“Türkiye Kazandı” diyebilmek için
Veysi ERKEN
Seçim bitti. Türkiye kazandı diyebilmek ve “Türkiye Yüzyılı” çerçevesinde icraat yapabilmek İçin acil olarak ilke, kural ve bürokrasinin yenilenmesi gerekir.
Seçim öncesinde kalkınma ve değerlerin ihyası için verilen mücadelede “bürokrasi”nin, parti içindeki ehliyetsiz ve sadakatsizlerin nasıl engeller çıkarmaya çalıştıklarına hep beraber şahit olduk.
Hani Akşemsettin'e atfedilen bir söz vardır. “Zafere inanmayanlarla yolları ayırın” diye gerçekten bu söz doğrudur ve gereği yapılmalıdır. Kelimesi kelimesi böyle olmasa bile Aksemsettin’in Fatihe yazdığı mektuptan çıkarabiliriz.
Evet.
İstanbul’un kuşatılması günlerinde netameli günler yaşanmış ve sıkıntılı zamanlar yaşanmıştır.
Seçim dönemi de böyle geçmiş ve bürokrasideki ve partideki münafık fetöist karakterliler yüzünden sıkıntılı zamanlar yaşanmış, meyus olanlar artmıştır.
Buradan hareketle diyorum ki, acilen “Türkiye yüzyılı” ufku çerçevesinde bir “program, kadro ve ilkeler ve kurallar (Anayasa ve kanunlar değişikliği) gerçekleştirilmelidir.”
Bunu yapabilecek imkân vardır. Yeter ki, bu doğrultuda doğru kararlar alınabilsin. Doğru kararlar alınabilmesi için “ülkücü” ve “milli görüşçü” akil insanlara danışılması gerekir. Katkı sağlayabilecek insanımız çoktur. Aksi takdirde zaman israfı olacağı gibi tahribat yüzünden aile ve eğitim alanlarını tamamen kaybederiz. Bu iki alan elden giderse maddi yatırımlar ve ülke de kolay bir şekilde elden gider.
“Türkiye yüzyılı” belgesinde açıklanan “Değerlerin, huzurun ve Gücün” gerçekleşebilmesi için acilen açık anlaşılır ve uygulanabilir bir programın, kadronun ilke ve kuralların ilan edilmesi gerekir. Bunlar yapılmadığı takdirde hüsran devam eder, ailemizi insanımızı eğiterek yok etmeye devam ederiz, müellefe-i kulub durumunda olanları kazanamayız.
Bu gafleti yaşadık mı?
Fazlasıyla yaşadık.
Anayasa’ın 24. Ve 41. Maddelerindeki değişiklik teklifinin nasıl ve kimler tarafından sumen altı edildiğini hep birlikte gördük ve yaşadık. Eğitim alanında her türlü ahlaksızlığı arttıracak ifadelerin ve kuralların programlara nasıl sokuşturulmaya çalışıldığına şahit olduk. Bunların tamamı bürokratlar, vekiller ve kadrolular marifetiyle yapıldı.
Onun için diyorum ki, acilen değerlerimize uygun ilke ve kurallar belirlenmeli ve kanunlaştırılarak yürürlüğe konulması gerekir. Bunlar da ancak gerçekte değerlerimize sahip ve yaşayan inanmış kadrolarla yapılabilir.
Sayın Başkan ve Sayın Devlet hocam.
Akşemsettin’in mektubunu okuyalım ve ibret alalım ki, ülkemize ihanet eden, gevşeklik gösteren, icraatı akamete uğratmaya çalışan insanları kendimizden uzak tutabilelim. Akşemsettin “Şimdi gevşeklik ve ihmal zamanı değildir. Bu gibi durumlarda hemen araştırmaya girişilip kimin böyle bir duruma yol açtığını tespit etmek gerekir. Sonra da mesul olanları derhâl ağır cezalara çarptırıp azl etmek lazımdır. Yoksa kaleye hücum yapıldığında ve hendekler doldurulmaya başlandığında ağır davranırlar. Sizin de bildiğiniz gibi bunların çoğu gönülsüz, zoraki iş ehlidir (yasak Müslüman’ı), Allah için başını ve canını koyacak çok azdır. Bunlar bir menfaat ve ganimet gördüklerinde işe sarılırlar, canlarını dünya için ateşe atarlar. Şimdi sizden ricam odur ki yetkinizi gösterin, emrinizi fiilen icra edin. Bu gibiler için merhameti ve yumuşaklığı az olan kimseyi iş başına getirin, şiddetle ve galiz şekilde hareket etsin.” diye yol gösterir.
Anadolu irfanına sahip olanlara danış ve onları iş başına getirme zamanıdır. Akşemsettin gevşek davrananları, takozları veya başkalarıyla işbirliği yaparak işleri savsaklamaya çalışanları şöyle tanımlar ve uzaklaştırılmalarını talep eder. “o varmayanlar samimi Müslüman değildir, münafık hükmündedir ve kâfirle cehennem azabında beraberlerdir, işaret çıkmıştır. Böylece şiddetle iş yapmak gerekecektir, himmet ediniz, akıbet kırgınlık ve utanmayla sonuçlanmasın. Biliniz ki ferruh ve mansur ve muzaffer olacağız, Allah’ın yardım ve desteğiyle. Gerçi her şey Allah’a aittir, ondan gelir, fakat elinden geldiğince çalışıp çabalamakta eksiklik göstermemek gerekir. Resûlullah’ın ve ashabının yolu budur.”
Özetle hemen şimdi.
Programı ilan etme,
İlke ve kuralları belirleme
Ve.
İnanmış kadroları bulma, atama ve zafere inanmayanlarla yolları ayırma zamanıdır.
Geç kalmak güç kaybetmektir. Belki her şeyi kaybetmektir.
Haydi, Kızılelma’ya Kızılelma’ya diye haykıran inanmış insanlarla yola devam etmeye, dünyaya adil nizam vermeye.
Bilinmelidir ki başarı ve Allah’ın rızasını kazanmak için “doğru adam” yetmez. “Doğru ve inanmış etraf” da gerekli.
Doğru adam”ı ayakta tutacak ve başarılı kılacak doğru “etraf”tır. Bu hakikat unutulmamalıdır.
Selam ve Sabırla… 01.06.2023
Not: Akşemsettin’in mektubu aşağıdaki linklerden okunabilir.
https://istanbultarihi.ist/747-aksemseddinin-fatih-sultan-mehmede-yazdigi-mektup
https://www.gzt.com/derin-tarih/aksemseddinin-fatihe-mektubu-2750666
http://www.mustafaarmagan.com.tr/genel/aksemseddinin-fatihe-mektubu/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?