Devletin Adamı mı, Milletin Adamı mı?
Veysi ERKEN Dr.
Mahalli Seçimlere az bir zaman kaldı. Politika pazarında o devlet adamı lafı piyasada. Tezgâhçılar tezgâhlarını kurmaya başladı.
Moğollar ekibi bunları iyi tarif etti aslında.
“Sanki onlar hancı
Halkına yabancı
Biz ise kiracıyız da
Evden atmalı
Birisi oy peşinde
Öteki rant işinde
Kıyamet değilse bile
Bir şey kopmalı
Bir şey yapmalı hey
Bir şey yapmalı!”
Evet, bu tariften hareketle hiç hazzetmediğim kavramlardan birisidir “devlet adamı”
Hele hele bir pazarlama taktiği olarak kullanılması üzerinde ayrıca durulması gereken bir konu.
Çünkü yönetimde görevi başında olanlar değil de palazlandırılarak milletin başına bela edilenler kast ediliyor “devlet adamı” sözüyle.
Seçimlerden hemen önce yerli görünümlü yabancıları basınının malum kalemşorları falan iyi bir “devlet adamı”dır tarzındaki teraneleri gırla gitmeye başladı.
Neymiş efendim tecrübesi varmış. İyi bar sanayici, iyi bir tüccar, iyi bir futbolcu, iyi bir aktör vs. Kısaca iyi bir “devlet tecrübesi” varmış.
Yetti artık. Bu millet kanmamalıdır.
Bilinmelidirler ki, bu adamlar “milletin adamı” değiller.
Karanlık mahfilerin adamları ve derinlerin uzantıları olsa gerektir.
İşte bu sebeple “devlet adamı”nı duyduğumda irkiliyorum.
Devlet adamı diye takdim edilen ve pazarlananların icraatlarına baktığımızda gerçekten halktan kopuk olduklarını, milletin adamı olmadıklarını görüyoruz.
İster siyasette, ister bürokraside veya bir başka sahada olsun “devlet adam”ları hep halkın başına iş açmışlardır.
Halkına yabancı duruş sergilemişlerdir.
İyi bildiğim sahaların birinden misal vereyim.
Üniversitelerde çalışanlar bunu yakından bilir.
“Devlet adamı” olan rektörler hem öğrencilere hem de öğretim elemanlarına yabancı davranmışlardır.
Tabii ki, aynı tecrübem politik sahada da geçerlidir ve “devlet adamı” tabirinin millete ve halka yabancılığını iyi bilirim.
Bu sebepledir ki, benim tercihim hep milletin ve halkın adamlığından yana olmuştur.
“Milletin adamı” milletin sofrasında oturmaktan gocunmaz. Milletin derdiyle dertlenir. Milletle sokakta yürümesini bilir.
Seçimlerden sonra milletten kopmaz, kapısı, gönlü millete açık olur.
Seçimler yaklaştıkça “Milletin Adamları”nın yolu bir daha halka yabancı “devlet adamları” marifetiyle kesilmek isteniyor.
Millet olarak uyanık olmak durumundayız.
Siyasette, ticarette, sanayide, bürokraside, medyada, kısaca her yerdeki “devlet Adamları”nı teşhis, teşhir ve hayatımızdan uzaklaştırmak durumundayız.
Bunu yapıp bunların zararlarını ortadan kaldıramazsak beş yılda bir oy verip “oy”, “oy”, “of” “of” demekten kurtulamayız.
Kaybolan yıllara kaybolacak yılları eklemek istemiyorsak gelin elbirliği ile “derin yazarlar”ın “ ”devlet adamı” pazarlamasını boşa çıkaralım.
Milletin adamlarının adaylığına yer vermeyen partileri hayatımızdan çıkaralım.
Selam ve Sabırla… 28.11.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?