Evrensel Teröristlere Alkış Tutanlar
Veysi ERKEN
Bitmeyen kin, bitmeyen düşmanlık
süregelmektedir yeryüzünde. “Kabil ruhlu”
iki ayaklı mahluklar, diğer ifadeyle “insan şeytanları” bu sefer “Katar”ı
bahane ederek “Türkiye’yi Hedef”e koydular.
Bu Siyonist haçlı şeytanlarını biliyoruz da içimizde bu kadar şeytanlara
uşaklık edildiğini bilmiyorduk diyelim.
Esasında bu uşaklar yıllardır efendilerine hizmet
ediyorlardı. Muhtelif sıfatlarla sıfatlandırılmış bu mahluklar artık gizliden
değil, açıktan efendilerine hizmet ediyorlar.
Katar’ı bahane ederek ülkemizi hedef tahtasına yerleştiren
küresel haydut teröristler dünyayı kan revan içinde bırakır ve maddi anlamda
talan ederken, bizdeki kahpeleri alkış tutuyorlar.
Sadece medyayı takip edersek bu kahpeleri anlayabiliriz.
Bu gidişe dur demenin yolu yok mudur?
Elbette vardır?
Cenabı Allah’ın vahyine inanacaksın ve “kamet ve istikamet”ini
o doğrultuda belirleyeceksin.
Akif'in ifadesiyle ilhamı Kur’an'dan alarak İslam’ı asrın
idrakine söyletmektir çıkış yolu.
Umarım ki, içimizdeki piyonlar anlaşılır ve felaha
kavuşuruz, dünyaya ilayı kelimetullah doğrultusunda niza veririz.
Tavsiyem bu şekilde tefekkür yönündedir.
Katar’ı, Yemen’i, Libya’yı, Suriye’yi, Irak’ı, Arakan’ı,
Türkistan’ı ve bütün mazlum coğrafyaları anlamak ve felahlarına katkı
sağlayarak emniyetimizi temin etmenin yolu budur.
Sadece Allah’a dayanacak ve cehdini buna göre
yoğunlaştıracaksın.
Bu konuda yıllar öncesi yazdığım “evrensel kraliyet ve evrensel terör” başlıklı düşüncelerimi
sizlerle tekrar paylaşayım. “Bugünün olaylarını ve piyonlarını anlamak ve ona
göre tedbirleri almak zor olmasa gerek. Ancak üzülerek belirtmeliyim ki, ilim
adamı zannettiklerimiz ve yöneticiler gereğini yapmamaktadırlar. Olay ve
olguları doğru anlamak için ham okumak hem de tahlil yapmak gerekir. On iki yıl
(15.02.2002) öncesinde İslam coğrafyasını kuşatmakta olan küresel teröristleri
şu şekilde izah etmeye çalışmıştım. Yazıda ufak tefek değişiklikler haricinde
değişen bir şey yok. “Günümüzün dünyasında
“evrensel terör” vardır. Bu terörün
müsebbipleri Tapınak Şövalyeliğini devam ettiren ve bin yedi yüzlü yıllardan
beri “yenidünya düzeni” peşinde
koşan “Evrensel Kraliyetçiler”dir.
“Mabet ve Loca” isimli eseri okuyanların hemen fark edebilecekleri bir
durumdur evrensel terör. Evrensel terörün arka planında “evrensel kraliyet” anlayışı yatar. Evrensel kraliyet peşinde olan
bir avuç tapınakçı bütün dünya ülkelerinde maşaları vasıtasıyla insanlara kan
kusturmaktalar.
Evrensel kraliyetin peşinde olanlar için her
yol ve her eylem mubahtır. Amaçlarını gerçekleştirmek için her düzeni ve
düzenbazlığı oluşturmaktan geri durmazlar. Son marifetleri “Küresel Komutanlık” hayaliyle
ilgilidir. (Yeni Şafak 25.10.2001) Felsefeleri Makyavelist görüşe paraleldir.
Kim bilir belki Makyavel de onlardan birisidir.
Evrensel kraliyet peşinde olan tapınakçılar
her ülkede kendi çıkarlarını ve politikalarını koruyacak ve devam ettirecek “piyon”lar kullanırlar. Nasibini
almayan ülke yok gibidir. Genel anlamda ülkelerde istihdam edilen piyonlar o
ülkenin kültürüne ve insanına yabancı olanlardan( kılıkları farklı görünse de)
seçilir ve ona göre yetiştirilir.
Tapınakçıların kurdurdukları kolejlerden
ve liselerden mezun olanlar arasından özenle seçilen piyonlar zamanı gelince
yönetimde söz sahibi haline getirilmeye çalışılır. Bunun farkına varamayan halk
piyonları kendinden sayar ve onları yönetimde söz sahibi yapar.
