30 Haziran 2023 Cuma

Sadat ve Kubera'ya uymanın sonucunda pişmanlık ve nedamet duymak

 Sadat ve Kubera'ya uymanın sonucunda pişmanlık ve nedamet duymak

Veysi ERKEN

İnsanlar yaptıkları eylemlerden, işledikleri fiillerden veya söyledikleri sözlerden pişmanlık ve nedamet duyabilirler.

Kur’an ve Sünnet zemininde düşündüğümüzde bireyler yaptıkları eylemlerden, işledikleri fiillerden veya söyledikleri sözlerden pişmanlık ve nedamet duyduklarında

tevbe etmesi, af ve i’tizar dilemesi gerekir/beklenir. “1- Sıkıntı 2- Sıklet 3- Haile 4- Gam 5- Tasa 6- Pişmanlık 7- Tövbe 8- Teessür 9- Hayıflanma 10- Mahzunluk anlamlarına gelen ve Nedm kökünden türetilmiş olan nedamet sözcüğü, pişmanlık duymak demektir.

Sözleri ya da davranışlarıyla istemediği şeye neden olan ve bundan ötürü pişmanlık duyan kişilere nedamet-kâr denir. Nedamet, aynı zamanda acı çekmek, sıkıntı duymak ve hüsrana uğramak manasında kullanılır.” https://www.hurriyet.com.tr/egitim/nedamet-ne-demek-ne-anlama-gelir-nedamet-kelimesinin-tdk-sozluk-anlami-41964666 Tevbe ise (tevb, metâb) “geri dönmek, rücû etmek, dönüş yapmak” anlamındadır ve “dinde yerilmiş şeyleri terk edip övgüye lâyık olanlara yönelme” biçiminde tanımlanır. Tövbe kavramı Allah’a nisbet edildiğinde “kulun tövbesini kabul edip lütuf ve ihsanıyla ona yönelmesi” mânasına gelir (Zeccâc, s. 61-62; Kuşeyrî, et-Taḥbîr, s. 84). Kişilerin birbirine karşı yaptıkları hatalı davranışlardan dönmesi için avf (af) ve i‘tizâr (özür dileme) kelimeleri kullanılır (krş. et-Tevbe 9/94; en-Nûr 24/22). https://islamansiklopedisi.org.tr/tovbe

Evet.

Bireyler ve topluluklar yaptıklarından pişmanlık ve nedamet duyabilirler.

Yakın geçmişten misal verecek olursak seçimlerden sonra bilhassa Meral ve Kemal’in peşine takılan, iltisaklandırılan ve dönüştürülenlerin bir kısmının nedamet ve pişmanlık içinde olduklarını görüyoruz.

Keşke diyorlar.

Falana ve ya feşmekan'a kızdığımız için Meral’e ve Kemal’e oy verdik diyorlar.

Evet.

Bu tiplere şunu söylüyorum ve söylemeye devam edeceğim inşallah. Falana veya feşmekanlara kızabilirsiniz, icraatlarını yanlış ve kusurlu bulabilirsiniz. Hatta zararlı da bulabilirsiniz. Böyle bir durum sizin Meral veya Kemal’in safında yer almanızı, savrulmanızı ve onlara oy vermenizi meşru ve doğru kılmaz. Bari bundan sonra oy vermeyiniz, desteklemeyiniz.

Gördüğümüz kadarıyla Meral ve Kemal’in temel özellikleri “Türkiye’ye Muhalefet” etmektir. Dolayısıyla falana kızma savrulmayı haklı göstermez, gösteremez. Bundan sonra onları terk ediniz.

Samimi bir pişmanlığınız ve nedametiniz varsa milletten “af” ve i’tizarda (özür dileme) bulununuz. Tabii ki “tevbe” ederseniz iyi olur.

Ayetlerde büyük ve efendi(sadat) kabul edinilenlere uyanların pişmanlıklarını şöyle dile getirilir. “Rabbimiz! Biz efendilerimizi ve büyüklerimizi dinledik, onlar da bizi yoldan saptırdılar. “Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları ağır bir şekilde lânetle!” Ahzâb -67-68”

Ayetler şu şekilde tefsir edilmektedir. Allah insanlara akıl vermiş, ona yardımcı olmak üzere peygamberlerle çok değerli bilgi ve ölçüler göndermiştir. Asıl kullanılacak olan bilgi araçları bunlardır. Bunları bırakıp da din, siyaset, cemiyet, sanat, medya vb. alanlarda meşhur veya karizma sahibi olmuş, otorite kazanmış olan veya öyle sunulan kimseleri taklit edenler, bunların söylediklerini ölçüp biçmeden, tenkide tâbi tutmadan kabul edip uygulayanlar ya doğru yoldan uzaklaşırlar veya tesadüfen onun üzerinde bulunsalar bile bunun şuurunda olamazlar. Hiç kimseyi, dünyada ve âhirette “Filân dedi ben de inandım ve yaptım” gibi bir mazeret kurtaramaz; “İnsana senin aklın ve iraden neredeydi diye?” sorarlar. https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Ahz%C3%A2b-suresi/3599/66-68-ayet-tefsiri

Evet, nedamet getirmiş ve “Yazıklar olsun bana, keşke falanı dost edinmeseydim!" Furkan-28

"Sonunda bize geldiğinde, arkadaşına, "Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı! Ne kötü arkadaşmışsın!" der." Zuhruf-38

Yüzleri ateşe çevrildiği gün, “Keşke Allah’a itaat etseydik, resulü dinleseydik” diyecekler. Ve ekleyecekler: “Rabbimiz! Biz efendilerimizi ve büyüklerimizi dinledik, onlar da bizi yoldan saptırdılar. Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları ağır bir şekilde lânetle!” Ahzab 66-68

Bilmiyorlar mı ki, kullarının tövbesini kabul eden Allah’tır, sadakaları kabul eden de O’dur. Şüphesiz Allah tövbe kapısını alabildiğine açık tutmaktadır, rahmetiyle her şeyi kuşatmaktadır. Tevbe-104” diyenlerden olan arkadaşlara tavsiyemiz şudur.

