Düşlerin Rengi Soldu*
Veysi ERKEN
Akıl sağlığı yerinde olan her insan’ın hayalleri ve rüyaları vardır. Hayalleri olanların uyumayacağını söyler Cat Mesiti.
Liderlik arzusu olanların hayalleri ve düşleri farklıdır.
İnkisarları da bir başkadır. Bu durum fıtrî olsa gerek.
En
son okuduğum kitapta bir insanın hayallerini, düşlerini ve inkisarlarını
anlatıyor. Nefis bir tahlil.
Köyde yokluklar içinde doğan ve büyüyen bir insanın hayatı.
Yükselişi ve düşüşü.
Herkesin
bir yükselişi ve düşüşü vardır ömür çizgisinde. Erzeli ömüre kadar düşenlerini
de tanırım.
Politikaya bulaşmışların farklıdır şöhretleri ve düşüşü.
İhtişamlı ve güçlü günlerinde herkes etraflarında. Ah etraf sen neymişsin.
Ya
ihtişamın, şanın ve şöhretin bitişinde. Etraf terk etmiştir onları.
Hatta en yakınları bile. Artık onlar huzur evlerine ve unutulmaya layıktır.
Onların da akşamları olmuştur. Kıyametleri kopmuştur. Unutulmuşlardır. Hatta
unutuldukları bile unutulmuştur. Tıpkı İsmail Hakkı Bey gibi.
“Düşlerin Rengi Soldu*” romanının
kahramanı İsmail Hakkı bey. O köyden yetişmiş ve avukat olarak kasabasına
dönmüş birdir. Hayalleri vardır. Hizmet edecektir. Hak arayacaktır. Haksızlığa
karşı çıkacaktır. Kaderin bir cilvesi politikaya bulaşır. Bürokraside görev
alır.
Tepelere tırmanır.
Tepeler
şöhrettir. Makamdır. Mevkidir. Güçtür tepeler. Yetmez.
Vekillik ve akabinde Bakanlık. İşte burada işler karışır. Hak yerine haksızlık
savunulur. Vefa biter yarışma, çatışma ve karalama başlar. Etraf
menfaatçilerden oluşur.
Ve.
İsmail Hakkı bey’de sukutu hayal Bakanlıktan, Vekilikten ve partiden istifa.
İşte
unutulmuşluğun ve terk edilmişliğin başlangıcı. Şöhret sahibi olmasında büyük
katkısı olduğu oğlunun evine dönüş ve unutuluş. Bir zaman sonra gelin’e yük
oluş ve huzur evi. Mutlu olmayan bir son. Şanlı, şöhretli ve güçlü iken etrafı
kuşatılan bir politikacının unutuluşu ve yalnız torunu tarafından anlaşılması.
İbretlik bir durum.
Bunlar yaşanmış mı? Yaşanır mı? Politikaya bulaşan herkesin karşılaşabileceği
bir çizgi mi? Bilinmez.
Eline, diline ve kalemine sağlık ak saçlı
İbrahim Ulvi Yavuz. Ulvî iş becerdin. Genç politikacılara yol gösterdin. Şan,
şöhret ve inkisar çizgisini kırık olmayan bir tarzda aktardın. Umarım ki,
özellikle politikacıların çocukları İsmail Hakkı bey’in oğlu Tarık’ın yaşadığı
inkisarı yaşamaz.
Bu coğrafyanın insan çok kırılmış ve aldatılmıştır. Uyanık olmak zamanı. Uyanık
olmak için okumak zamanı. İsmail Hakkı beyi, Tarık'ı ve Beyza'yı tanımak lazım.
Emre ve Fethi'yi unutmamak lazım.
Belki bu kahramanlardan birisi de biziz.
Selam ve Sabırla…22.09.2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?