştırmaya çalışıyorlar.
Tabii ki, bunları/ iblis ve
uşaklarını teşhir etmek yeterli değildir.
Önemli olan bu zihniyetin planlarını
bozmak İslam coğrafyasına ve bütün insanlığa huzurlu bir ortamı tesis etmektir.
Bunun için gerekli adımları atmak
yönetim için farzdır.
Türkiye huzurun, adaletin ve barışın
kaynağı olabilecek yegâne melcedir. Siyonist haçlı zihniyeti bunu ortadan
kaldırmak için bütün uşaklarını devreye sokmuş vaziyettedir.
Ülkemiz Siyonist haçlı zihniyetinin
bütün planlarını boşa çıkaracak yetkinliktedir.
Yeter ki, inanalım, birliğimizi ve
dirliğimizi muhafaza ederek uygun adımları atalım ve yatırımları yapalım.
Bu yatırımlar hem zihniyet anlamında
hem beşeri kalkınma anlamında olmalıdır ki, içimizdeki piyon ihanet şebekeleri
bitsin, teknolojide, uzayda ve kısaca her alanda yön veren ülke olalım.
Bunu beceremezsek içimizde yeni
Tevfik Fikretler ortaya çıkmayacaktır.
Zihniyetimizi “İlayı Kelimetullah” doğrultusunda inşa edebildiğimiz gün “âleme nizam” verebilir duruma geliriz.
Aksi takdirde dünün Jön Türkleri gibi bugünün Con Türkleri cirit atmaya devam
edeceklerdir. Biz Con Türklerin ve pakradunilerin farkındayız, bu ülkenin bütün
sevdalıları farkında mı?
Acaba!
Gelecek yazıda kıymetli hocam
Süleyman Hayri Bolay’ın kaleme aldığı “Türk
Beldelerinin Taksiminden Türkiye’nin Taksimine” başlıklı takdim yazısından
bir parça ile dünden ilhamla bugünü anlatmaya çalışacağım inşallah.
Selam ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?