Karamsarlığa düşmeyin Nasuh tevbe ile tevbe ediniz, sadat ve kubera olarak gördüklerinizi terk ediniz, tutum, tavır, fiil, eylem, söz ve oylarınızı bir daha gözden geçiriniz, milletten af ve i’tizar dileyiniz ve bundan sonra kimin/ kimlerin peşine takılacağınızın, kim/ kimlere oy vereceğinizin muhasebesini yapınız, yapalım derim.

Benim bildiğim çıkış yolu budur.

Daha iyi bir çıkış yolu bilenler bize yol göstersin biz uyalım.

Umarım ki, Türkiye’ye muhalefet edenleri sadat ve büyük görenler ve onlara uyanlar hatalarından döner, af diler.

Selam ve Sabırla… 30.06.2023

 

29 Haziran 2023 Perşembe

Çoban Çeşmesi

 Çoban Çeşmesi*

Veysi ERKEN Dr.

İnsan doğar ve beslenir.

Tabii ki, beslenme sadece maddi değildir.

Fikri beslenmelerimiz bizim zihin dünyamızı oluşturur. Tefekkür dünyamızı geliştirir ve bizler böylece bir şeyler, eserler ortaya koymaya çalışırız.

Bizim için asıl ve temel beslenme kaynağı Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed Mustafa’nın s.a.v. sünnetidir, olmalıdır ve olmak mecburiyetindedir.

Aksi takdirde çeşmemizden nur değil, kir akar.

Seyit Mehmet Şey hocamızın tefekkür dünyası Kur’an ve sünnet zemininde gelişmiş.  Mesleki alanı ziraat.

Tabii ki, ziraat denilince sadece bitkiler aklımıza gelmemelidir.

“Ne ekersen onu biçersin” sözü bitkiler için değil “insan”lar için söylenmiştir.

Seyit Mehmet hoca “insan”ın insan olması, “ünsiyet”i kurabilmesi ve “nisyan”dan uzak olması için faydalı olabilecek Kur’an ve sünnet zeminli eserler yazmaya, ekmeye, iz bırakmaya çalışmış ve çalışıyor.

 İlk okuduğum kitabı “Devletin Tanrılaşması” oldu. Daha sonra “Yılan Kayası” ve “İnsan” isimli kitaplarını okudum.

Velud bir hocamız. Sade bildiğimiz ağaçlarla değil “insan” denilen “ağaç”ları yetiştirmeye çalışır. İçi boş ve kof olmasın diye.

Hayatını, çilelerini ve mücadelesini merak edenler araştırır ve okur. Hasbelkader bir dönem aynı siyasi partinin yönetiminde bulunduk.

Kur’an ve sünnet zemininde tefekkür ederek içinde bulunduğumuz camiaya, Türkiye’ye ve bütün insanlığa katkı sağlamaya çalıştık arı misali.

“Bal” aksın çeşmemizden istedik “zehir” değil, “nur” aksın dedik “kir” değil.

Seyit hocanın bir yönü de şairliğidir.

Çeşmesinden nur aksın diye şiir yazar. En son okuduğum kitabı “Çoban Çeşmesi” isimli şiirler demetidir. Bize Ne oldu Kardaş? diye sorar.

 “Ufukları üst üste koyar giderdik

Düşmanın yüreğini oyar giderdik

Ülkeleri İslam’a boyar giderdik

Bize ne oldu kardaş biz böyle değildik

Allah’tan gayrıya eğilmezdi başımız

Gittiğimiz her yerde ağırdı taşımız

Nam için değil Allah içindi savaşımız

Bize ne oldu kardaş biz böyle değildik”

Evet. Sahi bize ne oldu da insanlıktan çıkar gibi olduk. Hesap gününü unuttuğumuz için mi acaba?

“Bir dilim ekmeği bölüşür yerdik

Yoklukta sırt sırta dövüşür yerdik

Düşmanın karşısında sövüşür yerdik

Anladım çare hesap gününe kaldı

Eskiyi anmak hiç faydasız bilesin

Geçmişi bırakıp bugüne gelesin

Gücün yettiğince gözyaşı silesin

Anladım çare hesap gününe kaldı

Dostlar dostun derdiyle dertlenmez oldu

Yanımız yöremiz namertlerle doldu

Tencere yuvarlandı kapağı buldu

Anladım çare hesap gününe kaldı

Elbette dünya çok renkli, değişir hesap gününe iyi hazırlanmak isteyenler de vardır unutanlar da.

Kimi uykuda büyütür kendini

Kimi dünyada bulamaz dengini

Kimi asla belli etmez rengini

İnsandan insana değişir dünya

Kiminin azını çok eder Mevla

Kiminin çoğunu yok eder Mevla

Kiminin açını tok eder Mevla

İnsandan insana değişir dünya.

Umarım ki, Kur’an kaynağından neş’et eden “Çoban Çeşmesi”nden içer faydalanır ve tefekkür ufkumuzu genişletiriz.

“Şen” olasınız, “şen” kalasınız.

İnşallah Kur’an ve Sünnetle yolunuzu devam ettirirsiniz dostlar.

“İkra medeniyeti”nin insanlarına hayırlı okumalar dilerim. Çoban çeşmesini unutmayalım.

