Zafere
inanmayanlarla Yolları ayırın, Dışa bağımlı olanları atamayın
Veysi ERKEN
Seçim bitti. Türkiye kazandı diyebilmek ve “Türkiye Yüzyılı” çerçevesinde icraat yapabilmek İçin acil olarak ilke, kural ve bürokrasinin yenilenmesi gerekir dedik.
Seçim öncesinde kalkınma ve değerlerin ihyası için verilen mücadelede “bürokrasi”nin, “parti içindeki ehliyetsiz ve sadakatsizlerin” nasıl engeller çıkarmaya çalıştıklarına hep beraber şahit olduk.
Hani Akşemsettin'e atfedilen bir söz vardır. “Zafere inanmayanlarla yolları ayırın” diye gerçekten bu söz doğrudur ve gereği yapılmalıdır dedik. Ancak atamalarda yanlışların olduğunu görüyoruz. Bilhassa dışa bağımlı olduğu dillendirilenlerin bakan ve bürokrat olarak atanması hayra alamet değildir.
Geçmişte Eğitim alanında, ekonomide ve diğer sahalarda her türlü ahlaksızlığı arttıracak ifadelerin ve kuralların programlara nasıl sokuşturulmaya çalışıldığına şahit olduk. Bunların tamamı bürokratlar, vekiller ve kadrolular marifetiyle yapıldı. Yeni dönemde bunun olmaması için dikkatli olması gerekir diye endişelerimizi ifade ediyoruz ve dışarıya bağımlı olabilecek hiçbir kimsenin atanmamasını bekliyoruz.
Unutulmamalıdır ki, netameli günler ancak ehliyetli, sadık ve bağımsız kişilerle aşılır. Geçmişimiz bize bu anlamda ışık tutar, yol gösterir.
Mesela bu gerçekliği Aksemsettin’in Fatihe yazdığı mektuptan çıkarabiliriz.
Evet.
İstanbul’un kuşatılması günlerinde netameli günler olmuş ve sıkıntılı zamanlar yaşanmıştır.
Akşemsettin’in mektubunu okuyalım ve ibret alalım ki, ülkemize ihanet eden, gevşeklik gösteren, icraatı akamete uğratmaya çalışan insanları kendimizden uzak tutabilelim. Akşemsettin “Şimdi gevşeklik ve ihmal zamanı değildir. Bu gibi durumlarda hemen araştırmaya girişilip kimin böyle bir duruma yol açtığını tespit etmek gerekir. Sonra da mesul olanları derhâl ağır cezalara çarptırıp azl etmek lazımdır. Yoksa kaleye hücum yapıldığında ve hendekler doldurulmaya başlandığında ağır davranırlar. Sizin de bildiğiniz gibi bunların çoğu gönülsüz, zoraki iş ehlidir (yasak Müslüman’ı), Allah için başını ve canını koyacak çok azdır. Bunlar bir menfaat ve ganimet gördüklerinde işe sarılırlar, canlarını dünya için ateşe atarlar. Şimdi sizden ricam odur ki yetkinizi gösterin, emrinizi fiilen icra edin. Bu gibiler için merhameti ve yumuşaklığı az olan kimseyi iş başına getirin, şiddetle ve galiz şekilde hareket etsin.” diye yol gösterir.
Şimdi Anadolu irfanına sahip olanlara danış ve onları iş başına getirme zamanıdır. Şaibeli kişilerle yol arkadaşlığı yapma zamanı değildir. Akşemsettin gevşek davrananları, takozları veya başkalarıyla işbirliği yaparak işleri savsaklamaya çalışanları şöyle tanımlar ve uzaklaştırılmalarını talep ediyordu. Bu görüş dikkate alınmalıdır. “o varmayanlar samimi Müslüman değildir, münafık hükmündedir ve kâfirle cehennem azabında beraberlerdir, işaret çıkmıştır. Böylece şiddetle iş yapmak gerekecektir, himmet ediniz, akıbet kırgınlık ve utanmayla sonuçlanmasın. Biliniz ki ferruh ve mansur ve muzaffer olacağız, Allah’ın yardım ve desteğiyle. Gerçi her şey Allah’a aittir, ondan gelir, fakat elinden geldiğince çalışıp çabalamakta eksiklik göstermemek gerekir. Resûlullah’ın ve ashabının yolu budur.”
Özetle hemen şimdi.
İnanmış kadroları bulma, atama ve zafere inanmayanlarla yolları ayırma zamanıdır.
Geç kalmak ve yanlış atamalar güç kaybetmektir. Belki her şeyi kaybetmektir.
Haydi, Kızılelma’ya Kızılelma’ya diye haykıran inanmış insanlarla yola devam etmeye, dünyaya adil nizam vermeye.
Bilinmelidir ki başarı ve Allah’ın rızasını kazanmak için “doğru adam” yetmez. “Doğru ve inanmış etraf” da gerekli.
Doğru adam”ı ayakta tutacak ve başarılı kılacak doğru “etraf”tır. Bu hakikat unutulmamalıdır. Dışarıdan kimse ithal edilmemeli ve görevlendirilmemelidir.
Selam ve Sabırla… 06.06.2023
Not: Akşemsettin’in mektubu aşağıdaki linklerden okunabilir.
https://istanbultarihi.ist/747-aksemseddinin-fatih-sultan-mehmede-yazdigi-mektup
https://www.gzt.com/derin-tarih/aksemseddinin-fatihe-mektubu-2750666
http://www.mustafaarmagan.com.tr/genel/aksemseddinin-fatihe-mektubu/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?