8 Haziran 2023 Perşembe

“Asabiyet”le Müslümanların İmanını ve Ahlâkını Çalan Fetöist Teröristler

 “Asabiyet”le Müslümanların İmanını ve Ahlâkını Çalan Fetöist Teröristler

Veysi ERKEN Dr.

İnsanların eşyası ve malı çalınırsa telafisi mümkün olabilir. Ancak “imanı ve ahlakı çalınırsa telafisi çok zordur,

Fetö sadece maddi olarak eşya ve mal hırsızı değil, aynı zamanda İslamî anlamda iman ve ahlak hırsızıdır. İnsanımızın, evladımızın, arkadaşımızın, yakınlarımızın velhasıl tanıdık tanımadık binlerce, milyonlarca insanımızın imanını ve ahlakını çalmıştır, çalmaya devam ediyor. Münafık ve şeytani seciyeli fetöistler ayette belirtildiği gibi “İman edenlerle karşılaştıklarında “inandık” derler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise: “Emin olun! Biz sizinle beraberiz, onlarla sadece alay ediyoruz” derler. Bakara- 14

İnsan görünümlü fetöist şeytan “Onları mutlaka doğru yoldan saptıracağım. Onları boş ümitler ve yalan sevdalarla oyalayacağım. Nisa-119 Şeytan onlara bir takım vaatlerde bulunur ve onları boş ümitlerle oyalar. Zaten şeytanın onlara olan va‘di, boş bir aldatmadan başka bir şey değildir. Nisa- 120

Fetöist terörist anlayışın şeytanları insanımızın imanını ve ahlakını çalarken “asabiyet”i sonuna kadar kullanır. Asabe kelimesinin kökünde “sarmak, kuşatmak” mânası vardır; kavgada veya savunma sırasında yakın akraba kişinin etrafını sardığı, onu korumaya çalıştığı için bunlara asabe denilmiştir. https://islamansiklopedisi.org.tr/asabe

Asabe anlayışını kullanan fetö/haşhaşi zihniyeti imanını, ahlakını, her şeyini çaldığı ve mankurtlaştırdığı kişiyle yetinmez, mağduriyet edebiyatı ile onu sarmalayan ve kuşatan herkesin, anasının, babasının, halasının, amcasının, arkadaşının, kısaca yakınında, kenarında, yöresinde olan herkesin imanını, ahlakını ve her şeyini çalmaya çalışmış ve çalışıyor.

Asabiyet anlayışı elbette sadece kan bağına dayanmaz. “gerçek asabiyet yanında bir de hükmî veya itibarî asabiyet vardır ki bu kan bağına dayanmayıp herhangi bir akid, antlaşma, kefalet vb. uygulamalarla kurulan asabiyet” söz konusudur. https://islamansiklopedisi.org.tr/asabiyet

İnsan görünümlü fetöist iki ayaklı şeytanlar hükmî ve itibarî asabiyeti de fazlasıyla kullandı, kullanır ve kullanıyor. Bu yolla pek çok insanımızın imanını, ahlakını ve her şeyini çaldı ve çalmaya devam ediyor.

Misal olsun diye yazıyorum. Seçim öncesinde “Tayyib’in karşısında şeytan aday olsa ona oy veririm” diyenler asabiyet yoluyla iman, ahlak ve her şeylerinin çalındığının bir göstergesidir.

Maalesef ülkemizde İslamî anlamda imanı, ahlakı ve her şeyi çalınmış, cascavlak hale dönüştürülmüş ve mankurtlaştırılmış bir güruh oluşmuştur.

Özetle acil tedbir alınmalıdır ki, toplum ve ülke olarak hatta bütün dünya olarak bu iman ve ahlak hırsızlarının şerlerinden emin olalım.

Bunun yolu ve yöntemi var mı?

Mümkün mü?

Evet, var ve mümkündür.

Öncelikle “De ki (Allah şöyle buyuruyor): “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.” ayetine inanıp tevbe ve istiğfar etmemiz ve en yakınımız olsa bile şeytanlaşmışları ehlimizden ve ailemizden kabul etmeyip, asabiyete düşmeyip reddetmemizdir. Kur’an-ı Kerimde belirtildiği gibi davranmaktır.

 Ayetlerde Hz. Nuh kıssası anlatılır. “Nûh rabbine şöyle seslendi: “Ey rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir. Senin vaadin elbette haktır. Sen hâkimlerin en âdilisin” dedi. Allah buyurdu ki: “Ey Nûh! O senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı iyi olmayan bir iştir. Sakın hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyi benden isteme! Ben cahillerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum.”  Nûh dedi ki: “Ey rabbim! Ben, senden hakkında bilgi sahibi olmadığım bir şeyi istemekten yine sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, kaybedenlerden olurum!” Hûd 45-47

Bilinmelidir ki, kurtuluşun imkânı vardır ve imkân Allah’ın vahyini yaşamaktır. Asabiyete yönelmeden imanı, ahlakı ve her şeyi çalınmışları ailemizden, yakınımızdan görmemek, yaldızlı, mağduriyet sözlerine inanmamak ve kanmamaktır, yanlarında ve kenarlarında durmamaktır, onları desteklememektir.

“İşte biz her peygamberin karşısında insan ve cin şeytanlarından oluşan bir düşman şebeke var etmişizdir. Bunlar, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldayıp dururlar. Şayet Rabbin dileseydi böyle yapamazlardı. Bu bakımdan onları, uydurdukları yalanlarla baş başa bırak! En’am-112” ayetinin ahkâmı gereğince onları yalanları ile baş başa bırakmak ve korkutmalarından emin olmaktır.

Unutulmamalıdır ki İnsan ve Cin şeytanları bizi açlıkla korkutur fuhşiyata sürüklemeye çalışır. “Şeytan sizi fakirlikle korkutur; sizi her türlü hayâsızlığı ve ahlâksızlığı yapmaya teşvik eder. Allah ise size bağışlamayı ve bol nimet vermeyi va‘deder. Allah, lutfu pek geniş olan, her şeyi hakkıyla bilendir.  Bakara 268

Hâsılı kelam fetöist teröristler hırsızlar çetesidir, en başta iman ve ahlak hırsızlarıdır. Onları ehlimizden kabul etmeyerek ve asabiyetten uzak durarak şerlerinden emin olalım inşallah.

Selam ve Sabırla… 08.06.2023

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?