25 Mayıs 2019 Cumartesi

Nasıl Bir İnsan? Kamil ve Salih mi, Yoksa?


Nasıl Bir İnsan? Kamil ve Salih mi, Yoksa?

Veysi ERKEN

            Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk eğitim ile ilgili yeni düzenlemelerin yapılacağını açıkladı.
            Düzenlemelerle ders sayısının azaltılacağını, geçiş sınavlarının şeklilin değişeceğini vs. ifade etti.
            Yıllardır eğitim sistemi başlığı adı altında işler ve düzenlemeler yapılmakta, nicelik olarak iyileştirmeler söz konusu olmaktadır.
            Elbette ki, bunları küçümseyecek değiliz.
            Bütün bu düzenlemelerin sonucunda daha nitelikli ve ahlaklı insan yetiştirdiğimizi kimse iddia edemez.
            Bunun temel sebebi nasıl bir insan yetiştireceğimize dair bir kararımızın, hedefimizin ve amacımızın olmayışından kaynaklanmaktadır.
            Bunu Başkan Recep Tayyip Erdoğan dile getirmiştir. Erdoğan bizim medeniyetimizin eğitiminin amacı SALİH İNSAN YETİŞTİRMEKTİR diye özetledi.
            Buna katılmamak mümkün değil.
            Evet, medeniyetimizin maarifinde böyle bir amaç var.
            Doğrudur.
            Ama günümüzün Türkiye’sinde böyle bir amaç yok.
            Varsa biri bize izah etsin.
 Bilakis bunu tam tersi hakimdir.
Zihnimizi ve kurumlarımızı işgal ve ifsad eden yapı  Salih insan yetiştirmeyi ortadan kaldırmıştır.
“Salih insan” yetiştirmeyi hedefleyen herkesi kötülemeyi, hatta yok etmeyi iman halile getirmiştir diyebilirim.
            Kırk yıldır maarifle ilgili tefekkür ediyorum, ders veriyorum, yazı yazıyorum, konuşuyorum ve ilgililere fikirlerimi aktarıyorum.
            “Hatta Nasıl Bir İnsan?” isimli kitap yayınladım 2000 yılında değişen bir şey yok.
            Çünkü bu ahlaksız yapı zihnimizi ve kurumlarımızı işgal etmiş, sağlıklı düşünmemizi engellemiş ve engellemektedir.
            Zihinler o kadar işgal edilmiştir ki, Müslüman dediğimiz kişiler bile böyle bir yapının parçası olabiliyor.
            Her şeye rağmen, malumunuzdur ki, bizim medeniyetimiz Kur’an-ı Kerim ve Cami merkezlidir.
            Eğitiminizi bu merkezi esas alarak düzenlemezseniz ahlaklı, faziletli ve müspet nitelikli insan yetiştiremezsiniz. Hatta eğittiğinizi düşündüğünüz insanı ahlaksızlığa itmiş olabilirsiniz.
            Toplumumuzdaki bozulma ve yozlaşma bunun en belirgin delilidir.
            Bunun için diyoruz ki, maarif ile ilgili düzenlemeler yapılacaksa Kur’an eksenli düşünüp nasıl bir insan yetiştireceğimize karar vermemiz gerekir.
            Kur’an bize hem bilgi ve beceri hem de ahlaklı bir insan yetiştirmemizi emreder.
            Yani hem talim hem de terbiye boyutuyla insanı düşünmemiz gerekir.
            Elhamdülillah Müslüman toplumuz diyoruz. O zaman maarif sistemimizi buna göre düşünmek mecburiyetindeyiz.
            Aksi takdirde bilgili ve becerikli hainler, şerefsizler, katiller, hırsızlar yetiştirmiş olabiliriz.
            Toplumdaki suç ve ihanet oranlarının artması bunu göstermektedir.
            Hasını kelam “kem alât ile kemalâtın olmayacağı” gerçeğini kabullenmemiz başlangıç noktası olacaktır.
            “Yiğit düştüğü yerde ayağa kalkar” gerçeğinden hareketle düştüğümüz yerde ayağa kalkabiliriz.
            Bunun için Camilerde Ana Okullarının açılması gerekir. Hepimiz biliyoruz ki, ahlaki davranışlar iki üç yaşından itibaren gelişmeye başlar. Bugünkü eğitim sistemimizi çocuklara yönelik böyle bir amacı ve ortamı yoktur.
            Bunları geniş bir şekilde projelendirmek mümkündür.
            Tabii ki, konu sadece camilerde anaokulu açma konusu değildir.
            Okullarda hedef sadece bilgi ve beceri kazandırma şeklinde olmamalıdır. İslami ahlak ve yaşayışı gerçekleştirme hedefi de olmalıdır. Bilgi ve beceri talimin konusu olup, talim herkese açık olmalıdır.
            Bir başka ifade ile sınırsız ve sınavsız okul anlayışı benimsenmeli ve görev buna göre ifa edilmelidir. Bunu gerçekleştirmek için devletin bir tek görevi vardır. Kapasite ve kalite oluşturmaktır.
            Özetle medeniyetimizin eğitimle ilgili amacını gerçekleştirmek istiyorsak, bir başka deyişle kâmil ve Salih insan yetiştirmek istiyorsak işe doğru yerden başlamak gerekir.
            Doğru amaca göre şekillenmiş hedefler, bu hedefleri gerçekleştirecek program, programda kullanılacak doğru yöntemler ve insanı etkileyen nitelikli vasat (ortam). Zeminimizi doğru önermelerle oluşturmadığımız müddetçe insanımızı garbın sapık anlayış ve yaşayışından kurtaramayız.
            Sodom ve Gomor zihniyeti maalesef günümüzde de etkisini sürdürmekte ve bünyemizi tahrip etmektedir.
            Bu talebim bütün yetkili kurumlardandır.
Umarım ki, cumhurbaşkanlığı bünyesinde kurulmuş olan eğitim ve kültür politikaları kurulu bunu tefekkür eder, programlaştırır ve hayata geçirerek bünyemizi kemiren ve bizi çürüten yapının bitirilmesini sağlar.
            Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğan bu konuya acilen el atmalıdır ki, ifade ettiği “Salih insan” yetişsin ve yetiştirilebilsin.
            Selam ve Sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?