Selam ve Sabırla… 29.06.2023

*Seyit Mehmet Şen, Çoban Çeşmesi, Mânâ Ajans Yayınları, Ankara-2018

 

 

28 Haziran 2023 Çarşamba

Bayram’da ne alalım, ne keselim

 Bayram’da ne alalım, ne keselim

Veysi ERKEN Dr.

Bugün Bayram,

 Kurban bayramı.

Allah’a kurbiyetin oluşması için gönüllerin, haykırışları ve kalpleri yöneldiği ve ellerin Rabbulalemine açıldığı bir zaman ve sevinç dilimidir.

Allah’a kurbiyetin oluşması için bir şeylerin alınması ve kesilmesi istenir. Peki, neyi alalım ve neyi keselim acaba.

İşte Merhum Cahit Zarifoğlu’nun tavsiyesi;

“Üstadım” dedim,

“Bayrama ne alayım?”

Dedi: “Birkaç piri fâniden gönül,

birkaç çocuktan gülücük,

 alabilirsen birkaç fakirden de duâ al.”

“Üstadım” dedim,

“Bayrama ne keseyim?

Önce;

 “ Gıybeti kes,

Kul hakkı yemeyi kes,

Yalan söylemeyi kes,

Haram yemeyi kes,

Adam kayırmayı kes,

 İsrafı kes,

Kötülükten irtibatı kes.......

“Bunları kesmezsen ne kesersen beyhude...”

Evet.

Bunları kestikten sonra keselim kesebileceğimizi.

Koyun mu, Sığır mı, Deve mi? olur.

O zaman bunlar kurbiyetimizin vesilesi olur inşallah. “Onların ne etleri Allah’a ulaşır ne de kanları; O’na ulaşacak olan sadece sizin takvânızdır. İşte Allah onları sizin istifadenize verdi ki size doğru yolu göstermesinden ötürü O’nu tâzimle anasınız. İyilik yolunu tutanları müjdele! Hac-37” buyrulur ayette.

Demek ki, kestiklerimiz ve keseceklerimiz değil sadece “takva”mız bizi Allaha ulaşır, kurbiyetimizi sağlar.

Allah ülküsü sadece kendisine kulluk olan ve sadece ona secde ederek yakın olanlardan eylesin duasıyla.

Bilinmelidir ki, Müslüman daima "Ülkümüz göklerde dalgalanan bir sancak, Allah'ın huzurunda eğiliriz biz ancak...” terennüm eder, yaşar ve bu yolla Allah’a takvasını ulaştırmaya çalışır, kurbanlıklar bir vesiledir ancak.

Böylece “Mümin Müslüman” aldıklarına ve kestiklerine dikkat eder, fücura değil takvaya yönelir.

Selam ve Sabırla… 28.06.2023

 

 

Seçimi Nasıl Kaybettim?*

 Seçimi Nasıl Kaybettim?*

Veysi ERKEN

İnsanoğlu bir imtihan dünyasındadır inancımıza göre.

Yoksa sizden öncekilerin çektikleriyle karşılaşmadan cennete girebileceğinizi mi sandınız? Onlar öylesine yoksulluk ve sıkıntı çekmişler, öyle sarsılmışlardı ki peygamber ve yanındakiler, “Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?” demeye başladılar. Bilesiniz ki Allah’ın yardımı yakındır. Bakara-214

“Seçimi Nasıl Kaybettim?” cennete girmek için değil de “vekil” olmak için çekilenlerin, sıkıntıların, katlanışların, aldatışların ve aldanışların izah edilmeye çalışıldığı bir çalışma.

Vekillik seçimini kaybeden Cemal Çevik hocamızın çalışması. Daha önce “Ol” ve “Oruç ve Sağlık” isimli çok değerli iki kitabını okumuş ve görüşlerimi ifade etmiştim.

Samimi dost ve mümin olan bir şahsiyet. Ayak oyunlarını beceremeyen bir kişilik.

“Seçimi Nasıl Kaybettim?” farklı bir çalışma. Adından anlaşılacağı gibi seçimle ilgili, ama seçimden ibaret değil. Anlatım tarzı çok farklı.

Cemal Hoca farklı bir tarzı benimsemiş.

Sadece bir seçim süreci ile ilgili değildir anlatılanlar. İlmi izahlar, parti içi didişmeler ve itibarsızlaştırmalar.

Aynı zamanda ilmî ve ahlakî çalışmaların yer aldığı, bölge insanının yaşayış tarzının işlendiği bir çalışmadır “seçimi Nasıl Kaybettim?”

Önsözde kargaşa ve denge anlatılır.

Muz kabuğuna basıp dengesini kaybeden kişinin dengesini kaybetmeye başladığı zaman gayrı ihtiyari veya ihtiyari yaptığı hareketlerle nasıl ayakta kalmaya çalışıldığı anlatılır. Meğerse politik sahada da benzer muz kabukları ve denge kayıpları varmış.

Partilerde de dengemizi kaybetmeye sebep olan ayak oyunları ve kabuklar anlatılır.

Evet.

Partilerde ayak oyunları ve basılacak kabuklar her kademede varmış meğer. İl, ilçe ve genel merkez teşkilatlarında bolca ayak oyunu ve kabuk.

Ayak oyunları en yakınımızda zannettiklerimizde de vardır maalesef.

Genel merkezler meğerse il ve ilçe teşkilatlarını hesaba katmadığı, temayül yoklamalarının dikkate alınmadığı mekânlarmış meğer.

Kitap bir nevi politik tercihlerin ortaya çıkması ve tarafgirliğin başlaması ile başlar.

