Uluslararası Hukuk mu Dediniz? DTÖ, DSÖ, UCM, UAD ne işe yarar?
Veysi ERKEN Dr.
Toplumlar hep “uluslararası hukuk” ve “uluslararası toplum” laflarıyla aldatılıyor, uyutuluyor ve yok ediliyor.
Uluslar arası hukuksuzluk Bir(LEŞ)miş (M)illetler teşkilatının kuruluşundan hatta dava öncesinden beri var diyebiliriz.
Uluslar arası hukuk denilen kanunlar, ilkeler, kurallar zorbaların, bilhassa ABD, İngiltere denilen haydutların dayattığı kurallardan başka bir şey değildir.
İhtilaflarda, ticarette, sanayide, sağlıkta, eğitimde, adalette, cezada kısaca her alanda cari olan ve cari kılınmak istenen kurallar zorbaların hazırladıkları kanunlar ve hukuk diye dayattıkları melanetlerdir.
Falan ülke ile ticaret yapamazsınız, madenlerini işletemezsiniz, devletleri tanıyamazsınız, yargılayamazsınız, tek başıma red ederim, katliamlar, soykırımlar, vahşetler, işgaller sürsün anlayışı ve kuralları dayatmanın, zorbalığın en belirgin kurallarıdır.
Hüseyin Çağrı Çorlu Bey’i dinlerken bir daha hukuksuzluğu anlamış oldum. Bir Kitap Bir Yazar” programında “Dünya Ticaret Örgütü Hukuku” isimli kitabını, nasıl ve hangi gerekçelerle ve yolculuğunu tanıttı.
Kitap çalışması güzel, faydalıdır.
Ama işin özü şu ve bizleri bilgilendirdi.
Dünya Ticaret Örgütünün ilke ve kurallarını esasında ABD, İngiltere ve şürekâsı belirledi ve ülkelere dayattı, dayatmaya devam ediyor, işine gelmediğinde reddediyor ve dünya seyrediyor.
Tabii ki dayatma sadece DTÖ ile sınırlı değildir.
Dünya Sağlık Örgütünün dayatmaları, salgın dönemi diye yutturdukları devirdeki mel’anetleri ve sonuçları ortadadır.
“Bir LEŞ miş M illetler”e bağlı hangi kuruluşu incelersek aynı sonuçla karşılaşırız.
UCM ve Uluslararası Adalet Divanı”nın icraatları/ icraatsızlıklar ortadadır.
Soykırımlar, yağmalar, katliamlar, vahşetler, işgaller, sürgünler vs. bu kuruluşlar marifetiyle unutturuluyor, sürdürülmelerine imkân sağlanıyor ve insanlar yok ediliyor.
Vicdanlılar, mazlumlar, ahlaklılar, Müslümanlar buna isyan ediyor ve gerçekten hak ve hukukun hâkim olmasını istiyor, bekliyor.
Ama mevcut yapının düzelmesi mümkün görülmemektedir.
Düzelme ne zaman mümkün olabilir?
Kanaatime göre ülkeler “One Minüte”yi ve “Dünya Beşten Büyüktür” gerçeğini kabul ettikleri ve gereğini elbirlik ile yerine getirdiklerinde mümkündür.
“Dünya beşten büyüktür” ve “One Minüte” ifadeleri bu zorba yönetim anlayışına, dayatmalara isyanın dışa vurumu, açığa çıkarılmasıdır.
Evet.
Birmiş illetler. LEŞ var ortada.
Uluslar arası hukuku oluşturduğu varsayılan kurallar, kaideler ve düzenlemeler, dünyada nizamı sağlayacak ilkeler hâkim değildir. Zorbaları koruyan, zorbalıklarının devamını sağlayan ve onları koruyan kurallardır.
Batı/ batıl güya devletlerarasında çıkabilecek ihtilafların çözümü ve adaletin sağlanması amacıyla “uluslar arası hukuk” oluşturulmuş ve adil olunmadığı takdirde devletler ortak tepki koymanın belirtisi “uluslararası toplum tabiri ihdas edilmiş.
Özetle Tevhide dayanmayan kurallar uluslar arası hukuk diye yutturulmuş ve yutturulmaya devam ediliyor.
Maalesef Birleşmiş Milletler yerine Bir(LEŞ)miş (M)illetler oluşturulmuştur.
Ve bu yolla dünyada zulümler, soykırımlar ve işgaller devam ettiriliyor
Bu leş Küresel siyonist haçlı zihniyeti tarafından oluşturulmuştur. Milletleri sömürme, katliamlara, soykırımlara, vahşete, şiddete, işgale zemin hazırlama aracıdır.
Ve her zaman tepkisizlik ve soykırım aracı olarak kullanılmaya devam ediliyor.
Kuruluşundan beri dünyada olan ve biten bütün katliamları inceleyiniz altından LEŞ İLLETLER ve bağlı teşkilatları ortaya çıkar.
Soykırımı durdurmakla mükellef olduğunu zannettiğimiz Birleşmiş milletler teşkilatı her katliam veya sömürü için toplantıya çağırılır ve hemen hemen bütün kararlar Güvenlik Konseyi’nin daimi denilen vahşi üyeleri tarafından veto edilir.
Öyle bir yapı oluşturuldu ki, vahşet, işgal, katliam, sömürü bu mekanizma ile devam ettirilir.
Adalet Divanı geç işletilir, UCM, DTÖ, DSÖ doğru karar alsa kararları uygulanmaz.
Dünya Ticaret Örgütü marifetiyle ülkelerin ticaretleri engellenir, halklar perişan edilir.
Birleşmiş milletlerin üyeleri sadece figürandır.
Maalesef bu haydut yapının sahipleri, Siyonist haçlı zihniyetinin ana merkezleri olan Amerika, İngiltere, İsrail ve bütün batı/batıl ülkeleridir.
Bütün mazlum ve mağdur coğrafyaların özgür olabilmesi için dünyanın bu yapılanmadan kurtulması gerekir.
Hâsılı kelam.
Bilinmelidir ki, “uluslararası hukuk” ve “uluslararası toplum” kavramları milletleri sömürmek ve soykırımları çoğaltmak için uydurulmuş kavramlardır. Milletler arası adaleti, ticareti, sağlığı ve merhameti sağlamaya yönelik kavramlar değildir. Aksine toplumları yok etmek için kullanılan araç kavramlardır.
Kurtuluş RED ile başlar.
Bir(LEŞ)miş (M)illetler’in topyekûn reddi ile başlar. Çünkü BİRMİŞ İLLETLER vardır ortada.
Bilgilendirme için teşekkürler Hüseyin Çağrı Çorlu hocam
Şimdi illetlerden kurtulma zamanıdır.
Selam ve Sabırla… 27.05.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?