Tek Başına Ümmet Olmak İlke ve Ülküden Sapmamayı ifade eder
Veysi Erken
Hz. Muhammed Mustafa s.a.v bize usvedir/ örnektir her şeyi ile. O “sağ elime güneşi, sol elime Ay’ı verseler davamdan/ vahyi tebliğden vazgeçmem” diyordu ve yaşıyordu.
O, atası Hz. İbrahim a.s gibi “başlı başına bir ümmet” ve “önder” idi. Ayetlerde “Muhakkak ki İbrahim başlı başına bir ümmet idi, tek bir hanîf olarak Allaha itaat için kıyam etmişti ve hiç bir zaman müşriklerden olmadı. Onun ni'metlerine şâkir idi, o onu seçmiş ve doğru bir yola hidayet buyurmuştu Nahl 120-121” diye belirtilir.
Tabii ki, Hz. Peygamber’in izinde olanlar da aynı tarzı sergilerler.
Politik tercihlerinde de bu tavır, ilke, ülkü ve ahlaktan vazgeçmezler.
Nitekim aynı ilkelere sahip merhum Muhsin Yazıcıoğlu ve dava arkadaşları da aynı şeyi haykırdılar, haykırıyorlar ve haykıracaklar. Tabii ki, yolunu şaşıranlar, Atsız’ın ifadesiyle “ bir kemiğin peşinde koşanlar”, makam, mevki, şan, şöhret, mansıb derdinde olanlar hariç.
Yazıcıoğlu; "Haksız bir davada haksız kalabalıkların önünde sultan olacağıma gerekirse haklı bir davada tek başıma yürürüm." diyordu.
Tek başına ümmet ve önder olanların izindeydi.
Ülkenin sıkıntıya sokulduğu her dönemde ilke ve ülküsünden taviz vermedi arkadaşlarıyla.
“28 Şubat"a en net teşhisi o koymuştu.
"Türkiye İran olmaz, Cezayir de olmaz... Ama Suriye olmasına da biz müsaade etmeyeceğiz" demişti.
Bu söz Çevik Bir"in hop oturup hop kalkmasına yol açmıştı.
"Namlusunu milletine çevirmiş bir tankı asla alkışlamam" diye meydan okumuştu.
Yürekli bir sesin arandığı dönemlerde adam gibi adamdı Muhsin Yazıcıoğlu.
Bir gün Mamak"ta gördüğü bir işkenceyi anlatmıştı.
"Kollarımı ağır bir kalasın üstüne koydular. Hiçbir şey acı vermedi ama hicap ettim" demişti. İşkence ederken iç çamaşırlarını çıkarması istendiğinde utanmıştı. Utanmazların utanmadığı bir dünyada.”
Fırıldaklaşmış, siyaseten, ahlaken münafıklaşmış ve dahi fasıklaşmışları gördükçe sapmanın boyutunu daha iyi kavrıyorum.
Değer mi?
Elbette mümin Müslüman olan için değmez.
Bizim tavrımız ve ilkelerimiz nettir inşallah. İlkelerimiz Kur’an-ı Kerimden neş’et eder. Hayatımızı ona göre kurgulamaya çalışırız.
Politik tercihlerimizi bu ilkeleri yaşamaya, yaşatmaya, hayata geçirmeye çalışanlardan yana koyarız. Fırıldak olmamaya çalışırız. İnşallah hiçbir zaman fırıldak olmayız.
Bizim tavrımızı merhum Yazıcıoğlu şöyle açıklamıştı.
“Şimdi bakın yoldan geldik, yola gideceğiz. Hiç birimizin garantisi yok. Şurada ayakta duranın da oturanın da garantisi yok. Yani, ruh bir saniyeliktir. Küf dedi mi gitti. Bunun da nerede geleceği, nasıl geleceği, ne şekilde yakalayacağı belli değil. Bir saniyesine bile hâkim değilsiniz. Bir saniyesine bile hâkim olamadığınız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya için, bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur! Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz! Dik duracağız, doğru gideceğiz! Allah'ın izniyle hayatım boyunca hep böyle gittim. Allah'ın izniyle olsak da milletle olacağız, olmasak da milletle olmayacağız! Yarın ahirette Allah bize Niye iktidar olmadın1 diye sormayacak. Sorsa da vermediniz diyeceğiz.
Hâsılı kelam “tek başına ümmet” ve “önder” olanların davasını güdenlere selam olsun.
Binlerce selam.
Selam ve Sabırla…25.02.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?