11 Ekim 2017 Çarşamba

Edeb Ya Hu



Edeb Ya Hu 
                                                                                                       
           Veysi ERKEN

            Büyüklerimiz “edep insan için gereklidir yönetici için daha elzemdir” derlerdi. Gerçekten de edep kişilik ve toplum için önemlidir.
            Edep bireyin kişiliğinden daha çok toplumun kişiliği, huzuru ve mutluluğu için önemlidir dersek abartılı ifade kullanmış olmayız.
Atalarımız “elif, dal ve be” harflerinden oluşan “edeb” kavramını çok güzel tanımlamışlardır.
İrfanî tanıma göre edep, insanım eline, diline ve beline hâkim olması, bir başka deyişle eliyle, diliyle ve beliyle başkasına zarar vermemesidir.
            Edep kavramının tanımına göre hal böyle iken, ülkemizde “edeb”sizlik “tapınak Şövalyeleri”nin uzantıları ve piyonları marifetiyle teşvik edilmekte ve kutsanmaktadır. Piyonların marifetiyle topluma önderlik etmesi beklenenlerin kişiliksizlikleri “özel hayat” kavramı adı altında masum gösterilmeye çalışılmakta ve değerlerimiz dinamitlenmektedir.
“Hizmetçi yaparsa oruspuluk evin kızı yaparsa kaçamak” anlayışı ile edepsizlik unutturulmak istenmekte ve yönetimdekilerin edepsizlikleri örtülmek istenmektedir.
Yapmayın etmeyin beyler ve bayanlar demeyeceğim. Sizler maşa ve “nüfuz ajanı” olduğunuz için yine emirleri yerine getireceksiniz. Dudaklarınızdan dökülecek ve kalemlerinizden karalanacak kelimeler emirlerin dışında olmayacak. Zira sizler talimli edebsizlersiniz.
Bilesiniz ki, edepsizlik mızrağı ve edebsizliğiniz çuvala sığmıyor.  Hayati Akkaya beyin ifadesiyle:
“Bir gidiş ki, durak yeri sonu yok
Varsa seks yoksa seks başka konu yok
Eski kız harama uçkur çözmezdi
Şimdikinin, uçkur nerde donu yok”
Harama uçkur çözmemek için bir insanda cenabı Allah’ın vazettiği helal-haram inancının olması gerekir. Bu değerler bireyde yoksa donsuz da olabilir. Üzülerek belirtmeliyim ki, piyon ve uşakların marifetiyle yaşatıldığımız ortam budur.
Dolayısıyla oluşturulan ortamda zihinler iğfal edilmekte ve değersizleştirilmektedir.
Oluşturulan ortamla zihin haritamız “değer”sizleştirildiği için medya şeytanlarını -gözlerimizi fal taşı gibi açarak- seyrediyor ve edepsizliği savunmalarını hayretle izliyoruz.
Oluşturulan ortamda piyonların dolmalarını yutanlar yapılan edepsizlikleri ve edebsizleri değil onları tenkid edenleri suçluyor. Böyle bir medyadan ve şeytanlarından başka ne beklenebilir.
Eskiden “kenarına bak bezini al, anasına bak kızını al” derlerdi. Şimdi diyorum ki “patronuna bak yorumcuyu ve yazarı anla”.
Evet.
Gerçekten yorumcu(!) ve yazarları(!) bu mantıkla anlamaya çalışıyorum.
Bir tartışma programında kanunlarımıza göre  “zina” suç değil, sadece boşanma sebebidir, olanlar biz ilgilendirmez ifadesiyle içine düşürüldüğümüz ahlaki derekeyi daha iyi anlıyorum.
Maalesef ahlaki şirazemiz kaybettirilmiş ve kaybolmuştur. Artık şirazesiz bir toplumda her türlü “edeb”sizlik tabii karşılanması gerektiği anlayışı telkin edilmeye çalışılmaktadır.
Bunun sonu ne olur dersiniz?
Kanaatimce sodom ve gomorlaşmadır. Neticesi yok olmadır.
Unutulmamalıdır ki, kendindeki güzel vasıfları terk eden toplumların sonu yok olmadır.
Bu bir ilahi emirdir.
Okuması, yazması ve aklı olan okusun ve edepsizliği savunmasın.
Hele hele edepsizliği “milliyetçilik” veya “ tecessüs” kavramlarıyla hiç kimse "şal"lamasın.
Artık “edeb”sizlik mızrağı çuvala sığmıyor.
EDEB ya Hû diyorum.
Selam ve sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?