18 Mart 2024 Pazartesi

Gazze’den Çanakkale’ye Çanakkale’den Gazze’ye Ümmetin Namusu

 Gazze’den Çanakkale’ye Çanakkale’den Gazze’ye Ümmetin Namusu

Veysi ERKEN Dr.

Çanakkale muharebeleri ümmetin namusuydu, şuuruydu.

Birlik ve tevhidin nişanesidir ÇANAKKALE muharebeleri.

Çanakkale şehitliği bunun şahididir.

Vatan olan Osmanlı topraklarının her yerinden gelenlerin, İslam için savaşanların, Şehit veya gazi olanların yeridir.

Siyonist haçlı ordularının denize ve karaya gömüldüğü yerdir.

Çanakkale sıradan bir yer değildir.

Zaferi küçük değildir.

İngilizleri finanse eden, oluşturdukları ve adına Katır birliği denilen birlikleriyle Siyonistlerin destekledikleri Haçlı ordularının süpürüldüğü yerdir Çanakkale.

Dün ümmetin namusu için Çanakkale’de olan Filistinlilerin, Gazze’lilerin, Kudüslülerin yanında olmalıyız ki, ÜMMETİN namusuna halel gelmesin, namus çiğnenmesin, daha fazla yıkım olmasın, insan ölmesin ve Siyonist haçlı anlayışı yok olsun, tarihe gömülsün.

Gazze’de olmalıyız ki KATIR birliğini oluşturan zihniyet sahipleriyle (İngiliz-A.B.D ve topyekûn batıllar) birlikte yok olsun, ÜMMET dirilsin

Unutmayın Siyonistlerin KİNleri DİNleridir.

“Siyonistler Birinci Dünya Savaşı'nda Filistin topraklarında bir devlet kurmak için Osmanlı Devleti'ne karşı çarpıştı. 'Siyon Katır Birliği' adı altında gönüllü birlik kuran Siyonistler, İngiltere safına katılarak Çanakkale Cephesi'nde de savaştı. 2014 yılında Netanyahu bu birliğin komutanının mezarını ABD'den İsrail'e getirerek yeniden defnettirdi.” https://www.youtube.com/watch?v=WzbJBPzJkdQ ifadesi bile bunu anlatmaya yeter.

Evet.

Onun için diyoruz ki, Gazze, Kudüs Türkistan,  Filistin, vatanımızdır. İslam ve mazlum ümmetlerin namusu ve şerefidir.

Dün Çanakkale’de olduğu gibi namusu, şerefi, izzeti, Vatanı ve toprak bütünlüğünü savunmak imandandır.

Bu bir iman meselesidir.

“İman varsa imkân vardır”

İslami anlamda imanı olan namuslu, şerefli ve izzetlidir ve bunları korumakla mükelleftir.

İçimizdeki Siyonist haçlı haydutlarının uşaklarına, maşalarına, KATIR birliklerine, magandalarına, hile ve desiselerine rağmen Filistin ve Kudüs, Türkistan gibi vatanımızdır, toprağımızdır, namusumuzdur, şerefimizdir ve ecdadımızın mirasıdır diye sahip çıkmak mecburiyetindeyiz ve alçakların, KATIR birliklerinin oyunlarını bozmakla mükellefiz.

Çanakkale’de olduğu gibi GAZZE’ DE de namusumuzu ve şerefimizi kirletmemekle mükellefiz.

Siyonist haçlı zihniyetinin piyonları olan İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve bilumum ihanet şebekelerinin işgal ettikleri, katliam gerçekleştirdikleri topraklarımızdan nasıl çıkarmışsak GAZZE’den, Kudüs’ten, Filistin’den onları çıkarmak ve fitneyi durdurmakla mükellefiz, mecburuz.

Ayette Onları yakaladığınız yerde öldürün; sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne öldürmekten daha kötüdür. Bakara-191” buyurur Rabbulalemin.

Dün Osmanlı coğrafyasında sürdürülen katliam ve soykırımlar bugün toprağımız ve vatanımız olan Gazze’de sürdürülüyor ve zulüm yaşatılıyor. Masumlar, bebekler katlediliyor, aç susuz ve ilaçsız bırakılıyor, tepelerine bomba yağdırılıyor.

Dün Çanakkale’de, Yemen’de, Türkistan’da olduğu gibi bugün de GAZZE’de, Kudüs’te namuslular ve şerefliler izzetlerini korumakla görevlidirler. Aksini düşünenler namussuz, şerefsiz ve Siyonist haçlının uşağıdırlar.

Bu vahşet karşısında şerefli ve namuslu olanlar susmamalıdır.

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu "Ninnilerle uyutulması gereken bebeklerin, silahlarla susturulduğu bir dünyada susmak alçaklıktır!" diyordu.

Hamas terörü ve militanları diyen içimizdeki soysuz Siyonist uşaklarına rağmen susan alçaklardan olmayacağız.

Gazze’yi ve topyekûn Filistin'i, Doğu Türkistan’ı sahipleneceğiz, sahiplenmek mecburiyetindeyiz. Çünkü oralar bizden hile ve desiselerle çalınmış vatanımızdır, Ecdat yadigârı ve mirası, vatanımızın parçasıdır.

Devlet Bahçelinin çağrısına uyulmalı ve hemen vatanımızın parçası olan Filistin’e hemen sahip çıkılmalı ve vahşet durdurulmalıdır.

Devlet Bahçeli “Türkiye süratle devreye girmeli, tarihi, insani ve inanç sorumluluğunun gereği her neyse yapmalıdır. Gazze’yi koruma ve kollama misyonunu üstlenmek bize ecdadımızın mirasıdır.

Türkiye Cumhuriyeti, Gazze’yi yüzü gülen çocukların şehri, kardeşlerimizin huzur ve güven içinde yaşayacağı bir İslam beldesi yapmaya hazırdır, buna da and olsun, hamd olsun muktedirdir” diyor.

Aynı çağrıyı tekrar ediyor ve gitmeyen namerttir, katılmayan kaçaktır.

Çanakkale’de olduğu gibi izzetimizi, şeref ve namusumuzu muhafaza etmek için her yol, imkân ve yöntemle bir an önce gitmeliyiz, işgali ve soykırımı durdurmalıyız, soysuzlara, katillere gereken dersi vermeliyiz.

Hâsılı kelam; “İslam miraçtır, ülkü sancaktır, bu davadan dönen alçaktır” diyoruz ve gereğini bekliyoruz.

Dün olduğu gibi şimdi vatanımızı sahiplenme, şeref ve namusumuzu çiğnetmeme zamanıdır.

Unutulmamalıdır ki Siyonist haçlılar bu vahşeti ve zulmü Anadolu’ya, Kıbrıs’a ve dünyanın bütün mazlum coğrafyalarına sıçratma gayretindedir

Kısaca, savunma hatlarımız Edirne’den Ardahan’a, Hatay’dan Sinop’a kadar olan bir coğrafyadan ibaret değildir, savunma hatlarımız gönül coğrafyamızın sınırlarıdır.

Bilinmelidir ki, İ’lay-ı Kelimetullah için nizâm-ı Âlem davasını unutan, vatanını sahiplenmekten kaçınan haysiyetini, şerefini, izzetini, namusunu ve vatanını kaybeder.

Bizler unutanlardan olmayacağız biiznillah. Çanakkale’yi, Kut’ul-Amare’yi savunduğumuz ve sahiplendiğimiz gibi GAZZE’yi, Kudüs’ü sahipleneceğiz.

Nasrun minallah ve fethun karib”

Selam ve Sabırla…18.03.2024

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?