Sivas ilimizin Yıldızeli ilçesinde yola çıkmış bir delikanlıdır Cemal Çevik.

Üniversitede kendini istemeyerek de olma bir tarafta bulur. Tarafgirlik başlıyor hayatında.

Tarafgirlik bir kimlik inşa eder ferdin hayatında.

Bu kimliklerin bir kısmı mezarda biter, bir kısmı değişerek yeni kimliklere yerini bırakır.

“Her seçiş bir vazgeçiştir” ilkesi geçerlidir kimliklerin oluşumunda.

Esasında hayatımızda kimlik ve başka “kaybetme”ler vardır ve olacaktır.

“Seçimi Nasıl Kaybettim?” sorusunu soran Cemal Çevik hocamız da zaman zaman kaybedenler arasında yer alır. Öğrenciliğinden beri tanıdığı merhum Muhsin Başkan’ın partisinde politik arenaya girdiğinde bunu fark eder. Desteklerini beklediklerinin güvenirliğini kaybedersin öncelikle.

Particilik maalesef siyasetin değil de politikanın ve ayak oyunlarının hâkim olduğu yerdir Türkiye’de.

Yaşadığı tecrübelerle bir dönem ve politikadan uzak durur ve ilmi çalışmalarına devam eder Cemal Hoca.

Ama bir sefer politikaya bulaşmıştır.

Arayışlara girer. Partiler arasında mekik dokur. Ve sonunda vekillik için öğrencilik yıllarında taraf olduğu partiye müracaata karar verir.

Esasında tecrübesi vardı, ayak oyunlarını görmüş ve yaşamıştı.

Uzun bir çabadan sonra öğrenciliğinden itibaren aşina olduğu partiden ikinci sıradan aday gösterilir.

İşte bu süreçte ilçe, il ve genel merkezlerde dönen dolapları daha iyi fark eder. Normalde beklentisi birinci sıradan aday gösterilmek olan Cemal hoca gayretine rağmen seçimi kaybeder.

Vekil seçilemez.

Zira etrafındakilerin çoğu ayak oyunlarının içindedir. Genel Merkezler genel olarak il ve ilçe teşkilatlarının tercihlerine kulak tıkayan yerlerdir.

Cemal hoca ikinci sıraya konulur.

Birinci sıradaki kişi yüzünden seçim başlamadan kaybedilmiştir aslında. Zira ilçe ve il teşkilatı ilk sıradaki adayı tasvip etmemektedir.

“Seçimi Nasıl Kaybettim?” kitabı sadece bir seçim sürecinin işleyişini ve kaybedilişini anlatmıyor. Yükselen enaniyetleri de izah ediyor. Aday olanların halet-i ruhiyelerini ortaya koyuyor. Adayların bir kısmı kendini kurtarıcı görmeye başlıyor, ben olmazsam hiç bir şey düzelmez hissi tavan yapıyor bazılarında.

Kanaatime göre içindeki diğer anlatımlar daha ibretlik ve faydalı.

Cemal hoca bir seçimi kaybetmiştir ama epey tecrübe kazanmış ve bu çalışmasıyla etrafına kazandırmaya çalışıyor.

Tuzağa düşmeyin demek istiyor sanki. Ayak oyunlarını bilmiyor ve Genel Merkezi ikna edemiyorsanız girmeyin bu oyuna diyor.

İtibarınızı zedeletmeyin yalaka takımına.

Seçim bitmiş ve Cemal Hoca kaybetmiştir.

Seçim sonuçları belli olunca kendi ifadesiyle Durmuşun kaçışı gibi seçim bölgesinden kaçar Cemal hoca.

Kitabı okuyun ve Durmuşun kaçış tarzını öğrenin. İbretlik bir kaçıştır.

Bir daha döner mi seçim sahasına?

Aradan on iki yıl geçtiğine göre dönmez diye düşünüyorum. Bundan sonra Cemal hoca akupunktur tedavisine ve dernek sohbetlerine devam eder, dostluklar inşa eder.

Eline ve kalemine sağlık Cemal Hocam.

Beraber çalışmışlığımız var Muhsin’in partisinde.

Faydalı bir çalışma.

İbretlik hadiselerle doludur ibret almak isteyenler için.

Politik sahada yer alıyorsanız vefa, dürüstlük, arkadaşlık, dostluk, dava vs. beklemeyin bugünkü şartlarda. Kitabı okursanız bunu daha iyi fark edersiniz.

Tavsiye ediyorum dostlara ve politikacılara.

Cemal Hocanın kitabını okuyun ve ibret alın.

Selam ve Sabırla… 28.06.2023

 

·         Seçimi Nasıl Kaybettim? Cemal Çevik, Ankara-2012.

 

27 Haziran 2023 Salı

Gün merhametle sevincin paylaşıldığında BAYRAM olur

Gün merhametle sevincin paylaşıldığı ve yardımlaşmanın gerçekleştirildiğinde BAYRAM olur

Veysi ERKEN

Bayramımız bayram ola, bereketli ve merhametli ola.

Evet.

Bayram merhametin ve meveddetin daha fazla kuşanıldığı zaman dilimidir mümin Müslümanlar için. De ki: “Sizden akrabalık sevgisinden (meveddet) başka bir karşılık istemiyorum.” Kim çaba harcayıp bir iyiliği gerçekleştirirse bu konuda ona daha büyük güzellikler bahşederiz. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır ve iyiliği asla karşılıksız bırakmaz. Şûrâ-23” ayetinin gönüllere tecelli ettiği gündür BAYRAM.

Bayram sevinçlerin ve zenginliğin paylaşıldığı, dayanışma ve yardımlaşmanın arttığı bir zamandır bizler için.

