22 Şubat 2024 Perşembe

Cumhuriyeti Kutlayanların Ekseriyeti

 Cumhuriyeti Kutlayanların Ekseriyeti

Veysi ERKEN Dr.

Her kutlamada aynı manzaralar.

Balolar, israflar, sefih davranışlar vd.

Merak ediyorum.

Topraklarımızı ve vatanımızı düşmanın çizmesinden kurtarmak, özgür kalabilmek ve din-i mubin olan İslâm’ı yaşamak için canını, malını, hayatını ortaya koyanlar mezarlarından kalkabilseler devleti sahiplenenlerin sefih davranışlarını ve milletin örtülü torunlarına/İslam’ı hakkıyla yaşamaya çalışan nesle yapılan muameleler karşısında ne yaparlardı.

Eminim ki, aklı başında olan her torunun merak ettiği bir husustur. Kanaatime göre Fransız’a, İngiliz’e, Yunanlıya yaptıklarını yapardı.

Akif’in dediği gibi namusunu çiğnetmeyecek ve kovacaktı. Merhum Akif;

Asım’ın nesli… diyordum ya… Nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi nâmusunu , çiğnetmeyecek.

Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…

 O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar …” olduğunu gösterecekti.

Ya bugün

Cumhuriyeti kuran nesille cumhuriyeti kutlayanların nesillerin ekseriyeti arasında uyuşmazlık olduğu kesindir. Yüz seksen derecelik bir zıtlık.

Hars’ta, inançta ve yaşayışta uyuşmazlık acaba kandan mı, terbiye ediş ve terbiyesizliği hâkim kılmaktan mı kaynaklanıyor? Bunun cevabı bellidir, ama dillendirilmiyor. Uyuşmazlık ve zıtlık olduğu kesin.

Uyuşmazlık ve zıtlık konusu beni lise dönemindeki hatıralarıma götürdü.

Gaziantep’i görenler ve orada yaşayanlar bilirler ki, şehitlerin hatırasına dikilmiş bir anıt var. Bir gün şehitler abidesinin yanından geçerken dilenciye benzeyen bir ihtiyarla karşılaştım, Annemin tembihi ve yetiştirmesiyle imkânım varsa benden fakir olanlara yardım etmeye çalışırım. Bu okul öncesi dönemde bana kazandırılan bir davranış. Annem sürekli “merhamet etmeyene merhamet edilmez” sözünü bize tekrarlardı hadis olduğunu bilmeden,

Evet.

Merhamet duygularım kabarmış ve ihtiyar amcaya yardımcı olmaya karar verdim. Tabi ki, bir öğrencinin yapabileceği kadar.

İhtiyar amca duygularımı fark etmiş olacak ki, şuraya yanıma bir otur, beni dinle dedi.

Gayrı ihtiyari ihtiyar amcanın yanına oturdum. Durumumu sorduktan ve Gaziantep Lisesinin ikinci sınıfında yatılı okuduğumu öğrendikten sonra anlatmaya başladı.

İlk sözü ben dilenci değilim oldu.

Ben bir savaş gazisiyim, Savaşa gitmeden önce ailece durumumuz iyi idi pek çok aile gibi, Şahin bey, Şehit Kamil gibi biz de silaha sarıldık,

Kimimiz şehitlik şerbetini içti, kimimiz gazi olarak geri döndük, Özellikle geri dönenlerimiz için dönüş bir yıkım oldu. Şehit olanlar kurtuldu.

Bizler evimize dönemedik, çoğumuzun evleri, arazileri hatta söylemek istemediğim değerleri savaş kaçkınları ve Müslüman kılıklı gayrı Müslimler tarafından işgal edildi,

Geriye gördüğün pejmürdelik kaldı. Ben burayı ziyaret ederek benimle çarpışan arkadaşlarımı ve geçmişimi yâd ediyorum,

Sizin gibilerin pek çoğu yani gençlerin ekseriyeti halimizi anlamaz, hatırımızı sormaz.

Senin gibi bize yardım etmek isteyenler çok az.

Ağlamamak için kendimi tutamadım.

Çok ağladım o çocuk halimle. Zira ben bir şehit ve gazi torunuydum. Üstelik yetim ve Antepli değildim.

İhtiyar amcanın anlattıkları beni derinden sarsmıştı. Yeri geldiğinde gönüldaşlarımla paylaştım.

Esasında geçmişimizi hiç unutmamalıydık.

Hele hele nizam-ı âlem ülküsüne sahip olduğunu iddia edenler hiçbir zaman unutmamalıydı. İbret almalıydı geçmişinden.

Mahvedilen nesiller, yıkılan hayatlar, düşmana benzetilen nesiller anlatılmalıydı gençlere.

Cumhuriyet bu duygularla anlatılmalıydı.

Beraber ve aynı safta ikindi namazını edâ ederek ayrıldım ihtiyar delikanlıdan. O değerleri için savaşmış ve gazi olmuştu. Yaşayışı değerlerine uygundu.

Merak ediyorum bugün değerlerimizi tahrip ederek Cumhuriyeti kutlayanların ekseriyeti acaba savaş kaçkınlarının torunları mı? Sabetayistler ve gayrı Müslimler mi?

Hem de batı/batılların yaşayışıyla.

Dini mubin olan İslam’a ve değerlerimize olan kin ve düşmanlıklarının temelinde ne var da cumhuriyeti batıllar gibi kutluyorlar?

Bilenler insaniyet namına bize bildirsin ki, olanı biteni anlayalım. 05.11.2006”

Selam ve Sabırla… 22.02.2024

           

Not: Öğrenmek ve bilmek isteyenler, Bir Nesli Nasıl mahvettiler, Pervaneler, Kolejli Nereye? ve Yılbaşı Çavuşu isimli çalışmaları ve benzerlerini okumalıdır. Yazı az değişikle tekrar yayınlanmaktadır. Maalesef tahribat artmakta nesiller batıllaşmaktadır.        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?