Yarım asra yakın bir zamandan beri
Kisenger’in himayesine mazhar olmuş ve Bilderberg toplantılarına katılmış
kişilerin bilinmesi Evrensel Kraliyet peşinde olanların piyonlarını anlama ve
deşifre etmek babında önemlidir.
Uluslar arası terörü ve teröristleri
anlamak için terörle Evrensel Kraliyet arasındaki bağın bilinmesine bağlıdır.
Bu bağı kuramayanlar mevzii olarak gerçekleşen hadiseleri doğru okumakta ve
yorumlamakta zorlandıkları görülür.
Günümüzün dünyasında Evrensel Kraliyet
anlayışında olanların sahip oldukları dev finans merkezleri ve bankaları
vasıtasıyla her türlü terör eylemini gerçekleştirdikleri bir vakıadır. Para onlarda,
silah onlarda, güç onlarda. Üstelik her ülkede piyon hazır.
Ülkeler Piyonlar tarafından merkez
tapınağın emelleri ve hedefleri doğrultusunda yönlendirilir. Ekran marifetiyle
bu iş kolay yapıldığından medya araç olarak kullanılır. Bu durumu Nabi Avcı “Ekranların Arkasında Kimler Var”
başlıklı yazısında şu şekilde dile getirmektedir.
“Dünya
tarihinde hiçbir iktidar sahibi, bugün Amerikan kitle iletişim araçlarını
yönlendiren bir avuç kişinin sahip olduğu imkânlara sahip olmamıştır. Üstelik
bu iktidar, hiçte öyle soyut bir ‘iktidar’ değil; bu iktidar, elle tutulur,
gözle görülür bir biçimde evlere giriyor, çoluk çocuk dinlemeden milyonlarca
insanın zihnini denetim altında tutuyor.
Kitle iletişim araçlarıyla, önce bir
dünya imajı çiziliyor, ardından da, çizilen bu imaj hakkında ne düşünülmesi
gerektiği kitlelere empoze ediliyor. Bir başka deyişle, üzerinde düşünülecek
dünya da, bu dünya hakkında düşünülebilecek şeyler ve düşünme biçimleri de, bu
bir avuç insan tarafından tayin ediliyor.
Kendi yakın çevremiz ve yüz yüze
iletişimde bulunduğumuz insanlar hakkında sahip olduğumuz bilgiler dışında,
dünya hakkında bütün bildiklerimiz veya bildiğimizi sandıklarımız bize günlük
gazeteler, haftalık dergiler, radyolar ve televizyonlar gibi kitle iletişim
araçlarından aktarılıyor, benimsetiliyor.
Hangi
haberlerin bize ulaştırılması gerektiğine, hangi sırayla ulaştırılacağına ve
dünya imajımızın hangi kelimelerle çizileceğine hep bizim dışımızda yüzlerini
bile görmediğimiz bu insanlar karar veriyorlar. Bununla da yetinmiyorlar, bize
ulaştırdıkları bu haberleri, ayrıca tahlil de ediyorlar: Böylece neyi nasıl
düşüneceğimizi de bu insanlardan öğreniyoruz. Nabi Avcı, Kitle Kültürü
Enformatik Cehalet, Rehber Yayınları,
Ankara 1990. 170-171.”
Anlaşılacağı üzere medya olarak bilinen iletişim vasıtaları
yönlendirilmede en etkin silahtır. Beyinler onunla iğfal edilir. Zihinler
onlarla alt-üst edilir.
Ülkelerin içine düştüğü girdabı ve
yaşadığı kaosu çözmek tapınağın ve piyonların tanınması ve
etkisizleştirilmesiyle mümkündür. Hadiseye kendi ülkemiz açısından baktığımızda
insanımıza büyük görevlerin düştüğünü görmekteyiz.
İnsanımız büyük tapınağın emir kulları
durumundaki piyonları hayatından çıkarmak mecburiyetindedir.
Peki, bu piyonlar bilmek mümkün mü?
Elbette mümkün.
Malum mabedin ve Bilderberg toplantılarının
müdavimleri Oktay Sinanoğlu Beyin tabiriyle Tutiyi Garbiyyun(Batının
Papağanları) Evrensel Kraliyet peşinde olan tapınağın piyonlarıdır. Haydi,
onları siyaseten hayatımızdan çıkarmaya.”
Ülkemizde
ve etrafımızda cereyan eden olayları doğru anlamaya var mısınız?
İyi
okumalar.
Selam ve Sabırla…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?