Her Tarafı Kir Olan Bir Mevkute (Gazete)
Veysi ERKEN
Seksen öncesini yaşayanlar bilir.
İsmiyle müsemma olan bir mevkuteye
babı âli pravdası deniliyordu. Malum mevkute tuti-i garbiyunun gazetesi olduğu
halde sovyetik cenahın tutiliyini yapıyordu.
Dün olduğu gibi adı geçen mevkute
görevini yapmaya devam ediyor.
Buna alışkınız.
Buna benzeyen bir mevkute türedi.
Güya milliyetçi denilen kitleye
hitap ediyor.
Gerçi ülkemizdeki mevkutelerin (daha
doğrusu medya denilen basın yayın organları) ekseriyeti maalesef satılmıştır.
Tıpkı alman medyası gibi.
Bu sahayı anlamak için “satılmış gazeteciler” isimli kitabı
okumak yeterlidir.
Gelelim malum mevkuteye.
Bu mevkute İslam düşmanlığında babı
âli pravdasını geçmiş durumda. Silah gibi kullanılmaktadır. Yıllar önce bir
kitap okumuştum. Ramazan Demir tarafından hazırlanmış bir kitap.
“İlahların Silahları”
Adı güzel. Silah olarak tahribatta kullanılan
alanları inceliyor.
İşte bunlardan biri mevkuteler ve
malum mevkutenin zihniyete.
Kalemşorlarının neredeyse tamamı
İslam düşmanı.
Bir kısmı danışmanlık kapmış
vaziyette.
Efendilerine iyi hizmet ediyorlar.
İşleri güçleri İlahiyat ve
İmam-Hatip düşmanlığı.
Babı âli pravdası ve türevlerini
zaten biliyorduk.
Bu mevkutenin sahibi, kalemşorları
ve diğer elemanlarıyla bu kadar İslam düşmanlığıyla bezeneceğini millet tahmin
edemiyordu.
Okuyucularının kafasını karıştırma
görevini hakkıyla yerine getiriyor. Tıpkı başkalarına kazandırdık diye sevinç
çığlıkları atanlar gibi.
Bunları neden yazıyorum.
Geçenlerde şirazesini kaybedenlerle
ilgili bir yazı yazdım da ondan.
Bazıları yazıyı okumadan saldırıya
başladılar.
Yazımda kullandığım bir ifadeye çok
bozulmuşlar.
Neymiş efendim kendiniz olunuz,
kendiniz kalınız, yerli olmayanlara kazandırmakla övünmeyiniz demişiz.
Alınganlığın kaynağı bu.
İlave olarak “çağrımız İslam’da dirilişedir” ilkesi etrafında olunuz, hiçbir
kurumu, kuruluşu, grubu kutsamayınız dedik.
Yolunu şaşırmışlar buna da
bozuldular.
Hâsılı kelam “ne ile beslenirseniz öyle kokarsınız” ve “küp içindekini sızdırır”
demiş atalarımız.
Sizin zihniniz malum mevkutenin
pislikleriyle dolmuş.
O şekilde düşünme kalıplarınız
oluşmuş.
Bunun için güzel şeyler olacak, biz
haksızlık, adaletsizlik yapmayacağız deyip beterini yapanları savunur duruma
düştünüz.
Biliniz ki, İslam’ı yaşamaya çalışan
tenkit ettiği kişi ve kurumların davranışlarını yaşar hale dönüşmez.
Geliniz.
İlkeli olunuz ve malum mevkutenin zehrinden
kurtulunuz.
Bilesiniz ki, cenabı Allah “müminler ancak kardeştirler”
Bu düsturla kardeşliğimizi dün
olduğu gibi ihya edelim.
Telvisattan kurtulma ümidiyle.
Selam ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?