Maaşlardaki Yüzdelik artış yeni “yüz DELİK” demektir
Veysi ERKEN Dr.
6289 sayılı Kanunla, 4688 sayılı Kanunun birçok maddesi ve adı değiştirilerek mevcut Kanun, Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu adıyla 4 Nisan 2012 tarihinde TBMM’de kabul edildi ve yürürlüğe girdi.
Evet,
Güya tarafların görüşleri alınacaktı.
Eğer tarafların görüşü alınıyorsa yetkili sendikalar ve sendikacılar sürekli memur ve memur emeklisinin mağduriyetinin müsebbipleri arasında yer alıyor.
Zira ücret ve maaş düzenlemeleri adalete, hakkaniyete, ülke gerçeklerine ve insani değerlere göre yapılmıyor.
Bilhassa sendika aidatları işveren konumunda olan devlet tarafından ödendiğinden beri sendikaların hak arama işlevleri tamamen bitirilmiş, sendika ağalığı oluşturulmuştur.
Yeni bir” toplu sözleşme görüşmeleri” dönemi başlayacak.
Taraflar ortak bir masa etrafında oturup pasta börek yiyerek ve dahi meşrubat içerek “yüzdelik” pazarlıklar yaparak “yüz DELİK” açacaklar. Mevcut delikleri yama tutmaz hale çevirecekler.
Yüzdelik artışlarla, kök, gövde, dal, ince dal ve yaprak maaşlarda artış yaptık diyecekler. Ücreti yüksek olana daha çok ücret az ücret alana az ücret oyununu beraber oynayacaklar.
Hatta iki yıl aradan sonra zorlu(!) bir o kadar mücadele(!) ve pazarlıkla(!) geçen “TOP”lu sözleşme görüşmeleri” oyununu başarılı bir şekilde oynadık diye ilan edecekler.
Mesela %50 artış sağladık diyecekler.
Peki, bu artış maaşlara nasıl yansıyacak dediğinizde 10,0000 lira maaş alanın maaşına 5.000 lira 100.000 lira maaş alanın maaşına 50.000 demeyecekler.
Gelir makasının daha da açıldığından bahsetmeyecekler.
Tabir yerinde ise zengini daha da zenginleştirdiklerinden, fakiri daha da fakirleştirdiklerinden asla bahsetmeyecekler.
Sadece “Âli menfaat”, “ülkenin gerçekleri” ve “TOP”lu görüşmelerin ne kadar çetin geçtiğinden dem vuracaklar.
Muhtemeldir ki, bu oyunun ne kadar çetin geçtiğini izah babında “hakem Heyeti”nin de devreye girdiğinden de bahsedecekler.
Evet.
Yeni bir kandırma dönemi başlıyor.
Şayet sendikacılar samimi bir şekilde toplu sözleşme görüşmelerine katılacaklarsa asla “yüz DELİK” açacak ve “DELİK”leri kapatmayacak “yüzdelik” artışları kabul etmeyecekler.
Evet, samimilerse yapmaları gereken tek şey şudur.
En az maaşın en fazla 2,5 katı en yüksek maaş olur demeleridir.
Gelirler arasındaki makas ancak bu şekilde daralır.
Misal 10.000 lira taban maaş ise en yüksek maaş 25.000 lira olmalıdır. Bu gerçeklerden hareketle bugün en yüksek 100.000 ise en az maaş 40.000 lira seviyesine çıkarılmalı ve ara düzenlemeler buna göre yapılmalıdır.
Böylece külfet nimet dengesi korunmuş olur.
Bu anlayış hâkim olmadıkça “altta kalanın canı çıksın” uygulaması devam edecek, sendika ağaları ve bürokratlar saltanatlarını devam ettirmeye ve gelirlerini arttırmaya devam etmiş olacaklar.
Kısaca aynı “TOP”lu sözleşme görüşmeleri oyunu sahnelenmiş olacak.
Fiyat artışları, hayat pahalılığı, yoksulluğun artışı hiç dikkate alınmayacak. 10000 TL alan bir kişinin maaşında yüzde ellilik artış ile maaşının 15000 liraya, 100.000 TL alan kişinin maaşında yüzde ellilik artışla maaşının 150.000 liraya yükseleceği asla gündeme gelmeyecek. https://www.youtube.com/watch?v=8BFl-7vpS9w
Ücret ve gelir makasının alabildiğine açıldığı, yaraların ve DELİKlerin kapanamayacak hale dönüştüğü gerçeği asla gündemde yerini bulmayacak.
Velhasıl “biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar” anlayışı şen şakrak bir şekilde devam edecek.
Tabii ki, hep “âli menfaat” teraneleri ile bu devran sürülecek.
Etkili ve yetkililere TOPlu görüşmelere katılacak sendikacılara, bürokratlara “Adalet” bu işin neresinde diye soracak olursak muhtemeldir ki alacağımız cevap ahrette olacaktır.
Evet.
“TOP”lu sözleşme görüşmeleri ile ilgili yazılacak ve yapılacak epey teklifler vardır. Yazmaya değmez. Zira yazılarımız pelesenk oldu dillerde.
Çünkü mevcut anlayışta dikkate alınmayacağını biliyorum.
Çünkü karar ve yetki sahibi olanlar hep kendi çıkarlarını, menfaatlerini düşünürler.
Bilen bilir.
Bu konuda doksanlı yıllardan beri yazıyorum ve tekliflerde bulunuyorum. En az kırk yıldır yazıyorum
Defalarca sendikacılarla görüştüm.
Söyledikleri bir tek şey vardır.
Aynı teraneler. Çok çetin pazarlıklar yaptık.
Kök, gövde, ana dal, yan dal ve yaprak dal maaşlarında yüzdelik artış yaptık. Tabii ki, bu artışlar yeterli değil iki sene sonra tekrar oyun masasına oturacağız. O zaman daha çetin oyun oynayacağız ve yine yüzdelik artışlar sağlayacağız. Tabii ki, bu artışlar üst gelirlilere yarayacak.
Bundan daha fazla ne yapılabilir. Bizler çok iyi(!) niyetli bir şekilde makamlarımıza kurulmuş, makam arabalarımızla yol kat ederek pazarlık yapıyoruz.
Bu zahmeti sizin adınıza çekiyoruz.
Ama sizi memnun edemiyoruz.
Utanmasalar sizi gidi nankörler diyecekler.
Hâlbuki Hz. Muhammed Mustafa s.a.v. “çalışanın hakkını alın teri kurumadan veriniz” diyordu.
Bu emri kendileri için anlıyorlar herhalde.
Yüzdelik ve anlamsız artışlar için ter döküyorlarmış anlaşılan. Yüz DELİK açmak için.
Selam ve Sabırla… 01.08.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?