İSRAFTAN TASARRUF mu?
Veysi ERKEN Dr.
Yönetme gücünü elinde bulunduranların samimiyetinden hep şüphe etmişimdir.
Bunun nedeni o makamlara oturmadan önceki halleri ile sonradan yaşadıkları değişimdir.
Genel anlamda yönetenler kendilerine “hak” olarak gördüklerini yönetilenlere görmemekle kalmaz, yönetilenlere her olumsuzu “müstahak” olarak görür.
İsraf da tasarruf da bu konulardan biridir.
İster seçilmiş ister atanmış olarak fark etmez. Onlar her şeyi israf edebilirler. Tasarruf onlar için geçerli değildir. Tasarrufu yönetilenlerden ve az gelirlilerden beklerler. Vergiyi tabana yayıyoruz diye fakirden alıp zengine ikram ederler.
Bu bir olay değil “olgu”dur ve hep sürer gider.
Makam araçları, yüksek ücretler, maaşlar, lojmanlar, sosyal tesisler, kokteyller, davetler vs. hep yöneticiler için mubah yönetilenler için günahtır.
Bazen sorarım. Davetler, kokteyllerin masrafları kesenizden mi karşılanıyor.
El-cevap sükûttur.
Tabii ki tasarruf değil, israf yöneticiler için sadece maddi konularda değil zaman ve maddi olmayan konularda da geçerlidir.
İsraf yöneticiler için mubah, yönetilenler için haramdır, günahtır. Tasarruf yönetilenlerden beklenmelidir.
Bunları niye yazıyorum.
Yeni açıklamalar yapılmış “tasarruf tedbirleri” ile ilgili kanun çıkarılacak, düzenlemeler yapılacak ve vergiler tabana yayılacakmış.
İslami ilkeler esas alınmadıkça yapılan açıklamalar ve uygulamalar bir kandırmacadan ibarettir. Bu gerçek unutulmamalıdır.
Tıpkı maaşlardaki artış oranları gibi.
Yüzdelik artışlar daima az gelirlilerin daha da fakirleşmesine, zengin, gelirleri yüksek olanların zenginliklerine zenginlik kattığı gibidir.
Onun için İsraf-tasarruf konusunda merhum Abdurrahim Karakoç ifadesiyle aykırı vasiyette bulunuyorum. Merhum ağabeyimiz Abdurrahim Karakoç’un nasihatini sizlerle paylaşıyorum.
“AYKIRI NASİHAT
Kültür bakanlığı “İsrafı önleme, tasarrufa çağrı” konulu bir şiir yarışması açtığını duyurdu. Ben bu çağrıyı yarışma dışı ve erken yazılmış şiirimle kapıyı aralamak istedim.
Ey
ahali! Ey millet! Memur, işçi, amele
Vekâletten ferman var, dinleyin, duyun hele!..
Baba, ana, kız, oğlan tutuştunuz el ele
Çorba çay niyetine
terkos suyu içtiniz
Hem tasarruf yapınız, hem israftan kaçınız (?)
Asgari
ücretleri çar-çur etmeyin sakın
Ya üç-beş şirket kurun, ya bankaya bırakın
Aman erken ölmeyin, yonca biçimi yakın
Soğan-ekmek bulunca
sevininiz, uçunuz
Hem tasarruf yapınız, hem israftan kaçınız?
Siz
çalışın, kazanın; bürokratlar savursun
Milletlerin vekilleri viski, şarap devirsin
Güdücüler ülkeyi soysun kuşa çevirsin
Soygun, vurgun,
talanı hiç görmeden göçünüz
Hem tasarruf yapınız, hem israftan kaçınız (?)
Dört
kişiye tek papuç yeter de artar bile
Beyin hakkı saltanat, kölenin hakkı çile
Koklayarak yaşayın katıksız somun ile
Değiş-tokuş kullanın
bir gömleği üçünüz
Hem tasarruf yapınız, hem israftan kaçınız(?)
Köşeyi
dönen dönsün. karışmayın, size ne
İşsizlere iş çıktı, destek olun düzene
Şükran minnet borcu var ezilenin ezene
Bu borcu ifa edin,
ağarsa da saçınız
Hem tasarruf yapınız, hem israftan kaçınız (?)
Güçlü
çoban ikiyse, tutarsın birini
Yürek-beyin çok gelir; atarsın birini
İki böbreğiniz var. satarsınız birini
İş çok!... İşi
bilmemek günahınız, suçunuz
Hem tasarruf yapınız, hem israftan kaçınız (?)
“Tasarruf
yapın” diyor irade-i şahane
“İsraf etmeyin” demiş, istenilen daha ne?
Emre uyacaksınız, bahane yok... bakhane!..
Bağırın, alkışlayın,
rahatlasın içiniz
Hem tasarruf yapınız, hem israftan kaçınız (?)
Yukarıda
şölen var, şölene masraf gerek
Kurnazlar pay bölüşür, budalaya laf gerek
Vatandaş dilsiz gerek, sağmal gerek, saf gerek
Hasırdan yama vurun,
görünmesin kıçınız
Hem tasarruf yapınız, hem israftan kaçınız (?)
Ev
yaptırmak israftır, çocuk okutmak günah
Yağa dokunmak günah, şekeri tutmak günah
Giyinmek cinayettir, yemek ve yutmak günah
Deli Dumrul köprüsü boş kalmasın, geçiniz
Hem tasarruf yapınız, hem israftan kaçınız (?)
Siz
israftan kaçın ki, çoğu villa, kat atsın
Birileri Jaguar, birileri yat alsın
Kimisi melez yosma, kimisi safkan at alsın
Çıkartınız baklayı,
ağzınızı açınız
Hem tasarruf yapınız, hem israftan kaçınız. 18.01.1990”
Selam ve Sabırla… 20.04.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?