13 Mayıs 2022 Cuma

Zihin ve Zemin Bağlamında Bir Savrulma Misali: Özlem Zengin

 Zihin ve Zemin Bağlamında Bir Savrulma Misali: Özlem Zengin

Veysi ERKEN

Özlem Zengin hukuk fakültesi mezunudur.  Şimdi vekil aynı zamanda.

Hukuk Fakültelerinde hukukun kaynakları itibarıyla ikiye ayırdıklarını bilir diye düşünüyorum.

Tabii hukuk

Pozitif hukuk (insan eli ile imal edilmiş kanun, tüzük, yönetmelik vs.)

Esasında pozitif hukuk denilen şey sadece kanunlar manzumesi ve her zaman “hakk” kavramını ifade etmez.

İnsanların inandığı “din” ne ise onun vazettiği hukukla yaşarsa mutlu olur.

Türkiye’de Müslümanlar kendi hukuklarıyla değil, beşerin vazettiği kanunlarla yaşamaya mecbur bırakıldığı için mutlu ve huzurlu olamıyor.

Bunu en iyi bilenlerden birinin Özlem Zengin’in olduğunu düşünüyordum.

Zira geçmişte bunun mücadelesini yapmış biriydi bildiğim kadarıyla.

Son konuşmasıyla ne kadar savrulduğunu görüyoruz.

Maalesef konuşmasının bütününü incelediğimizde Tabii hukuku tamamen reddettiğini görüyoruz.

Hatta din(İslam) ile hukuku tamamen tefrik ettiğini ibretle müşahede ediyoruz. “Kendi ifadeleri "Adalet Bakanlığımızın çok önemli bir çalışmasıyla beraber artık kadın cinayetleri hukuki bir terim olarak mevzuatın içerisine girmiş oldu. Kadın cinayetleri denilen şey hukuk mevzuatında bir tanımlama. Böyle bir tanımlama varken sizin karşınıza devamlı dini referans göstererek hukukun var kıldığı kavramları reddetmeye çalışan insanlar oluyor. Onu dinleyen insanlar sizi düşman biliyor. Beni dindar görmüyorlar. Benim ne kadar inançlı olduğuma insanlar mı karar verecek?

Burada problem şu, kadınlar için şiddetin konuşulduğu bir gün var, çok önemli bir günden bahsediyoruz ve hukuken de bir terimden bahsediyoruz. Araya dinle ilgili bir referans girdiği zaman siz ne söylerseniz söyleyin onunla rekabet etme şansınız kalmıyor. Oysaki siz hukuken var olan bir gerçeklikten bahsediyorsunuz. Tezlerimizi savunurken; din ile dini yan yana koymalıyız, hukuk ile hukuku." https://www.yenisafak.com/gundem/ozlem-zengin-mehmet-boynukalinin-istifasiyla-ayasofya-ozgurlesti-3819368

Sadece şu cümlesi zihin bağlamında düşünce zemininin ne kadar kaydığını göstermeye yeter. “Oysaki siz hukuken var olan bir gerçeklikten bahsediyorsunuz. Tezlerimizi savunurken; din ile dini yan yana koymalıyız, hukuk ile hukuku."

Merak ediyorum.

Vahyi reddeden hangi düzenlemeler ferdi ve toplumu mutlu etmiştir.

Vahyin dışındaki hangi düzenlemeler şiddeti, cinayeti, hırsızlığı, soygunu vs. azaltmıştır.

Son yılların artan boşanmaları, cinayetleri(hadi kadın diyelim), şiddeti, evlilik dışı ilişkileri hangi düzenlemeler bitirmiştir veya azaltmıştır.

Yazık, hem de çok yazık.

Makamlar, mevkiler, şöhretler insanı inancından bu kadar mı koparır.

Maalesef artık İslam ve Müslüman düşmanı olanların ifadelerine karşı söyleyecek bir sözümüz yoktur.

Zira tahribat içtekilerin marifetiyle gerçekleştiriliyor.

Tahribatı ve yıkımı durduracak bir faaliyet görünmüyor. Bilakis her düzenleme ailede yıkımı, dağılmayı, tahribatı, şiddeti, cinayetleri, boşanmaları arttırıyor.

Bu gidiş maalesef toplumun yıkılmasını, milletin dağılmasını ve devletin çöküşüne yol açıyor ve hızlandırıyor.

Umulur ki, hatadan dönülür, tevbe ve istiğfar edilir.

Doğru zeminde ve zamanda tefekkür edilir ve mevzuat hazırlanır.

Niyet hayır, akıbet hayır diyemiyoruz maalesef görünen o ki, niyet kötü, akıbet kötüdür.

Selam ve Sabırla…

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?