Şeytanın Tasmalı Çocukları
Veysi ERKEN
Asrımızda Türkiye’nin, hatta bütün dünyanın başına musallat edilmiş en gelişmiş araçları kullanan şeytani oluşum FETÖ tahribatına devam ediyor. Masonik bir örgütlenme tarzı olan FETÖ’nin geçmişinde Haşhaşiler, Karmatiler gibi yapılanmalar vardır ve bunlar Haçlılarla daimi olarak iç içe olmuşlardır.
Tıpkı dün olduğu gibi bugün de aynı tasmalılık devam etmekte ve her kılığa girmektedirler.
Nedim Şener’in ifadesiyle “Bir yerde sahtecilik, yalancılık, iftira, kumpas, şerefsizlik varsa orada FETÖ vardır. Girmedikleri kılık yok hatta Müslüman taklidi bile yapıyor şeytanın çocukları"
Bu ifade lanetli yapılanmayı tanımlamaya yeter artar bile. Zaten ayetlerde İblis dedi ki: “Bundan böyle benim sapmama izin vermene karşılık, ant içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım. Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın. A'raf 16-17”
Evet, bu nankör ve şükürsüz şeytanlar efendileri olan iblisin yolunu takip ederek Müslüman kılığıyla insanları zihnen, bedenen ve ruhen iğfal etmeye, kandırmaya ve sırat-ı müstakimden (yoldan çıkarmaya) ayırmaya devam ediyorlar maalesef.
Bu şeytani yapılanma ile ilgili yüzlerce kere uyarılarım olmuştur. Yazdığım yazıların haddi hesabı yoktur. Maalesef hala gafletten uyanamayan, ihanetlerine destek olanlar vardır.
Kendi ifadeleriyle İslami bir hareket olmadıklarını, masonik yapılanmanın bütün niteliklerini taşıdıklarını ve tapınakçılarla iç içe olduklarını defalarca yazdım. Bunu kendi ifadeleriyle teyit ettirdim. İşte kendi ifadeleriyle şeytani hizmet hareketi.
“Eğer bu hizmet, dinî bir cemaatin eseri olsa; din, ırk, dil ayrımı gözetmeksizin neredeyse BM’ye üye bütün ülkelerde nasıl olur da insanların gönlüne girilir, onlarla insanî meseleler paylaşılır ve birlikte çalışarak barış köprüleri inşa edilebilir? Hizmet, dinî bir hareket değil, insanî bir harekettir. 07.08.2013 Hüseyin Gülerce http://www.zaman.com.tr/full-name/sayin-barlasa-cevap-vermeliyim-_2117814.html”
Kendini hizmet hareketinin mensubu olduğunu görenlere soruyorum. Bu tanıma göre kendinizi İslami bir hareket olarak ifade edebilir misiniz?
Şayet bu ifadeyi kabul etmiyorsanız Ahmet Kurucan’a da mı inanmıyorsunuz. Bakın Ahmet Kurucan da benzer şekilde hizmeti tanımlıyor. Zamanda yazmaya devam ediyor. İşte Kurucan'ın tanımı:
“Fakat aynaya bakmadan önce bir hususa işaret edeceğim; Hizmet demek İslam demek değildir. Bugün Hizmet’in dinimize, milletimize ve insanlığa hizmet adına ortaya atmış olduğu fikirler, o fikirlerin eğitim, işadamları, sağlık, diyalog, yardım kuruluşları, medya vb. alanlarda ete-kemiğe bürünmüş şekilleri din değildir. Ahmet Kurucan 23.01.2014 http://www.zaman.com.tr/ahmet-kurucan/onceligimiz-nedir_2195092.html
Saf insanların Hizmeti, İslami bir hareket olarak görme eğilimine karşı en açık tanımı yine kendi gazetelerinde mensupları yapmıştır. İşte Uğur Kömeç oğlunun tavsifi ile hizmet hareketi.
““Uluslararası boyutuyla Hizmet hareketi ise etki ve intikal hatları bakımından birbirlerini tanımaları gerekli olmayan, milliyet, din, statü, kültür gibi temellerde aynılık taşımaları gerekmeyen, çok farklı sektörlerden ve sınıfsal kökenlerden gelebilen; tavır, tutum, sempati, mizaç, meşreb, adanmışlık ve gönül vermişlik düzeyleri çok farklı olabilen; buna bağlı olarak “katılım frekansları” ve “katkı yoğunlukları” sabit olmayan, neticede çok-biçimli (polymorphous) destek ve dayanışma türevleri sağlayabilen; bu katkı ve köken farklılıklarına rağmen çeşitli evrensel ilkelerde, ideallerde, prensiplerde uzlaşabilen, ulus-üstü bir “aktif düşünme ve davranma” biçimidir. Bu yüzden Hizmet hareketi bir örgüt değildir. Kökeni itibarıyla referansını irfanî neo-sufi değerlerden alıyor olsa da mutlak manada dinsel bir hareket olarak da tasnif edilemez. Herhangi bir mezhebin, tarikatın ya da kültün şubesi ve devamı da değildir.
Hizmet hareketi artık dindarlarla dindar olmayanların, Müslümanlarla Müslüman olmayanların eğitimsizlik ve yoksullukla mücadele gibi pek çok konuda (insanlığa hizmet etme ortak idealinde) buluşup birlikte çalışabilecekleri, örneklerini kendinden çıkaran yeni bir imkân sahası ve fırsat haritası sunmaktadır.
Farklı milletlerden insanları buluşturan sırlı anahtar ise yapılan işlerin mâkûliyeti ve mantıkıyetidir. Sosyal hareketler literatürüne hâkim olanlar bilirler ki bütün ulus-üstü hareketlerde çeşitli meslek gruplarından, muhtelif ulus, kimlik ve etnisite yapılarından gelenler farklı gönüllülük derecelerine göre bu hareketlere destek verir ya da katılımda bulunur. İnsanların katkı ve katılım düzeylerinin azlığı, çokluğu sabit değil değişken olduğu için tek bir organizasyonel modelle de açıklanamazlar. Uğur Kömeçoğlu, 17.01.2015 http://www.zaman.com.tr/yorum_sosyolojik-bir-duzeltme-cemaat-degil-hareket_2271632.html “
Bu tanımlara rağmen İslam kılığına giren şeytanın çocuklarının yapılanmasını İslami zannedenlere ancak Münafık denilir. Bilinmelidir ki, bunlar Siyonist haçlı zihniyetinin aparatıdır.
Müslüman olan veya Müslüman olmak isteyen bunlardan halas olmak, onlardan uzak durmak, teberri etmek ve Allah’a iltica etmek ve vahyini yaşamak mecburiyetindedir.
Hala onların mağduriyetinden bahseden zihni karışık olanlara çağrım şudur hadi İslam’la Müslüman olmaya.
Selam ve Sabırla…03.04.2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?