Moiz Cohen’in Türkçülüğü ve Türkçüleri
Veysi ERKEN
Bir milleti, topluluğu, ümmeti, aileyi parçalamayı hedefleyenlerin ilk yaptığı iş toplulukların “ortak amaç”ını yok edecek “tefrika”yı ve “bölünme”yi arttıracak farklılıkları ortaya koymak, onlar üzerinde politika yapmak ve onları teşvik etmektir. Basit bir misal olsun diye şunu söyleyebilirim. Aile fertler içinde sen uzun boylu, sen kısa boylusun, uzun boylular şöyle, kısa boylular böyle diye diye kardeşler arasında tefrika çıkarılabilir. Bunun gibi bir milleti, ümmeti de parçalamak mümkün ve olmaktadır. Mesela aynı boy olanları Kazak, Kırgız, Türkmen, Azeri vs. ifadelerle milletimizi asırlardır bölük pörçük ettikleri inkâr edilemez bir hakikattir. Hasan Sağındık aynı boy olan hakikati şu şekilde terennüm eder. https://www.youtube.com/watch?v=wRtx-R0jX54
Özetle bilhassa milletleri dağıtmak isteyen şer yapılar asırlardan bunu yapmaktadırlar ve yapmaya devam edeceklerdir.
Bilindiği üzere İslam’ı din olarak benimsemiş olan milletimiz “İ’lâyı Kelimetullah” etrafında kenetlenmiş ve Nizâm-ı âlemi ülkü edinmiştir.
İlk Müslümanlardan bugüne kadar bu tevhidi anlayış devam etmiştir. Şer güçler, bilhassa Siyonist haçlı zihniyetliler Milletimizin her ferdini diğerine kenetleyen ve tevhidi sağlayan bu ülküden koparmak için her türlü melaneti işledi ve işlemeye çalışıyor.
Siyonist haçlı zihniyetinin bu amacı asla değişmiyor ve bunun için piyon kullanıyor.
Yakın tarihi incelediğimizde karşımıza “Moiz Cohen”ler, “Michel Eflak”lar, “Abdullah Cevdet”ler çıkar. Kimi damızlık ithal edilmesi gerektiğini söyleyecek kadar bütün değerlerimizi tahrip eden bir sefil, kimi Hıristiyan olduğu halde Müslümanlara önderlik edecek kadar kurnaz, kimi de adını değiştirerek Türkçü geçinen ve milletimizin dimağını ve zihnini ifsad eden bir melanet. Bunları ve ektikleri nifak tohumunu anlamak isteyenler umarım ki, aşağıdaki linklerdeki bilgileri okurlar. Esasında bu tiplerler ilgili yüz binlerce sayfalık bilgi mevcut.
Moiz Cohen (1883, Serez , Selanik Vilayeti , Osmanlı İmparatorluğu - 1961, Nice , Fransa ) bir Türk yazar, filozof ve gazeteciydi. Farklı zamanlarda farklı hareketlerin ideologu oldu: Osmanlıcılık , Pan-Türkizm ve Kemalizm . Yahudi bir ailenin çocuğu olarak doğdu, daha sonra adını Munis Tekinalp olarak değiştirdi.
https://islamansiklopedisi.org.tr/abdullah-cevdet
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/saddami-iktidara-tasiyan-misel-nasil-ahmet-oluverdi-38551985
Tabii ki, bu yazının konusu bunlar değildir.
Konumuz bunların peşinde giden, fikirlerini Türkçülük sanan veya kabul eden, bu fikirlerle milleti ifsat eden tiplerdir.
Sosyal mecralarda (watsApp, Twitter, FaceBook, Bip vs.) veya medya köşelerinde mebzul miktarda kendini “Türkçü” diye etiketleyen ve milletimiz arasına nifak tohumlarını eken ademler vardır.
İslam’a, Müslüman’a ve İslami hayata düşman olanlar dillerine “Türkçü”lük maskesiyle İslam ve mazlum coğrafyaların “kalbi” ve “beyni” olan ülkemize iltica eden mültecileri dolamış vaziyette. Tabii ki, bunlar Türk ve Müslüman olsalar veya Türk tarihini bilseler “mülteciler”i asla hor görmezlerdi.
