Ekonomik Savaşı Kazanmak İçin: Üretim, Tasarruf ve Boykot
Şarttır
Veysi ERKEN
Yeryüzünü kana bulayan, kandan,
kinden, nefretten ve sömürüden beslenen Siyonist haçlı zihniyetinin “Küresel Haydutları” ülkemize karşı
yeni bir cephe açtılar. Sayın Başkanın ifadesiyle BODOSLAMA açılmıştır.
Bu cephe Ekonomide açılmıştır.
Temel hedef ülkemize diz
çökertmektir.
Küresel haydutlar biliyorlar ki,
Türkiye İslam ve Mazlum coğrafyaların KALBİ ve BEYNİ durumundadır. Bu
asırlardır hep bu şekilde bilinir.
Siyonist haçlı zihniyetinin Küresel
Haydutları bu coğrafyaları tamamen sömürgeleştirerek yok etmenin yolunun
Türkiye’yi güçsüzleştirmek ve dağıtmaktan geçtiğini biliyorlar.
Tabi ki, bu alçak zihniyetin
tezahürleri ve saldırıları yeni değildir.
Haçlı seferlerinin başlangıcından
beri haydutların niyet ve gayeleri aynıdır.
Osmanlı döneminin son bulmasıyla
Asya ve Afrika’da oluşturulan sömürü çarkı bunun göstergesidir.
Küresel haydutlar her şeyi
istiyorlar. Bir kurgu makalenin diliyle “Dünyayı
ve Yüzde Beşini istiyorlar” ( https://dunyalilar.org/dunyayi-ve-yuzde-5ini-istiyorum.html/ )
Bunun için Türkiye’yi hedef seçmiş
ve piyonlarını piyasaya sürmüş durumdadırlar.
Unutulmamalıdır ki, bu savaş piyon,
uşak ve köle örgütler ile taşeron bireylerle yürütülmektedir.
Coğrafyamızdaki bütün vahşi ve katil
örgütleri kurduran, finanse eden ve maşa olarak kullanan hep küresel haydutlar
olmuşlardır.
Birleşmiş Milletler adı ile
oluşturulan çatı örgüt ve buna bağlı birimler de bu zihniyetin örgütleridir.
“One
Minute” ve “Dünya Beşten Büyüktür” çıkışı ile birlikte “ithalat- ihracatta
Milli Para”nın
kullanılması teklifi küresel haydutların bütün örgütlerini hoplatmış ve
maşalarını piyasaya sürmelerine sebep olmuştur. Özellikle Türkiye’deki uşak ve
piyon maşalar devrededir.
Aziz dostlar, Küresel haydutlar “Hayır Diyen Bir Türkiye” ve İslam
Coğrafyası istemiyorlar. Önlerinde diz çöken bir ülke ve lidercikler
arzuluyorlar. Kudurmuşlukları Türkiye’nin HAYIR
demesindendir.
Ekonomik savaş bunun için devreye
sokulmuş ve piyonlar piyasaya sürülmüştür.
Bu savaşı kazanabilir miyiz?
Elbette.
İnanıyoruz ve cenabı Allah’a
güveniyoruz.
Biz cenabı Allah’ın emrettiği
şekilde hayatımızı kurgularsak başaramayacağımız bir şey, kazanamayacağımız bir
zafer yoktur.
Cenabı Allah Say (çaba, gayret,
üretim, çalışma, direnç) ediniz diyor. Çabalayın ve üretin diye yol gösteriyor.
Şimdi üretimi arttırma,
yerlileştirme, bağımsızlaştırma zamanıdır.
Bir örnekle bunu izah edeyim.
Elektrikli otomobil ve otobüsler
hemen devreye sokulmalı.
Test aşaması, baba yiğit gibi
ifadeler bir kenara bırakılmalı ve prototipler hemen seri üretime
dönüştürülmelidir.
Hatta kısa zamanda ihracatları da
yapılabilmelidir.
Yazılımlar, yerli arama motorları, yerli
kredi kartları, sosyal medya platformları devreye sokulmalıdır.
Esasında insanımızın kısa sürede
üretemeyeceği bir şey yoktur.
1974 ambargosundan sonra kurulan ASELSAN,
aspilsan, roketsan ve devamları ortadadır.
İHAlar, SİHAlar,
Altaylar ve diğer yerli üretimler gururumuzdur.
Bu üretim merkezleri yerli
zannedilen işbirlikçi piyonlar marifetiyle engellenmeseydi bugün Türkiye her
alandaki üretimde dünyanın merkezi olurdu.
Mevcut yönetimden beklentimiz
üretimin kısa sürede harekete geçirilmesi için engelleyici bürokratik
işbirlikçilerin ve piyonların tasfiye edilmesidir.
Üreten desteklenmeli, köstek olan
tasfiye edilmelidir.
Ekonomik savaşı kazanmak için bir
diğer önemli boyut TASARRUFTUR.
Tasarruf bütün kamu kurum ve
kuruluşlarla birlikte yarı kamu kurumu niteliğinde olan bütün oda, birlik ve
sendikalarda olmalıdır.
Tasarrufu sade vatandaştan beklemenin
yeterli olamayacağı bir gerçektir.
Yukarıda belirttiğimiz alanlarda
israf had safhadadır.
Makam araçları, makam şoförleri,
lojmanlar, sosyal tesisler ve sayamayacağımız kadar pek çok alanda İSRAF had
safhadadır.
Düşünün ki, bugün beş yüz bine yakın
makam aracı ve şoförü vardır.
Emekli olmuş bazı kişilere ölünceye
kadar makam aracı, şoförü ve yakıtı tahsis etmenin hangi vicdan ve ahlakla
bağdaşır yanı vardır.
Evet, ekonomik savaşı kazanmak için
üretim ile birlikte TASARRUF da
şarttır.
Ülkemize karşı haydutlar tarafından
yürütülen bu savaşı kazanmak için bir de BOYKOT
gerekir.
Her alanda BOYKOT zamanıdır.
Bütün mazlum coğrafyalarda yürütülen
NATO operasyonları boykot edilmeli, zaruri olmayan bütün mal ve ticaretler
boykot edilmelidir.
Biiznillah, üretim ve tasarrufla
birlikte BOYKOT Siyonist haçlı
zihniyetinin küresel haydutlarını dize getirecek ve yeryüzünde adalete dayalı
nizam-ı âlemin başlangıcı olacaktır.
Haydi, dostlar, cenabı Allah’ın
dışında kimseye eğilmeyen, secde etmeyen başlar.
Direnişe ve dirilişe yol alalım.
Üretim, tasarruf ve boykotla bu
savaşı kazanalım.
Bilinmelidir ki, zafer cenabı
Allah’a inanan, gevşemeyen ve direnenlerindir.
Zafer “Allah’a dayan, Say’e sarıl, hikmet’e ram ol, yol varsa budur.
Bilmiyorum başka çıkar yol” diyenlerindir.
Selam ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?