Kurban Bayramı bunu açık bir göstergesidir inanan ve inandığını yaşayan Müslümanlar için.

Bir tevhid eylemidir Kurban bayramı günleri.

Hac ibadeti bunun nişanesidir.

Tavaf edenlerin dilinde ve gönlünde “La İlahe illallah” zikri, eylemi vardır. “Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk, innel hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mülk, lâ şerîke lek” duasının gönüllere nakş olunduğu gündür BAYRAM. Türk’ü, Arab’ı, Malay’ı, Japonu kardeşlik düşüncesini terennüm ettiği ve yaşadığı vakittir.

Merhum Abdurrahim Karakoç ağabeyimiz soruyor.

“Bayram demek takvimdeki yazı mı?
Bayram hasret, bayram ağrı, sızı mı?
Açıp yüreğimi, yumup gözümü
Özüne girdiğim bayramlar hani?”

Elbette bayram takvimdeki yazı günü, hasret, ağrı değil, özüne girdiğimiz gündür.

Bayram af günüdür, barış günüdür
Bayramlar rahmete giriş günüdür
Bayram, Hak menzile varış günüdür
Gönlümü verdiğim bayramlar hani?

Evet. Gönlümüzü merhamete, affa, iyilik üzere yardımlaşmaya açtığımız gündür.

Kısaca, Bayram iyiliği, güzelliği, ihsanı, dayanışmayı, yardımlaşmaya, sevinci yaşamaktır, yaşatmaktır.

Şükürler olsun milletimizin mümin Müslümanları bu duyguları en güzel şekilde yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyorlar.

Neredeyse dünyanın bütün mazlum ve mağdur coğrafyalardaki fakir ve yoksulara kurbanlarıyla Bayram sevinçlerini ulaştırmaya ve yaşatmaya çalışıyorlar.

Yeryüzü bayram yeri olsun diyedir bütün çabalar. Yeryüzü merhamet ve adaletle kuşansın diyedir bütün gayretler ve koşuşturmacalar.

Gün bir yetim başı okşadığımızda, aşımızı paylaştığımızda, sevdamızı merhamet duygusuyla belirttiğimizde, imkânlarımızla mazlumların yaralarına ilaç olmaya gayret ettiğimizde, büyüğümüzün, küçüğümüzün gönüllerini ve dualarını almaya çalıştığımızda bayrama döner.

Günlerimiz tevhidle, merhametle, sevgiyle, muhabbetle, bereketle, “birr”le, ihsanla, iyilikler ve güzelliklerle bayrama tebdil olsun bayram olsun inşallah.

Merhum Alvarlı Efe Hazretleri’nin şu mısraları;

“Can bula cananını, bayram o bayram ola

Kul bula sultanını, bayram o bayram ola

 Hüzn-ü keder def ola, dilde hicap ref ola

 Cümle günah af ola, bayram o bayram ola” duamız ve takvim günlerimiz BAYRAM olsun inşallah.

Selam ve Sabırla… 27.06.2023

 

 

26 Haziran 2023 Pazartesi

Evet, Maalesef Benzettiler

 Evet, Maalesef Benzettiler 

Veysi ERKEN

Müslümanları İslâm’dan koparmak isteyen gayrı Müslim ve Müslüman görünümlü sabetayist münafık karakterlilerin gayeleri Müslümanları kendilerine benzetmek ve vahyi yaşanmaz hale getirmektir.

Merhum Abdurrahim Karakoç ağabeyimiz yaşayışı ile gayrı Müslimlere dönüşmüşleri “Benzettiler” şiiriyle tanımlamıştır.Evet. Merhum Abdurrahim Karakoçağabeyimiz haklıydı.Benzettiler.

Merhum Abdurahim Karakoç’u anma ve tahrip edilmiş hayatımızı gençlere izah babında şiiri sizlere iletiyorum. İbret Alınır mı? İşte şiir.

Benzettiler

Yeni bir afyondur yenen her lokma
Biber Avrupalı, tuz Avrupalı.
Gülücükler sahte kirpikler takma
Dudak Avrupalı, göz Avrupalı.

Bebeklikte benliğini yitiren
Tepe tepe tepemizde oturan
Bizi çıkmazlara alıp götüren
Ayak Avrupalı, iz Avrupalı.
 

Birisi diskoda içer kıvırır
Birisi kulüpte konken çevirir
Yapmasını bilmez ki yıkar devirir
Ana Avrupalı, kız Avrupalı.

Kalıba uydurdu uyduklarımız
Yazmakla bitmez ki duyduklarımız
Paris modasıdır giydiklerimiz
Astar Avrupalı, yüz Avrupalı

En mahrem yerlerin kalktı örtüsü
Beş santim tırnaktır ellerin süsü
Bütün bunlar medenilik ölçüsü
Cilve Avrupalı naz Avrupalı

İster sâri deyin isterse ırsi,
Büyük revaç buldu makbulün tersi
Duyduğumuz 'okey, adiyös, mersi'
Ağız Avrupalı söz Avrupalı

Her gün karşımıza on zıpır çıkar
Bağırır, çağırır, devirir yıkar
Dinler kulağımız gözümüz bakar
Şarkı Avrupalı, saz Avrupalı.

Başımız ayıkmaz binlerce halttan
Örf, adet gemimiz delindi alttan
Analar Muğla'dan Van'dan Tokat'tan
Bebek Avrupalı bez Avrupalı

Sahnede ekranda hıyar dinleriz
Deliye, densize uyar dinleriz
Saçma çığlıkları duyar dinleriz
Şarkı Avrupalı saz Avrupalı

Herkes soyunuyor açılmıyor ki
Sokakta boynuzdan geçilmiyor ki
Müslüman gâvurdan seçilmiyor ki
Şekil Avrupalı, poz Avrupalı

Türklük bu mu desem bu diyecekler
Şampanyayı sorsam su diyecekler
Bir gün kökümüze hu diyecekler
Kabuk Avrupalı, öz Avrupalı.