Bunların zihni, beyni iğdiş edildiği veya doğrudan gayrı Türk ve Müslim oldukları için bir maske ile düşmanlık ediyorlar ve Türkiye’ye düşman üretmeye çalışıyorlar.
Bu tipler Munis, Tekinalp, Tekin, Alp vs. Moiz Cohen gibi birkaç isimli ve kimliklidir. Tekin Alp, Munis gibi isimlerle melanet ve nifak saçan Moiz Cohen’nin davamı olanların adları Ahmet, Mehmet, Hatice, Fatma vs olabilir.
Ama melanetleri asla değişmez. Nedim Şener Moiz Cohenleşmiş ve muhtelif kılıklara bürünen tipler için “Bir yerde sahtecilik, yalancılık, iftira, kumpas, şerefsizlik varsa orada FETÖ vardır. Girmedikleri kılık yok hatta Müslüman taklidi bile yapıyor şeytanın çocukları” https://twitter.com/nedimsener2010/status/1505812066891935745?cxt=HHwWgsC5mZiG3OUpAAAA tespitinde bulunur.
Evet.
Özellikle sosyal mecralarda günümüzde “Türkçü” kisvesi altında zehir kusan Moiz Cohenlerin muakkipleri vardır.
Bunları deşifre etmek onların zehirlerini kursaklarında bırakacak ve milletimizin “tevhid”ine katkı sağlayacaktır.
Unutulmamalıdır ki, medeniyetimiz “tefrika” değil, “tevhid” esasına istinad eder. Onın için Merhum Abdurrahim Karakoç Ağabeyimiz.
“Birleşin ey! Yolları Kur’an'da birleşenler...
Birleşin, itikatta, imanda birleşenler...
Ayrılık yakışmıyor, bölünmek günah size...
Birleşin ey! Secde-i Rahman’da birleşenler...” diyerek tevhidin nirengi noktasını beynimize kazımaya çalışır.
Merhum Mehmet Akif ERSOY zihnimize sokulmuş olan tefrikayı “Ayrılık Hissi Nasıl Girdi Sizin Beyninize?” diyerek sorguluyor.
“Müslümanlık sizi gayet sıkı, gayet sağlam,
Bağlamak lazım iken, anlamadım, anlıyamam,
Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize?
Fikr-i kavmıyyeti şeytan mı sokan zihninize?
Birbirinden muteferrik bu kadar akvamı,
Aynı milliyetin altında tutan islam'ı,
Temelinden yıkacak zelzele, kavmiyettir.
Bunu bir lahza unutmak ebedi haybettir...
Arnavutlukla, Araplıkla bu millet yürümez..
Son siyasetse bu! Hiç böyle siyaset yürümez!
Sizi bir aile efradı yaratmış Yaradan;
Kaldırın ayrılık esbabını artık aradan.
Siz bu davada iken yoksa, iyazen-billah,
Ecnebiler olacak sahibi mülkün nagah.
Diye dursun atalar: 'Kal'a içinden alınır.'
Yok ki hiç bir kişiden... Millet-i merhume sağır!
Bir değil mahvedilen devlet-i islamiyye...
Girdiler aynı siyasetle bütün makbereye.
Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukca yürekler, onu top sindiremez.
Bırakın eski hükümetleri meydandakiler
Yetişir, şöyle bakıp ibret alan varsa eğer.
İşte Fas, işte Tunus, işte Cezayir, gitti!
İşte Irak'ı da taksim ediyorlar şimdi.” 30 Muharrem 1331, 27 Kanunuevvel 1328 - 1913
Rabbulalemin “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız. Âli İmran -103” ayetiyle yok olmamamız için hükmünü ifade ediyor.
Hâsılı kelam varlığımızı güçlü bir şekilde sürdürmek, nizam-ı âlemi gerçekleştirmek istiyorsak “İ’lâyı Kelimetüllah”tan sapmamamız ve içimizdeki Moiz Cohen’in yoldaşları olan “Türkçü” cüppelileri deşifre etmemiz elzemdir.
Felahın yoldu budur.
Selam ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?