4 Temmuz 2025 Cuma

Suç İşleme Özgürlüğü

 Suç İşleme Özgürlüğü

Veysi ERKEN Dr.

Rivayete göre herkes kanun önünde eşittir. Kâğıt üzerinde doğru olabilir ama uygulamada eşitliğin olmadığını görüyoruz.

Türkiye’de bazı kesimler için Müslümanlara karşı“suç işleme ve ceza almama özgürlüğü” vardır desek mübalağa etmiş olmayız.

Gayrı Müslim, sabetayist taifenin parçası, mensubu veya Atatürkçü, Kemalist gibi maskelerle maskelenmiş olmak “suç işleme özgürlüğü ve ceza almamak” için yeterli sebeptir.

Mesela kanunlarda “hakaret” ve tehdit” suç kabul edilir.

Bazıları bunu neredeyse hergün işledikleri halde ceza almazlar.

Valileri, savcıları, hâkimleri tehdit ederler, hakaret ederler, iktidara ağza alınmayacak hakaretleri savururlar,  para kuleleri inşa ederler ve kendilerini sorumsuz addederler, yeterli ve etkili ceza almazlar.

Gayrı Müslimlerin partileri, partiler kanununa aykırı bir şekilde ticaret yapabilir, yönettikleri kurumların mensupları Müslümanlara ve İslam’a hakaret edebilir, sosyal medya ve medyalarında ahlaksızlığı, çıplaklığı, teşhirciliği yayabilir, namuslulara, İslam’a ve Müslümanlara saldırabilir, herkese pisliğini bulaştırabilir, aldıkları rüşvetlerden para kuleleri inşa edebilir, örtülülere saldırabilir, her tarafı kirletebilir cezasız kalır. Çünkü gayrı Müslim taife kendini bu vatanın sahibi olarak görür. Cezalar yaptırımsız olduğundan cezasızlık onlar için bir hak kabul edilir.

Maskelerinden ve familyalarından dolayı üstünler(!) bu çukurlar, alçaklar.

Malumdur ki, hukukun hâkim olmadığı yerlerde “adalet”in tecelli etmesi mümkün değildir.

Ve.

Maalesef Türkiye’de cari olan kanunların ekseriyeti adaleti sağlamaya yönelik değildir, gayrı Müslimlere üstünlük, imtiyaz ve cezasızlık sağlayan yapıdadır. “Adalet”sizliği arttıracak ve cinayetleri “teşvik” edecek durumdadır. Müeyyideleri yoktur.

Kanunlarımız bu haliyle “mağdur”u ve “suçsuz”u değil, “mağdur eden”i ve “suçlu”yu, suç işleyeni korur durumdadır.

Tarih öncesinden misal vermeye gerek yoktur.

Yakın tarihten misal verelim.

Gezi parkındaki 9 ağacı bahane ederek etrafı yıkanlar, kobani bahanesi ile masumları yakanlar, lokantalarda örtülülere saldıranlar, İslam ve İslami değerlere saldıranlar, ayyaş bir şekilde kazalara sebebiyet verenler cezasız kalmaktadır.

Özetle maskelilerin ve gayrı Müslimlerin eylemleriyle ile ilgili verilen kararların tamamı suçları görmezlikten ve  “adalet”sizliği arttırmaktan başka işe yaramamaktadır.

Darbeciler, 28 Şubatçılar ve Siyonist haçlı zihniyetinin fetöitleri yüz binleri mağdur ettiler, zulme uğrattılar, yüzlerce insanı şehit ettiler ve bunlar cezaevlerinden bir kararla çıkarıldılar.

Paradan kuleler inşa eden hırsızlar neş’e ile makamlarında duruyorlar.

Hani bir deyim vardır ya.

“Taşlar bağlandı, köpekler sokakları işgal etti”

Mağdurlar ve mazlumlar esir, suçlular güçlü ve özgür.

Nerede adalet.

Her gün işlenen cinayetlerin, idamı gerektiren suçların faillerine, tecavüzcülere verilen cezalar suçla mütenasip mi?

Bu soruları çoğaltmak mümkündür.

Ve şu kanaate vardım yıllar önce, kanaatim değişmedi ve bugün de geçerlidir.

Kanunlarımızın ekseriyeti suçluyu, gayrı Müslim’i, sabetayisti koruyan ve kollayan yapıdadır, cinstendir.

Hele hele suçu işleyen gayrı Müslim ise cezalar adeta yok hükmünde ve suçu teşvik eder mesabesindedir.

Ülkemize ve insanımıza yazık ediliyor.

Suçlar ve suçlular artıyor.

Keşke yanılsaydık ve son kararlar adil olsaydı da mağduru ve mazlumu korusaydı. Adalet ayaklar altına alınmasaydı.

Bilinmelidir ki “adalet” ancak suçluya suçuna uygun ceza vermek ve mağdura hakkını teslim etmekle mümkün olur.

Kısasta hayat var ayeti bize dengeyi ve mazlumu korumayı sağlar.

Hukuk hâkim olacaksa kimse mazlum ve mağdura sormadan suçluyu affedemez. Öldürülenin katilini ölenin vasisi, velisi olmadan kimse affedemez.

Adaleti sağlamak isteyenler kısası uygulamakla, hırsıza, rüşvetçiye suçuna muadil ceza vermekle mükelleftir.

Velhasıl Türkiye’de “adalet” bir kere değil her gün katlediliyor. Gayrı Müslimler cezasızlıkla ödüllendiriliyor. Mağdur ve mazlumların hakkı çiğneniyor.

Selam ve Sabırla… 04.07.2025

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?