Maalesef Müslümanların ekseriyeti Şiirde ifade edildiği gibi (Türkiye’de olduğum için Kendi ülkemin insanını biliyorum) vahyin ilkelerinden büyük oranda uzaklaştırılmış ve hayat tarzı başka Müslüman görünümlülerin ilkelerine göre değişmiştir. “Benzetilmişlerdir”. Başka bir ifadeyle inandığı (İslami akide) gibi değil, yaşadığı gibi inanmaya başlamıştır.

Bir nevi başkalaşmış ve başkalaştırılmıştır.

Değişim, benzeşim ve dönüşüm sadece dış görünüş ve şekilde değil, zihinlerde, inanış ilkelerinde gerçekleşmiştir.

Maalesef Müslümanların ekseriyeti yaşadıklarını İslam diye savunur hale gelmiş, çıplaklık onlar için meşru, faiz ve her türlü ahlaksızlık helal kabul edilir hale gelmiştir.

Müslümanların hayatını tahlil ettiğimizde bu tahribarı ve değişimi anlıyoruz maalesef.

İster mevzuat zorlamasıyla, ister kitle iletişim araçlarının etkisiyle ister başka sebeplerle deyin fark etmez üzülerek belirtiyoruz ki, Müslümanların yaşayışları büyük şiirde ifade edildiği gibi büyük ölçüde Sabetaycıların yaşayışına dönüşmüştür.

Artık Müslümanların ekseriyeti sabetaycılara benzemiştir.

Neredeyse her haramı helal veya mubah görür vaziyete dönüşmüştür.

Faizden tutun, teşhirciliğe veya sapkınlığa varan davranış değişikliği günlük yaşayış haline gelmiştir. İşini faiz üzerinde kurmayan bir kişiyi bulmak neredeyse zordur.  Ahlaki davranışı küçümsemeyen kişi kalmamıştır diyebiliriz.

“Bir kereden bir şey olmaz” diyerek her türlü haram, hırsızlık, edepsizlik ve şerefsizlik mubah olarak görülmeye başlanmıştır. Üzülsek de bu gerçeklik etkilidir ve şiirde belirtildiği gibi Sabetaycılar  “Benzeme- Benzet” ilkeleri doğrultusunda Müslümanları dönüştürmüşlerdir.

Bundan kurtulmak mümkün mü? Elbette mümkündür.

Hz. Peygamber Muhammed Mustafa’nın sav yöntemini ve izini takip etmekle mümkündür.

Hani Peygamber “Güneşi sağ elime, Ay’ı sol elime verseniz de davamdan/ inandığım ilkelerden vazgeçmem” diyordu ya. Biz Müslümanlar olarak bulunduğumuz makam, mevki, içtimaî konum ne olursa olsun ilkelerimizden vazgeçmeyiz dediğimizde bu durumdan ve vaziyetten kurtuluruz. Tabii ki, yönetimde yer alanların buna uygun mevzuatı hazırlamaları ve uygulamaları şarttır.

Mevzuat hazırlama (Kanun çıkarma, yönetmelik ve tüzükleri yürürlüğe koyma) yetkisini elinde bulunduranların vebali çok büyüktür.

Umarım ki, “benzeme-benzet” ilkesini zorla veya sinsice bize dayatan ve bu şekilde ailemizi dağıtan, yuvaları yıkan, şiddet ve cinayetleri arttıran yapı ortadan kaldırılır.

Ve böylece İslam ile İslamlaşırız.

Kısaca “ya yeni hal ya izmihlal”

Ya İslam’la İslamlaşırız ya da yıkılarak/dağılarak ve ahlaksızlaşarak cehennemin yolunu tutarız.

Selam ve Sabırla… 26.06.2023

 

25 Haziran 2023 Pazar

Acilen, Hemen Şimdi Üniversiteye Giriş Sınavı Kaldırılmalıdır

 Acilen, Hemen Şimdi Üniversiteye Giriş Sınavı Kaldırılmalıdır

 Veysi ERKEN

Evet.

Acil olarak ÜNİVERSİTE’ YE giriş sınavı kaldırılmalıdır.

Hemen şimdi.

YÖK Başkanı Erol Özvar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, "Üniversite sınavlarını kaldıracağımız günler de çok uzak değildir" açıklamasının hatırlatılması üzerine, şunları söyledi: "Dünyada üniversiteye seçme ve yerleştirme usulleri farklı olabiliyor. Bazı ülkelerde herhangi bir genel sınav yapılmıyor. Çocuklar ilk, orta eğitimi boyunca ortaya koydukları akademik başarıyla üniversitelere müracaat ediyorlar, üniversiteler kendi içinde bu öğrencileri değerlendirerek seçim yapabiliyor. Bizim gibi ülkelerde de genel bir üniversite giriş sınavı yapılıyor. Bizde yapılmasının sebebi üniversiteye erişmek isteyen aday sayısının çokluğu. Burada tabii siyasilerin iradesi önemlidir. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın bizlere bir talimatı olursa, biz bu konuda çalışabiliriz. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda bir iradesi olursa, sınavlar konusunda alternatif çalışmalar yapabiliriz."

https://www.haberturk.com/yok-baskani-ozvar-dan-universite-sinavinin-kaldirilmasi-tartismalarina-iliskin-aciklama-3601982

YÖK Başkanına şunu söyleyebiliriz. Siz çalışmalını yapınız, çünkü siyasi irade vardır. Sayın Devlet Bahçeli’nin şu açıklaması siyasi iradenin beyanıdır. Yeni de değildir. Sayın Devlet Bahçeli Sınavsız ve Sınırsız üniversite talebine 2020 yılında karşılık vermiş idi. Aradan üç sene geçti. Bunun takipçisidir ki, tekrar gündeme getirmiş oldu. İnşallah sınavsız üniversite gerçekleşir ve üniversiteye devam etmek isteyenler giriş sınavı belasından kurtulur.

