Kepçe fakirin cebine daldırıldı
Veysi ERKEN Dr.
İnandığınız ve ikame etmeğe çalıştığınız ilke ve kurallardan saparsanız savrulursunuz.
Bu anlamda AK Parti yönetiminde bariz savrulmalar ve sapmalar görünüyor. Hatta bu savrulma ve sapma ülkeyi ve partiyi yıkıma götürüyor denilebilir.
Bilindiği üzere İslam servetin ve malın belirli ellerde toplanmasını istemez. Servetin “devl” etmesini ister. Devlet "devl" kelimesinden türemiştir. Bazılarının “bir eli yağda öteki eli balda” iken diğerlerinin ellerinde bir şeyin olmamasını istemez. Gelir dağılımını dengelemek için tedbirler alınır. Vergi servetten alınır.
Bunun için bireylerin gelirleri arasında uçurumun olmamasını arzu eder. Bilinen husustur bireyler arası gelir makası açıldıkça toplum içindeki huzursuzluklar artar ve toplu yıkılır.
Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllar önce Bursa’da yaptığı konuşmasını hatırlayanlarınız vardır. O konuşmasında iktisadi faciayı izah ederken beş kişilik bir aile asgari ücretle ancak on beş çay ve simit alabildiğini dillendirmişti.
Günümüze geldiğimizde değişen bir şey var mı diye merak ediyorum. Bir tarafta aylık 10 bin liraya mahkûm edilenler öteki tarafta saniyede milyonları götürenler.
Evet, ülkenin yapısında değişimler oldu. Yol, köprü, hastane, okul, öğretmen, öğrenci sayısında ciddi artışlar oldu.
Elbette bu anlamda bir zihniyet değişimi yaşandı.
Ama aynı değişiklik ve olumlu değişim halkın gelir gider dengesinde yaşanmadı.
Bilakis dengesizlik arttı, dayanılmaz bir hal aldı, gıda ve kira terörü oluştu. Dokuz kişiye bir pul, bir kişiye dokuz pul düzeni kaim oldu.
Özellikle ücret karşılığında çalışan (memur, işçi vs.) bir kesimin gelirlerinde ciddi anlamda düşüş yaşanırken, bürokratik kesimin, vekilin ve birkaç görevi üstlenmişlerin gelirlerinde muazzam artışlar yapıldı, ayrıcalıklar pekiştirildi, imtiyazlı sömürücü bir tabaka oluşturuldu.
Gelirlerdeki makas gittikçe açılmaktadır. Yüzdelik hesap ile her gün alt gelir gruplarında ve emekliler içinde yer alanların ceplerinde yüz delik açılmaktadır, vergi adı altında kepçeler fakirin ceplerine daldırılmaktadır.
Bu durum toplumun sosyal ve psikolojik dengesini bozmaktadır.
Esasında yönetimin görevi gelir dengesizliğini gidermek iken maliye bakanı vergiyi tabana yayacağız açıklamasında bulunuyor.
Filhakika yönetimin temel görevi vergiyi değil, refahı tabana yaymaktır.
Ama AK parti asli zihniyetini kaybedip yabancılara teslim olunca refahı tabana yayacağına vergiyi (kepçe ile alma) tabana yayma sevdasına düşmüş durumdadır.
Bu anlayış toplumu felakete sürüklüyor, güven ortamını ortadan kaldırıyor, küfrün ve ihanetin artmasına sebebiyet veriyor.
Özellikle yönetimde yer alan herkese sesleniyorum.
Yaptıklarınız hangi Müslüman'ın vicdanına sığıyor, hangi adaleti ikame ediyor.
Kısaca, tuttuğunuz ve gittiğiniz yol yol değildir.
Bu şekilde devam ederseniz halkın itimadını tamamen kaybedersiniz.
Şu kadar yol yaptım.
Şu kadar hastane inşa ettim.
Şehirleri çift yol ile birbirine bağladım.
İnternetsiz ev, üniversitesiz şehir bırakmadım türü söylemler kaybedilen itibarı ve güveni geri getirmez. Zira ülkede gelir dengeleri alt üst olmuş vaziyettedir, güven ortadan kaldırmıştır.
Memlekette “biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar” havası hâkimdir. Sokağa çıkan herkes bunun farkındadır. Özellikle Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Bursa konuşmasında ifade ettiği gibi bunu en iyi hanımlar biliyor ve yaşıyor.( Bursa konuşması https://www.dailymotion.com/video/x2q53kq )
Hâsılı kelam tavsiyemiz şudur. İnancımızın değerlerine dönünüz ve vergiyi (kepçe ile alma) değil, refahı tabana yaymaya çalışınız.
Selam ve Sabırla…22.06.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?