Sivil Organizasyonlarımız Ne kadar Sivil
Veysi
ERKEN
Son günlerde
özellikle kartel medyasında numaralı ajanların varlığından sıkça bahsedilir
oldu. Belki sayıları yüzlerle ifade edilebilecek boyuttadır.
Esasında numaralı ve
dahi ücretli ajanlar sadece medyada değil sivil zannedilen teşkilatların
çoğunluğunda da söz konusudur.
Daha önce yazılarımın birinde rüyamda gördüğüm
ahtapotun hareket tarzını aktarmıştım. Rüyada gördüğüm ahtapotun benzerleri yeryüzünde
olup icra-ı faaliyetlerini sürdürmektedirler. Ahtapot, kollarını sivil
zannedilen medyadan derneklere, vakıflardan partilere kadar her yere salmış
durumdadır.
Ahtapot,
“adam” diye yutturduğu “adem”lerini meşhurlaştırmakta, sanatçı, yazar,
gazeteci, bürokrat, güvenlikçi vs. sıfatlarla piyasaya sürmekte ve zehrini
bunları vasıta kılarak kusmaktadır.
Sivil organizasyonların şişirilmişlerine
ve konuşma hakkı bahşedilmişlerine bakıldığında numaralıların varlığı hemen
fark edilir. Adı sivil olan organizasyonların faaliyetleri ve duruş tarzları bu
görüşümüzü muhkemleştirmektedir.
Ülkenin ağaçlandırılması faaliyetine
tahsis edilmiş sözde sivil organizasyondan tutun, yolsuzlukla mücadele(!)
azmiyle yola çıktığı varsayılan sivillere, denizin temizliği ile ilgilenecek
teşkilatlardan bekçiliğe heveslenenlere kadar hepsinde durum aynıdır.
Sanki ülkenin bütün faaliyet alanları
parsellenmiş ve parsellenmiş alanlar belirli sivil(!) organizasyonlara tahsis
edilmiştir. Toplumdaki bu intiba gittikçe kuvvet bulmaktadır.
Bu düşüncenin kuvvet bulmasının birkaç
delili vardır. Bu delillerden birisi içinde numaralıların bulunmadığı ve
gerçekten sivil olan organizasyonların faaliyetleri kısıtlanması ve hizmetlerinin
yok edilmek istenmesidir. Faaliyet alanları aynı olan sivil organizasyonların
bir kısmının faaliyetlerinin kısıtlanması diğerlerinin müsamaha ile
karşılanması ancak numaralılarla izah edilebilir.
Dün ellerindeki “gök bayrak”larlarla zalimleri telin edenleri, şehit cenazelerini tekbirlerle, dualarla
teşyi eden kalabalıkları içinde bulundukları organizasyonlardan bugün eser bulunmaması
numaralıların varlığını gösterir.
Numaralılar sivil
zannedilen organizasyonları efendilerinin emirleri doğrultusunda hareket
ettirmekle görevlidirler.
Görev tahsisli sivil(!) organizasyonların
varlığı vazifelerine ihtiyaç söz konusu olduğu müddetçe devam eder. Aksi
durumda “yedek Kulübesi”ne
postalanır.
Dün
yazdıklarını bugün yalayan ve yalanlayan numaralıların varlığı sivil hayatın
bütün alanlarını tehdit etmektedir. Bilhassa hürriyetlerin pespayeye dönüşmesi
ve toplumun halet-i ruhiyesinin bozulması bunun en kötü neticeleridir.
Numaralılar genel olarak ahtapotun “sivil muvazzaf” kollarını
oluştururlar. Kabuklarından başka “sivil”
yanları olmayan bu sivillerin bir tek vazifeleri vardır. O da Ahtapotun beynine
hizmet etmek. Numaralı kol vazifesini yerine getirmediği veya getiremediği
durumda hemen oyun sahasının dışına çıkarılır. Özellikle kol vazifesinin
kötülüğünü anlayıp gerçekten sivilleşmeye çalışırsa hemen yok edilmeye
çalışılır.
Bu durum toplumların hayatında ila
nihaîye devam eder mi?
Bu sorunun menfi ve müspet iki cevabı
vardır.
Evet, numaralıların faaliyeti ve
yönlendirmeleri toplum onları kutsayıp desteklediği müddetçe devam eder.
Şuursuzca satın alınan her müsvedde, sivil diye sivil olmayanlar desteklendikçe
ve maddi imkânlar onlara aktarıldıkça bu durumun yok olması düşünülemez.
Bize göre bu durumun devam etmemesinin
yolu, şuurlanmaktan ve bilinçli kullanım
ile bilinçli tüketimden geçer.
Bilinçli kullanım ve
tüketim fikirlerden yazılı ve görüntülü medyaya kadar hayatın bütün
ihtiyaçlarını kapsar. Bireylerin fikir dünyasının “fikir pazarı”nda serbestçe gelişmesinin sağlanması sivilleşmenin
ve numaralılardan kurtulmanın başlangıcıdır.
Önüne
konulanı hiçbir tahlile tabi tutmadan höpürdetip gümleten bir insan kalabalığı
devam ettiği müddetçe sivilleşme konusunda sonuç alınamaz.
Kısaca toplum hayatının düzenli
işleyebilmesi ve sivil organizasyonların gerçekten sivilleşmesi zihinlerin
sivilleşmesinden geçer.
Zihinlerin sivilleşmesi ise sivil
teşkilatlardaki kolların işlevsizleştirilmesi ve teşkilatların fonksiyonel hale
getirilmesi ile mümkündür.
Selam ve Sabırla... 29.03.2008.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?