ANALAR
Veysi
ERKEN
Analarımız. Elleri nasırlı,
gönülleri huzur sağlayıcı anlarımız. Kıymetini zamanında bilemediğimiz
analarımız. Örtüsünden dolayı horlanan, itilen, kakılan, işinden, aşından ve
eşinden edilen analarımız.
Bir gün kıymetinizi bilecek
miyiz?
Bir gün cennetin ayaklarınızın
altında olduğunun idrakine varacak mıyız?
Bir gün Cenabı Allah’ın lutfuyla
varlığımızın vesilesi olduklarının farkında olacak mıyız?
Örtü zulmünün devam ettiği bir
dönemde Anasını unutmayan Saim dostumdan bir şiir aldım. O, ananın kıymetini
bilenlerden. O rahmet-i rahman’a kavuşmasının üzerinde yirmi yıldan fazla
geçmesine rağmen Anasını unutmayanlardan.
Şiir beni derin tefekküre gark
etti.
Evet, Analarımızı,
bacılarımızı, kızlarımızı ve dahi bütün beşerin “taife-i nisa”sını unutmayalım. Onların mazlumiyetlerine,
mağduriyetlerine ve haklarının gaspına teşne olan firavunlara ve insan
şeytanlarına karşı cehd edelim.
Cenabı Allah cehdimizi mebrur
ve kabul buyursun.
İşte o şiir:
“ANAM...
Çok candan sevdiğim bir anam vardı,
Bembeyaz bir teni, saçları kırdı,
Aşk ve şefkat ile beni sarardı,
Ölünce sandım ki dünyam karardı.
Canım ANAM!
Yüzüme baktıkça gözün dolardı.
Yıl 88, ay Haziran'dı,
Kader konuşuyordu, tartışılmazdı...
Gün Perşembeydi, saat dokuzdu,
Mevlam verdi, Mevlam aldı.
Hamd ediyorum,
Ölüme şükür olmazdı.
Cefalı, çileli, vefalı ANAM!
Bilmem ki hangi bir derdine yanam.
Bir gün gir rüyama da seni sağ sanam,
İyilik, sadakat timsali ANAM.
Her ANA dediğimde, "Can!" derdin bana,
Yetim anası, sanki şu anmış gibi kulaklarımda,
Hani derdin ya "Eller anası",
İşte sendin o canım benim.
Mevlam bana sabır, sana rahmet eyleye...
Saim AKÇAY, 1988
Selam ve Sabır….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?