17 Ocak 2024 Çarşamba

Kavramların Esiri Çağdaş Bedeviler

 Kavramların Esiri Çağdaş Bedeviler

Veysi ERKEN Dr.

İnsanın fıtratı icabı yeni “şey”leri icadı söz konusudur. İnsanın bu niteliği, onu diğer “mahlûk”lardan farklılaştırmıştır.

İnsanın icat ettiği veya öğrendiği “şey”lerden birisi de kavramlardır. Çünkü insana “eşya”nın yani şeylerin isimleri öğretilmiştir ve bu öğretilme ile icat yapabilmektedir. Öğreten (Allah) “eşya”nın isimlerini kodlamış ve insan onları bulmakla meşgul edilmiştir.

Eşya’nın isimlerini bulma bazen bulunulanın putlaştırılmasına kadar uzanır. Meşhur sözdür. “Kendi yapar, kendi tapar” İnsanoğlu bulduğu isimleri kavramlaştırarak hayatını devam ettirir ve bazen bu kavramlara tapar hale gelir.

Esasında insan kavramlara esir olmamalı, bir başka ifadeyle “put” kırıcılığı görevini yerine getirmelidir. Böyle bir görev gelişimin önünü açar. Aksi takdirde “kavram”ların mahkûmu oluruz.

Ülkemizde mahkûmu olduğumuz kavramlardan bazıları “çağdaş, “uygarlık”, “uygar”, “irtica” biçiminde sıralanabilir. Bu kavramlara kendini hapsedenlerin zihinlerinin dumura uğradığını hep birlikte müşahede etmekteyiz.

Medya denilen ucube “beyni” ve “zihni” dumura uğramış/ uğratılmış ve kavramın esiri olmuş iki ayaklılarla doludur.

Bazen farkında olmadan zihnimizi bazı kavramlara mahkûm ettirmeye çalışırlar ve analizci kafaya sahip olmayanlar bu zokayı yutarlar.

Bize yutturulan kavramlardan bazıları da “İslamcı”, “Ilımlı İslam”, “Radikal”, “Fundamentalist”tir.

Bu kavramları zihnimizde putlaştıranların hedefi ve amacı gayet açıktır. İslamî kavramlara dayalı hayatı tahrip etmektir. Üzülerek belirtmeliyim ki, bu zokayı yutanların sayısı küçümsenmeyecek kadar çoktur.

Her neyse…

Konumuza dönelim. Esasında, kavramlar insanlar için gereklidir. Ama onların esiri olunmadan.
Medeniyet kavramı da diğer kavramlar gibi bize lazımdır ve doğru kullanılmalıdır. Batılıların “sivil” kavramına tekabül eden “medeniyet” hem şehirliliği, hem de askeri olmayanı ifade eder.

Bedevilikten kurtulamayan, bir başka ifade ile zihnen şehirleşemeyen ve sivilleşemeyen milyonlarca insanımızın varlığını hepimiz görüyoruz.

Sıkıştıkça “askeri” mantığa sarılan milyonlarca sivil görünümlü birey vardır. Bunların birer bedevi olduğunu, kendilerine “çağdaş”, “uygar” vs. sıfatları yakıştırmalarının onları medenileştiremediğini ifade etmek durumundayız.

Zihinleri “badiye”de olan bu tür “mahlûk”ları, medya’da, bürokrasi’de, ticari ve sınaî alanda görmek mümkündür.

Ürettikleri veya ithal ettikleri kavramların esiri olup bedevilikten kurtulamayan bu mahlûkların iç yüzünü topluma anlatmak her medeninin görevidir.

Ergenekonlardan çıkış ve kurtulmanın yoludur.

Bedevilerden kurtulmanın başka yolu yoktur. Umulur ki, batının papazlığına soyunan bu bedevi “mahlûk”lar deşifre edilsin. Aksi takdirde bunların zararı giderilemez.

Her medeniyi göreve çağırıyorum.

Selam ve Sabırla… 26.08.2008 tarihinde yayınlanmış idi.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?