Muktedir Olmak
Veysi ERKEN
Meclise
365 milletvekili ile girmek ve hükümeti kurmak “muktedir” olmak için yeterli değildir. Meclis çoğunluğunun ve
hükümet kurmanın yeterli olmadığını sayın Erdoğan’da itiraf etmiştir. Kurulu sistemden nemâlanmakta olan
oligarşik zümreye karşı “muktedir” olmanın yolu inanç, cesaret ve kararlılıktan
geçer.
Yapacağı
fiillerin doğruluğuna inanmak, fiillerini cesaretle gerçekleştirmek ve süratli
karar alabilmek. İşte insanımızı rahatlatacak formül.
Peki,
bu formülü meclis çoğunluğunu elinde bulunduran ve hükümeti kuran AKP
uygulayabilir mi?
Pek
zannetmiyorum. Yanılırsam Türkiye kazanır. İnsanımızın kazanması beni mutlu
eder. Yeter ki, icraat yapılsın.
Ancak;
“ayinesi iştir, kişinin lafına bakılmaz”
sözü mevcut hükümetin inancını, cesaretini ve kararlılığını izah etmektedir.
Enflasyonun
%20’lerde kalacağını ileri süren bir hükümet %50’lerle borçlanamaz. Böyle bir
borçlanma hortumcuların, soyguncuların, pompacıların beslenmesi anlamına
geleceğini aklı başında olan herkes bilir. Bu borçlanma tarzı hükümetin kurulu sistemden nemalanmakta olan
oligarşik zümreye karşı “muktedir”
olamadığının göstergesidir.
Hükümetin
“muktedir” olamadığının bir diğer
göstergesini de “düşünce ve inandığı gibi yaşama hakkı” ile ilgili
kararsızlıkta karşımıza çıkmaktadır.
Sayın
Erdoğan; “düşüncenize güveniyorsanız
düşünce hürriyetinden korkmazsınız. İnanç hürriyetinden de korkmayacaksınız,
bırakın inanan herkes inandığı gibi yaşasın. Ama, ne yazık ki, inancına
güvenemeyenler inanç hürriyetinden korkuyor. Korkmayın rahat olun, onun için
biz rahatız. Ülkemizde inanç hürriyeti de ulaşması gereken noktaya ulaşacaktır”
dediği zaman diliminde “özgürlük”
düşmanları değişik kılıklarla insanımızın canına okumaya devam etmektedir.
Hükümetin
“muktedir” olamadığının
göstergelerini arttırmak mümkündür. Ama gerekmez.
Biz
bu iki konuda acilen muktedirliği teyit eden icraat bekliyoruz ve diyoruz ki;
Muktedir
olduğunuzu gösteriniz. Halkın size tevdi ettiği emaneti heba etmeyiniz ve
emanete ihanet etmeyiniz. Bunun yolu hortumcuların, soyguncuların, pompacıların
nemalarını kesmekten geçer.
Hortumcuların,
soyguncuların, pompacıların nemalarını kesiniz. Gasp ettiklerini geri alınız.
Elli milyara peşkeş çekilen bankanın hesabını sorunuz ve halkın adına yüzde
ellilerle borçlanmaktan vazgeçiniz. Unutmayınız ki, faizli borçlanma halkın
parasının bir avuç ahlaksıza aktarmaktan başka bir şey değildir.
Muktedir
olmanın yolu “özgürlükler”le tamamlanır.
Artık muktedir olmanızı engelleyen “özgürlük
düşmanlarını ve hak gaspçılarını” etkisiz hale getiriniz.
Her hafta
hakaretlerini, okullarda, iş yerlerinde ve sokaklarda baskılarını görmek
istemiyoruz. Çocuklarımız örtülerinden ve puan yetersizliğinden(!) dolayı okul
kapılarından geri çevrilmesin. İnsanımız Amerikan, İngiliz ve İsrail üçgeninde
hegemonyasını kurmuş olan Siyonist “küreselleştirme”ci
tapınakçı çetenin uzantıları olanların esiri olmasın. Hürriyetinin tadına
varsın.
Hükümeti
kuranlara son sözümüz şudur.
İzah ettiğimiz iki konuda kısa sürede muktedir
olduğunuzu gösteremezseniz “küreselleştirmeci çete” tarafından yutulacaksınız.
Zaman
tapınakçıların şer üçgeninden kurtulmak zamanıdır.
İnançlılığı,
cesareti ve kararlığı bekliyoruz.
Selam
ve Sabırla... 30.06.2003
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?