Kendimizi Kendi Elimizle Tehlikeye Atmak ve Zalimlere Meyletmek
Veysi ERKEN Dr.
İnsanlar kendilerini kendi elleriyle tehlikeye atar mı?
Elbette atabilir ve atıyor.
İnsanoğlu, Şeytanın adımlarını takip ederek ve zalimlere meylederek kendini kendi eliyle tehlikeye atabiliyor, atıyor.
Ayette; “Allah yolunda harcama/infak yapın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin, kuşkusuz Allah iyilik edenleri sever. Bakara-195” buyrulur ve şu şekilde tefsir edilir veya edilebilir. “İnsanın sahip olduğu maddî imkânlardan kendine Allah’ın hoşnutluğunu ve âhiret mutluluğunu kazandıracak hayır yollarına harcamada bulunmasını, Kur’anî kavramla infakta bulunmasını emretmektedir. Müslüman âlimlerce ve İslâm medeniyeti tarihinde, böyle bir niyete dayanması şartıyla ülkenin savunulması, hac hizmetleri, yoksulların desteklenmesi; okul, cami, yol, köprü, çeşme, bakımevleri gibi toplumsal hizmet ve hayır müesseselerinin kurulması ve güçlendirilmesi, hatta tabiatın korunup geliştirilmesine kadar çok çeşitli hizmetler için yapılan her türlü harcama Allah yolunda harcama sayılmıştır (ayrıca bk. âyet 254). Savunma ve diğer hizmetler için yapılan harcamalar hem harcama yapanın dinî hayatını hem de ülkenin ve toplumun güvenliğini geliştirmesi ve güçlendirmesi için son derece gerekli olduğundan âyetin devamında “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın” buyrulmak suretiyle bir bakıma, cimrilik yaparak bu tür harcamalardan kaçınmanın Müslüman toplumlar ve bireyler için tehlike teşkil ettiği haber verilmiş; âyetin sonunda bir defa daha Müslümanlar iyilik etmeye çağrılarak Allah’ın iyilik edenleri sevdiği müjdesi verilmiştir.” https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Bakara-suresi/202/195-ayet-tefsiri
İnsanın kendini tehlikeye atmasının belirtilerinden birisinin cimrilik olduğu, infaktan kaçınma şeklinde tecelli ettiği belirtilmiş ve bir başka ayette de şu şekilde izah edilmiştir. “Ey iman edenler! Alım satım, dostluk ve aracılığın olmadığı bir gün gelip çatmadan Allah’ın size verdiklerinden O’nun için harcama/infak yapın. Kâfirler zalimlerin ta kendileridir. Bakara-254” “Allah için harcama” şeklinde çevirdiğimiz infak “O’nun rızâsı dışında bir karşılık beklemeden harcamak” demektir. Bu ibadet maksadıyla ve usulüne uygun olarak yapılırsa zekât olur, sadaka olur, kurban olur; aile ve akrabaya yönelik olursa nafaka olur. Hâsılı burada infak geniş mânada kullanılmış, yalnızca savaşa gidenlere veya yoksullara yapılacak harcama ve yardım kastedilmemiştir.
Âhirette kulların amel defterleri dolu olursa (dünyada iken ibadet ve infak yapmış olurlarsa) o amellerin (geçer akçelerin) alacağı değerli şeyleri alırlar. Amel defterleri boş olursa dostluk ve şefaatle işlerini yürütemez, ihtiyaçlarını gideremezler. Çünkü orada aracılık ve şefaat Allah’ın iznine bağlıdır, özel durumlara mahsustur ve ortada adalet terazisi (mîzân) vardır. https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Bakara-suresi/261/254-ayet-tefsiri
Kişilerin ve toplumların kendilerini tehlikeye atmaları sadece cimrilik ve infaktan kaçınma ile sınırlı değildir elbette. Zalimlere meyletme de kişilerin ve toplumların kendilerini tehlikeye atmalarını ifade eder. “Zalimlerin yanında olmayın; sonra ateş sizi de yakar. Allah’tan başka dostlarınız olmadığına göre bir yerden yardım da göremezsiniz! Hûd-113”
“Zulüm, “din ve ahlâk kanunlarıyla belirlenen sınırları aşmak, adalet, hakkaniyet ve eşitlik ilkelerine aykırı davranmak” demektir. Kur’an’da zulüm, biri itikad diğeri ahlâk alanlarıyla ilgili olmak üzere iki ayrı anlamda kullanılmaktadır. Birinci alanda genellikle “şirk, inkâr, günahkârlık, Allah’ın koyduğu kuralları, sınırları çiğneme ve aşma” mânalarını ifade eder. Buna göre şirk büyük bir zulümdür (Lokmân 31/13); Allah’ın kanunlarını çiğneyenler zalimlerdir; kâfirler zalimlerin kendileridir (Bakara 2/229, 254). Ahlâk alanında ise “haddi aşmak, başkasının hakkını ihlâl etmek, başkasına zarar vermek” anlamını ifade eder. Bu davranışları sergileyene de zalim denir. Yüce Allah, zulmün her türlüsünü haram kılmış, Müslüman-kâfir ayırımı yapmaksızın zalimlere eğilim gösterilmemesini, yaptıkları kötülüklerin hoş karşılanmamasını ve onların yanında yer alınmamasını emretmiştir. İslâm’ın genel bir kuralı olarak Allah ve resulünün emrine uygun davranmayan kimsenin yanında yer alınmaz ve böyle bir âmirin dahi emrine itaat edilmez (Buhârî, “Ahkâm”, 4, “Megāzî”, 59). https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/H%C3%BBd-suresi/1586/113-ayet-tefsiri
Hâsılı kelam günümüzde devam eden zulümleri görmezlikten gelmek zalimlerin yanında yer almayı ve kendimizi tehlikeye atmayı ifade eder.
Tehlikeden ve yok olmaktan kaçınmak için zalim Siyonist haçlı zihniyetinden ve şürekâsından fersah fersah uzak durmak ve onlarla mücadele ederek engellemeye çalışmak ahlakî bir duruş ve İslami bir gerekliliktir.
Selam ve Sabırla…23.05.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?