2020 yılında Sayın Bahçeli: ''GELİN ÜNİVERSİTE SINAVLARINI KALDIRALIM'' diyerek ve sınavın gereksizliğini şu şekilde ortaya koymuş idi.“İstikbalimizin güvenceleri sevgili gençleri kuru kuruya değil, onların gerçek ihtiyaç ve taleplerini karşılayarak tutarlılığımızı ve onlara yönelik vefamızı gösterebiliriz. Bu düşünceden hareketle siyasi muhataplarımıza çağrımdır: Gelin bu üniversite sınavlarını kaldıralım. Gençlerimizi daha fazla yormayalım, bunaltmayalım. Onların sosyal, ekonomik ve psikolojik sorun yaşamalarına müsaade etmeyelim. İlköğretim ve ortaöğretim kademelerindeki yönlendirme çerçevesinde istedikleri bölümlerde yükseköğretime kavuşmalarını sağlayacak platformlar oluşturulmasını hedefliyoruz.”* https://www.ntv.com.tr/turkiye/bahceli-universite-sinavi-tamamen-kaldirilmalidir,feYlX_Uig0adhZMA0RJU_g

Sayın Devlet Bahçeli üniversiteden gelmiştir. Üniversiteyi ve sınavı bilir. Yıl 2023 Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde Sayın Devlet Bahçeli bu konunun takipçisi olduğunu beyan etmiştir diyorum.

Sınavın kaldırılması sağlanmalıdır.

Siyasi irade beyan edilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hayır diyeceği bir konu değildir. Yeni dönemde dileyen herkes dilediği bölüm/bölümlere kaydını yapabilsin ve isteği dışında kaydı silinmesin. Daha fazla gecikme olmamalıdır. Ülke olarak zamanımız ve imkânlarımız heba oldu ve olmaya devam ediyor.

Unutulmamalıdır ki, “Bilgi edinme ve beceri geliştirme Hakkı” temel insan hakkıdır ve hiç bir kimse bu haktan mahrum edilmemelidir.  Mahrum etme zulümdür.

Bunu yıllardır dile getiriyorum.

Görür müyüm?

Bilemem.

Bildiğim şey bu konudaki hayalim ve inancımdır.

Zira hayali olmayanın hakikati olmaz diye düşünüyorum. İlave olarak bilenin bilmeyenle bir olamayacağına inanıyorum.

Allah bilgi edinme hakkını kısıtlamamıştır. Dolayısıyla her kısıtlama buna mugayirdir.

İnanan insan bilgi edinmenin önündeki engelleri ve bariyerleri kaldırır, kaldırmaya çalışır.

Umarım ki, YÖK Sayın Devlet Bahçeli’nin talebini karşılayacak çalışmayı kısa sürede tamamlar ve Üniversiteye giriş sınavını kaldırarak insanımızı, bilgi ve beceri edinmek isteyenleri ve topyekûn ülkemizin rahatlamasının önünü açar.

Selam ve Sabırla… 25.06.2023

 

 

Meral’e Yeni Asli Görevi Ekrem’i Desteklemek mi?

 Meral’e Yeni Asli  Görevi Ekrem’i Desteklemek mi?

Veysi ERKEN

Dün Meral’in partisinin kongresi yapılmış. Kongrede "Biz bu parti seçime girebilsin diye CHP'den 15 milletvekili istedik, hayatımın en büyük pişmanlığıdır. Savaşmalıydık, bileğimizin gücüyle o seçime girmeliydik, girmiyorsak da gereğini yapmalıydık. Savaşmadık! 15 vekil istedik, Kılıçdaroğlu'na teşekkür ediyorum. Ama o gün bugün 15 milletvekilinin bedelini ödeyemedik. Ömer Seyfettin'in diyetine döndü bu iş. Biz, psikolojik olarak kendimizi çok kötü hissettik. Ben kendimi çok aşağılanmış hissettim. Çok çaresiz hissettim. 15 milletvekili almak bize kuyruk siyasetine mal oldu!" dediği halde kendisiyle MHP’den istifa ederek beraber hareket eden arkadaşlarını tasfiye ettiği görülüyor.

 https://www.ahaber.com.tr/gundem/2023/06/24/meral-aksener-en-buyuk-pismanligim-diyerek-acikladi-15-milletvekilinin-bedelini-odeyemedik?paging=4

Aldığımız duyumlara kuyruk siyasetiyle göre yeni görevi  sahnede sarıldığı Ekrem’i CHP’nin başına oturtarak dönüştürülmüşleri oraya iltihak ettirmekmiş. Partiden daha önce ayrılan Ağıralioğlu; dönüştürülmeyi "Bizim klasik sağcılar şöyle bir duygu taşır; CHP'ye rüyasında oy verdiğini gören sağcı gusül abdesti alır. CHP'ye karşı duyulan siyasi alerjiyi Tayyip Bey avantaja çevirmeye çalışır. Bu yüzden İYİ Parti oy verilebilir siyasal esneme imkânı vermiştir Türk demokrasisine. Klasik sağ seçmenin, biz ne olursa olsun yerimizden ayrılma endişesine iyi gelmiştir” diyerek izah etmiş idi.

Elbette bu bir duyumdur ve doğruluk derecesini bilmiyoruz.

Umarım ki bu senaryo bozulur ve milliyetçi, ülkücü, milli görüşçü anlayıştan dönüştürülmüşler titreyip kendilerine dönerler.

Senaryonun parçası olmazlar.

Malumu ilam etmeye gerek yoktur. Ekrem İstanbul’u Mansur Ankara’yı entübe etmiştir.

Ekrem’i desteklemek yapılacak yanlışların büyüklerindendir ve bu senaryo bozulmalıdır diyorum.

Gerisi tasfiye dönüştürülerek edilenlere kalmış. Bunu sadece tarihe not düşmek için yazdım. Umarım ki, tasfiye edilenler düşünür.

Selam ve Sabırla… 25.06.2023

 

24 Haziran 2023 Cumartesi

Başkalaştırmada görev tamam artık partiyi kapat

  Başkalaştırmada görev tamam artık partiyi kapat

Veysi ERKEN

Bugün Meral’in partisinin kongresi olacakmış. Talebimiz partinin kapatılma kararının alınmasıdır. Zira bu parti ülkeye çok zarar vermiştir. Aynı talebimiz ve temennimiz elbetti CHP içindir. Öncelikle şu teşhisimiz dün olduğu gibi bugün de geçerlidir. “Meral Akşener politik alana sokulduğundan beri ülkenin hayrına bir icraatı olmadığı gibi içinde yer aldığı camiayı bozmaya çalışmıştır.

Başlangıçta kendi ifadesiyle Refah- Anavatan ortaklığına engel olmuş ve yıkıcılığa ilk adımı atmıştır.(1)

Meral’in başkalaştırma görevini en iyi izah edenlerden birisi kendisi de başkalaşan ve sonunda partiyi ter eden Yavuz Ağıralioğludur. Ağıralioğlu; "Bizim klasik sağcılar şöyle bir duygu taşır; CHP'ye rüyasında oy verdiğini gören sağcı gusül abdesti alır. CHP'ye karşı duyulan siyasi alerjiyi Tayyip Bey avantaja çevirmeye çalışır. Bu yüzden İYİ Parti oy verilebilir siyasal esneme imkânı vermiştir Türk demokrasisine. Klasik sağ seçmenin, biz ne olursa olsun yerimizden ayrılma endişesine iyi gelmiştir.” (2)

Meral’in görevi daha açık nasıl izah edilebilir. Rüyasında CHP’ye oy verdiğini gören kitle esnetile esnetile dönüştürülmüş/başkalaştırılmış ve bütün ilke ve değerlerinden sıyrılarak istihaleye uğratılmıştır.

Tabii ki, Meralin görevi ülkücü, milliyetçi, milli görüştü olarak bilinenleri dönüştürmek olduğunu ifade ettik aylar önce (3) Sülalesine Kılıçdaroğlunu bile vasiyet etmesinden bellidir.(4)

Meral Akşener Kılıçdaroğlu Türkiye’yi daha kolay ve hızlı entübe etmesi için yanına Ankara ve İstanbul’u entübe eden Mansur ile Ekrem’i de monte etme gayretine girmiştir.(5)

“CHP'ye birlikte iş birliği yapmayı teklif ettiklerini anımsatarak, "Bu teklifi partimizin aklı ortaya koydu. Bu birliktelik, yan yana geliş, büyük enerji yarattı.”(6) Yetmezmiş bir de sürekli muhabbetini dillendirmekten geri durmadı meral.

Son sözlüm şudur.

Meral ülkücü ve milliyetçi insanların bir kısmının dönüşümüne büyük katkı sağlamış, maalesef pek çok arkadaşımız ve dostumuz metamorfoz geçirip tamamen başkalaşarak kimliğini ve ülküsünü kaybetmiştir.

Artık milliyetçiler, ülkücüler, milli görüşçüler bunun farkına varmaları ve Meral’e partisini kapatması için telkinde bulunmaları gerekir. Yoksa partiyi terk etmeleri icab eder Merali CHP’ye terk etmelidir. Bunu ben söylemiyorum. Özvarinli Meral Akşener'in eski danışmanı Hasan Sami Özvarinli, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda ülkücülere seslendi. Özvarinli, "Gelecekte çocuklarının yüzüne utanmadan bakmak istiyorsan, gün bugün İYİ Parti saflarını terk et" ifadesini kullandı.(7)

Evet.

Sonuç ortada.

Ve Meral bugün partisini fesih kararı aldırmalıdır.

Selam ve Sabırla… 24.06.2023

(1) http://veysierken.blogspot.com/2022/11/meral-aksenerin-ykclg-yeni-degilmis.html

(2) https://www.yenisafak.com/gundem/iyi-partili-yavuz-agiralioglu-chpye-ruyasinda-oy-verdigini-goren-sagci-gusul-abdesti-alir-3832977

 (3) http://veysierken.blogspot.com/2022/11/meral-aksener-altl-masay-terk-eder-mi.html

(4) https://www.youtube.com/watch?v=uwk2pyf_l4g

(5) http://veysierken.blogspot.com/2023/02/mansur-ankaray-ekrem-istanbulu-entube.html

(6)https://www.mynet.com/aksener-den-chp-ye-isbirligi-teklifi-aciklamasi-partimizin-akli-ortaya-koydu-110106950644

(7)https://www.turkiyegazetesi.com.tr/politika/aksenerin-eski-danismani-sirlari-biliyorum-dedi-ulkuculere-seslendi-saflari-terk-edin-972135